|
|
|
|
|
Mavi kanlı bir spor otomobil
|
|
Aslına bakarsanız, İtalyan "Egzotik" otomobillerinin en "Mavi kanlısı" Maserati'dir. Lamborghini'nin esamesi okunmazken, Ferrari'nin kurucusu Enzo henüz toy bir otomobil yarışçısı iken Maserati vardı ve pistlerde fırtına gibi eserdi. Bu yıl 90.yılını kutlayan Maserati "Safkan spor otomobil" geleneğinin en önemli mihenk taşlarından biridir. 1950'lerde 3500 GT ile müthiş bir sükse yapan, 1970'li yıllarda Merak, Khamsin, İndy ve ortadan motorlu ilk Maserati olan Bora gibi modelleriyle rüyaları süsleyen otomobil hep Maserati olmuştur. Bu dönemde Fransız Citreon'in de finansal desteğini alan Maserati iyi otomobiller yaptı. Hatta bu arada bir de "Citroen-Maserati" ortak yapımı Citroen SM'e imza attı. Ancak Maserati efsanesi 1970'lerin sonunda fabrikanın başına kendi de bir spor otomobil üreticisi olan Alejandro De Tomaso'nun gelmesiyle sıkıntılı bir sürece girdi. Yukarıda sözünü ettiğim efsanevi otomobillerde de payı olan De Tomaso, 1980'lerde "Kafayı bozdu". "Herkesin alabileceği fiyata küçük ama süper spor otomobiller üretilebilir" diye bir saplantıya girdi. Bu anlamsız firkin ürünü 1981'de piyasaya çıkan biturbo oldu. Bu otomobil ve onu takip eden 224, 424, Ghibli, Spyder ve Quattroporte, Maserati adının çöküşünü getirdi. Çünkü Maserati'nin kısıtlı imkanlarıyla yapılan üretimlerde ciddi sorunlar vardı. Otomobiller heyecan vericiydi, değişikti ama "Problemliydi! 2,8 ve 2,5 litrelik 4 ve 6 silindirdi turbo motorlar ciddi sıkıntılar yaratıyordu. Otomobillerin finishinginde hatalar vardı. Kullanıcı memnuniyeti sıfıra yakındı. De Tomaso, Maserati'nin batışını hazırladı. 1990'ların başında fabrika sıfırı tüketti. Ve İtalya'da sıfırı tüketen tüm bağımsız üreticiler gibi FİAT'ın kucağına oturdu. Daha önce benzer bir durumda Ferrari'yi bünyesine katan Fİ- AT, Maserati'yi de 1990'ların ortasında yuttu. FİAT Maserati'yi alınca firmayı toparlama görevi Ferrari'ye ve başındaki Luca Di Montezemola'ya verildi. Ferrari Maserati'yi aldığında aslında Maserati'nin elinde "Hazıra yakın" bir otomobil vardı. Geçmişin 3500 GT'sinden izler taşıyan 3,2 litrelik 8 silindirli turbo bir motora sahip yeni bir GT. Etkileyiciyi kasayı Guigaro çizmişti. Ve otomobil imalata hemen hemen hazırdı. Ancak yine kalite sorunları vardı. Ferrari hemen duruma el koydu. Otomobilde bazı iyileştirmeler yapıldı ve 3200 GT piyasaya verildi. Mevcut Quattroporte'ye de 8 silindirli turbo motor takıldı ve o da bir dizi iyileşirme ile yeniden satışa sunuldu. 3200 GT çok şık ve çok güzel bir otomobildi ama Ferri'nin müdahalesine rağmen sorunluydu. Motor ve yürüyen aksam ciddi sıkıntılar yaratıyordu. Yol tutuş olması gerektiği kadar iyi değildi. Ama dizayn ve özellikle de arkadaki ledli boomerang stoplar insanı deli edecek kadar güzeldi. Fakat firmayı kurtaracak olan ve pazarın yüzde 70'i anlamına gelen ABD'den itirazlar yükseldi. Ferrari üretim planlamacıları oturup otomobili yeniden elden geçirdiler ve ortaya biraz sonra anlatacağım 4200 GT çıktı. Aslında benim anlatacağım otomobil 4200 GT'nin gelişmiş versiyonu olan Grand Sport
* İÇ DİZAYN Tam bir spor otomobil içi. Klasik. Spor koltuklar biraz rahatsız. Ama zaten öyle olması gerekiyor. Göstergeler analog. Öyle modern görünümlü ekranlar falan yok. İçi tamamen deri kaplı. Tavan ve sütunlar bile. Direksiyon deri ve karbon-kevlar karışımı. Tam yuvarlak değil.Göstergelerin formunda. Görüşü hiç engellemiyor. Ele çok iyi oturuyor. Ama bana göre karbonkevlar gereksiz. Çünkü kaygan. Ben olsam süeti tercih ederim. Klima son derece başarılı. Radyo CD çalar ise Becker. Yani bence iğrenç. Ama neyazık ki, Ferrari de, Maserati de artık bu markayla çalışıyor. Bulmaca gibi bir müzik sistemi. Bu Maserati'yi binlerce kilometre ve yıllarca kullandım, radyonun sırrını hala çözebilmiş değilim. Sesi gayet iyi ama benim istediğimi değil, kendi istediğini çalıyor. Ferrari'nin F1 şanzımanı bu otomobile de uygulanmış. Kumandalar hemen hemen aynı. Son derece rahat. Vites kumandaları direksiyonla beraber dönmüyor. Ferrari mühendisleri direksiyonla beraber dönen kumandaların sürücülerin kafasını karıştırdığını düşünüyormuş. Koltuk ısıtması, otomotik vites seçeneği ve buzda sürüş için çok başarılı "Ice" seçeneği var.
