Güney Amerika'dan Ortadoğu'ya işgal
Dinler arası bir çatışma ortamı yaratılmaya çalışılan, daha doğrusu Batı'da Müslüman'ı kötü gösterme üzerine düzenli bir ideolojik pompalama yapıldığı günümüzde,size 148086 yılları arasında doğmuş bir dinadamı/bilimadamından söz edeceğim. Francisco di Vitoria. Güney Amerika'yı yağmalayarak büyük bir zenginlik yaratan İspanya, bu acımasız saldırısına, katliamlarına ideolojik bir kılıf bulmak zorundaydı. O zaman henüz Huntington ortaya çıkmadığı için "Medeniyetler Çatışması" yazılmamıştı. Bugün Batı'nın Müslüman coğrafya üzerindeki denetimine ideolojik kılıf yaratmak için nasıl bir "düşman Müslüman" portresi çiziliyorduysa, o dönem Güney Amerika'da yaşayan yerliler için de benzer anlatımlar yapılıyordu. Aztek, Maya ve İnka gibi üç görkemli uygarlığı görmezden gelen işgalciler, fetihlerini meşrulaştırmak için sık sık, yerlilerin insan kurban törenleri yaptıklarına, yamyamlık, sodomi ve ensest uygulamalarda bulunarak tabii yasaları çiğnediklerini ileri sürüyorlardı. Bu konuda en yüksek dini yetkili Papa'dan yetki almışlardı. Yani yerlileri insanlaştırma konusunda. (Gerekirse imha ederek) Her işgal kendine meşruiyet zemini bulmak ister. Bugün Saddam'ın kitle imha silahları, Hamas'ın "terörizmi", İran'ın nükleer programı, dün de vahşilik. Batı, işgalini hep bir "öteki" yaratarak yürütmüştür. Yüzyıllar önce Güney Amerika'ya medeniyet götüren Batı, şimdi Ortadoğu coğrafyasını aynı gerekçeyle altüst etmiyor mu? Neyse... O dönemde Vitoria isimli bu dinadamı devreye girer. Vitoria, yerlilerin İspanyollara aykırı gelen uygulamaları yaparken tabii yasaları çiğnemek gibi bir niyetleri olmadığını, bu suçları bilinçsizce işlediklerini savunur. "Öyleyse, onların, aynı suçları, suç olduğunu bile bile işleyen birer Hıristiyan gibi sorumlu tutulabilmesi mümkün değildir. Ayrıca, sözkonusu alanda açıkça yetkili olan Papa'nın dini yargılama hakkı Hıristiyan dünyanın sınırlarında bitmektedir. Bunun yanısıra, Papa yalnızca Hıristiyan dünyası için geçerli olan yetkisine rağmen, tabii yasaları çiğnedikleri gerekçesiyle Hıristiyan topluluklara savaş açılmasına da izin veremez. Yoksa, sayısız günahlar içeren Hıristiyan krallıklarının her gün sınırlarını değiştirmesi gerekecektir. İspanyol yönetimi, tabii yasalar çiğnendiği zaman, yalnızca insancıl bir müdahalede bulunabilir. Bu durumda, putperest uygulamaları önlemek amacıyla, yerlilere İncil'in tanıtılması gerekebilir ve müdahaleyi ancak bu amaç meşru kılabilir. Sözkonusu meşruluk da müdahalenin barışçı niteliğiyle sınırlandırılmıştır. Vitoria, emperyal emeller uğruna savaşı reddettiği kadar, din adına savaşı reddeder." Vitoria, her türlü önyargı karşısında mutlak bir bağımsızlık sergileyerek genel geçer değerlendirmeleri çürütüp özgür düşüncenin sözcülüğünü yapacaktır. Herkesin aynı noktaya baktığı bir dünyada, farklı yerlere bakıp farklı şeyler görmeyi bilen ve bunu cesaretle seslendirebilen bir bilimadamı kimliğiyle hukuk felsefesi tarihinde hak ettiği yeri almış bir isimdir Vitoria. (Bu yazıyı Cemal Bali Akal'ın Modern Düşüncenin Doğuşu isimli eserinden yararlanarak hazırladım. Dost Kitabevi, 1997)
|