|
 |
 |
 |
Cüneyt Toros: Gönüldaş ve hissedar
Futbolda rekabet, global boyutlara ulaşınca iş planları da değişiyor. İş artık sadece futbol maçı seyretmekle değil; taraftara katma değeri yüksek hizmet sunmakla oluyor. F.Bahçe, Aziz Yıldırım başkanlığında iş planını net olarak ortaya koydu. Önce stadın yapımını tamamladı. 52 bin kişilik stadın yıllık gelirini; bilet satışı, reklam ve stat içindeki işletmelerin kiraları dahil 35 milyon dolara yükseltti. Kulübün pazarlama şirketini halka açtı. Böylelikle başta stat yapımı olmak üzere, kulübün yatırımları için uzun vadeli sıfır faizli kaynak yarattı. F.Bahçe, halka açılarak yatırımcılardan kaynak sağladı. Karşılığında temettü garantili hisse sattı. Böylelikle hissedarlarını 'kar payı' yoluyla rant dağıtarak memnun etti. Büyüme planlarının ilk etabını başarıyla geçti. Tesisleşmeyi bitirdi ve bu yatırımları, halka açılıp kurumsallaşmasını tamamlayarak destekledi.
SIRA TARAFTARDA Yönetim şimdi bir adım öteye gidiyor. Hissedarlarını memnun ederken, şimdi 'taraftar kartı' yoluyla gönüldaşlarına da hizmet satmaya başlamaya hazırlanıyor. Anlaşmalı mağazalarla katma değeri yüksek hizmet sunarak, kartın albenisini artırıyor. Yönetim bir adım daha atıyor, "Taraftar kartı sahiplerine yönetimi seçme hakkı da tanıyorum" diyerek taraftarların kulübe karşı 'aidiyet' duygusunu artırıyor. Bu aidiyet duygusu Katalan Barcelona'da başkanı 100 bin kişinin seçmesiyle, BASK'lı A.Bilbao da 40 bin kişilik taraftarla karşımıza çıkıyor. Hem gelir sağlanıyor, hem hizmet sunuluyor. Bugün taraftar kartına sahip Bilbao seyircisi, 3 gün önceden bildirmek şartıyla her maça gitme hakkına sahip. Kart sahibi maça gitmiyorsa, kulüp o koltuğu yeniden satabiliyor. F.Bahçe, en büyük aktifi olan taraftarını kaynak olarak kullanıp, kulubün gelirini maksimize etmeyi planlıyor. Kaba bir hesap yapalım. 100 bin kişi, taraftar kartının yanında seçme hakkı için yıllık 200 YTL ödese, kulübe yıllık 15 milyon dolar ekstra kaynak enjekte eder. Ancak biz 'oy hakkına sahip' bir kartın 200 YTL'nin de üzerinde bir fiyata satılacağını sanıyoruz.
EUROCARD GİBİ OLMAZ Özetle F.Bahçe, gelirlerini artırmak için hissedarlardan sonra şimdi taraftarına gidiyor. Bu proje de G.Saray'ın Eurocard projesinde olduğu gibi hayal kırıklığı da yaşanmaz. Çünkü G.Saray Eurocard'ları sattı ama karşılığında hiçbir hizmet sunamadı. Oysa F.Bahçe, taraftarının Fenerium'da satılan herhangi bir ürünü almasıyla yetinmek istemiyor. Çünkü her bir formadan F.Bahçe'nin kazanacağı net kâr yüzde 5... Bu kulübe yetmiyor. Onlardan kulüp için daha çok para harcamasını istiyor. Bunun karşılığında da katma değeri yüksek hizmet veriyor. Üstelik başkanı seçme hakkını bile fiyatlandırıp satmayı planlıyor. Kısacası F.Bahçe ekonomik yönden doğru adımlar atmaya devam ediyor.
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|