* MOTOR ŞANZIMAN Motor çok başarılı. 3200 GT'deki hastalıklar tamamen tedavi edilmiş. 400 beygire yakın bir güç üretiyor. Ama atmosferik motor çok daha dengeli bir güç sağlıyor. Doğrusunu isterseniz, bundan daha yüksek güçler gereksiz. Çünkü otomobili "Sürülebilir" olmaktan çıkarıyor. Maserati vasatın biraz üzerindeki sürücüler için bile "Kullanılabilir" bir otomobil. Şanzıman da F1 kullanımında çok başarılı. Ancak otomatik seçeneğe aldığınız zaman hem vites değiştirirken çok zaman kaybediyor hem de gereksiz yere hızla vites büyütüyor. Ancak oranları çok çok iyi. Belki bir 7. vites bile olabilir.
* SÜRÜŞ Ben bu otomobili ilk olarak Maserati'nin 90. yılı kutlamalarında İtalya'da kullanmıştım. Milano'dan Modeno'ya, oradan Maranello'ya, oradan da Roma'ya kadar. Hem de yer yer yağmurlu bir havada. Yolda 290 km/s sürati görmüştük. İstanbul'da bu sürate hiç çıkamadım ama limitleri epeyce zorladım. Yol tutuş bir Ferrari 360 değil ama daha heyecan verici. Virajlarda hafif yanlıyor. Gaza bastığınız zaman da hafifçe kaykılıyor. Frenler eskiye oranla çok çok iyi. Direksiyon fazlasıyla hassas. En küçük tepkinizi yola yansıtıyor. Otomobil arkadan kopmaya çok müsait. Buna karşın kontralara da aynı ölçüde duyarlı. En güzel tarafı altı çok alçak değil. Kent içinde, İstanbul'un en bozuk yollarında, rampalarda bile rahatlıkla kullanılıyor. Günlük kullanım için bile düşünülebilecek bir otomobil. Bagajı küçük. Arka koltuklar ise ancak bir çocuk için rahat. Yine de yeterli. Arkada sunulan yer Porsche'den iyi.
* İZLENİM Harika bir otomobil. Rakipleri Porsche 911 ve Jaguar XK. Porsche'nin kalitesine ve yol tutuş özelliklerine sahip olmaması dezavantajı. Bir başka dezavantajı ise ikinci elde çok fazla talep görmemesi. Bir ara bozulan imajı da bir başka sorun. Ama içinin verdiği duygu, köklü geçmişi, heyecan vericiliği müthiş. Fiyatı biraz daha ucuz olmalı diye düşünüyorum sadece. Ha bir de Amerikan pazarı için üretildiğinden Grand Sport modelinde hafif bir "Kroluk" var. Öndeki hava giriş panjurunun parlaklığı arkada etekte kullanılan aynı malzemenin görüntüsü otomobili bozuyor. Ama yine de harika. Bu arada Maserati'nin bir de Quattroporte'si var. Bence 4 kapılı lüks sedanların en iyisi. Hele hele şoför kullanmıyorsanız. Onu da başka bir gün anlatırım.
Maserati Gransport Motor Hacmi: 4244 cc. Max Güç: 400bg. Max Tork: 451 nm. 0-100 km/sa hızlanma: Max Hız: 290 km/sa Fiyatı: 228.000 Euro
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|