Batı'da Hamas rahatsızlığı
Hamas lideri Haled Meşal'ın sürpriz Ankara gezisi, Ankara'nın yakın müttefikleriyle arasında soğuk rüzgarlar estiriyor. Dün üst düzey bir Avrupalı yetkili tepkisini "Avrupa Birliği'nin politikası çok net. Hamas silahı bırakıp İsrail'i tanımadan doğrudan temasta bulunmayacağız. Türkiye arabulucu olabileceğini düşünüyor, ama bu Ankara'yı aşan bir durum. Ankara Mısır mı olmak istiyor, AB üyesi mi?" diye ifade etti. Washington'da bir kaynak telefonda şöyle diyordu: "Çok rahatsızız. Bize son dakika söylendi. Türk hükümeti bizden Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'le görüşmememizi isteyince, seçilmiş bir siyasetçi olmasına rağmen Türkiye'nin görüşünü dikkate aldık. Şimdi Türk Başbakanı Hamas'ın askeri kanadından seçilmemiş bir liderle görüşmeyi planlıyor. İyi değil." Bir başka üst düzey Batılı kaynak, "Türkiye'nin çeşitli konularda köprü vazifesi görmek istemesi güzel bir şey ama Batı'dan gelen mesajı da sulandırmamak lazım. Korkarım bu Abdullah Gül'ün kucağına düşmüş bir el bombası " sözleriyle, dün Ankara'da dolaşan söylentiyi doğrular gibiydi. Dün Ankara'da konuşulan, Hamas liderini bu kadar üst seviyede kabul etmenin Dışişleri'nin bilgisi dışında olduğu ve Gül için diplomatik açıdan "can sıkıcı" bir emrivaki haline dönüştüğü.
DAVUTOĞLU ÖNCÜ Peki kriz noktasına gelen diplomatik olaylar nasıl tırmandı? Meşal'ın Şam'dan Ankara'ya varan uçağıyla birlikte telefonlar susmadı. Dün sabah saatlerinden itibaren Başbakan Erdoğan'ın Hamas lideri ile yapması planlanan toplantının iptali için diplomatik baskı uygulandı. Dışişleri Bakanlığı'nın devre dışı kaldığı ziyaretin organizasyonu, Başbakan'ın dış politika danışmanı Ahmet Davutoğlu'nun öncülüğünde gerçekleşti. Geçmişte "stratejik derinlik" ve "çok eksenli dış politika" kavramlarıyla AK Parti hükümetinin parlayan yıldızlarından Davutoğlu, Filistin seçimlerinden bu yana "arabuluculuk" konusunda öne çıktı. Davutoğlu, Türkiye'nin Şam büyükelçiliği aracılığıyla Hamas liderleriyle de teması sağladı. Şam'dan gelen heyete eşlik eden Suriye'li gazeteci Hüsnü Mahalli, Hamas'ın Türkiye'ye büyük itibar gösterdiğini, Ankara'da beklenen tavizleri verebileceğini söylüyordu. İsrail, ABD ve AB'nin tutumu ise, "Hamas silahı bırakmadan, barış sürecini kabul etmeden ve İsrail'i tanımadan doğrudan temas yok" olarak sabitlendi. Türkiye bu tarz bir tutumun "Hamas'ı izole edereceği" düşüncesiyle Hamas'la kanalları açık tutmak gerektiğini savunmakta. Meşal'ın Hamas ziyaretine resmi olarak "ilişkileri derinden yaralar" tepkisini gösteren İsrail, diplomatik olarak Türkiye'nin kendisine açık davranmadığı görüşünde. İsrail neden kızgın? Çünkü Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, hafta başında kendisini arayan İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'ye "Kesinlikle Hamas'ı davet etmeyeceğiz" açıklamasını yapmıştı. Meşal'ın ziyareti kesinleşince yine telefona sarılan Gül. Çarşamba gecesi İsrailli Bakan'ı tekrar arayarak "Özel kanallardan benim bilgim dışında bir davet gelişmiş" dedi. "Gergin" görüşme 55 dakika sürdü.
ABD'DEN PKK UYARISI ABD de rahatsızlığını Türkiye'nin Washington elçisi Nabi Şensoy'a ileterek "Biz PKK'yla görüşsek nasıl karşılarsınız?" dedi. AB'li bir kaynak ise Ankara'nın Alman Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier'e Hamas'la görüşeceği konusunda hiçbir şey söylememiş olmasından yakındı, "Ankara'nın Hamas nezdinde bir ağırlığı yok. Üstelik örgütteki eğilim radikallerden yana. Neden seçilmiş liderleri değil de askeri kanattan liderleri çağırdılar, anlamak mümkün değil" dedi. Alman Bakan Steinmeier, dün Gül'ü arayarak "Neden bana Salı günü söylemedin?" dedi. Gül "Bilmiyordum" cevabını verdi. Steinmeier, Salı günü Gül'e, Mahmut Abbas'ın Cumartesi günü parlamentoyu açarken Hamas'a "İsrail'i tanımazsanız kabineyi onaylamam" mesajı vereceğini söylemişti. Avrupalılar Türkiye'nin çabalarının bu planı sabote etmesinden korkuyor.
|