kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Bir eksiğimiz Hamas liderinin ziyaretiydi...
ŞAKA - Aganigi...

Bir eksiğimiz Hamas liderinin ziyaretiydi...

Bu Amerikalıların kafa karışıklığı, gerçekten rahatsız edici hale geldi. Başta Başkan Bush olmak üzere Amerikan devleti adına konuşan kim varsa, "Ortadoğu'ya demokrasi gelmeli" dediler. Derken seçim sandıklarından istemedikleri partiler ve isimler çıkmaya başlayınca da, onları devirmek için açık ve kapalı tehditleri seslendirmeye başladılar.
Bir örnek Filistin'deki seçimi Hamas'ın kazanması ertesinde yer alan gelişmelerden, tehditlerden, uyarılardan, maddi ve manevi kuşatma eylemlerinden verilebilir.
Baksanıza Hamas lideri Halid Meşal'ın Ankara'yı ürküten ziyaretine... Meşal, Ankara'ya geleceğini Türk makamlarına önceki gece resmi olarak iletmiş...
Daha önce İsrail'e "Hamas'la doğrudan temas etmeyeceğiz" diye güvence veren Türk Dışişleri, hemen ABD ve İsrail yönetimi ile temasa geçmiş. Bu arada da Meşal Ankara'ya geldi.
Hatırlayın. O sırada hem BM'nin hem de özellikle ABD'nin ambargosu ile izole edilen Libya'ya gidip Kaddafi'yi ziyaret eden dönemin Başbakanı Erbakan, bir anda nasıl hem iç politikada hem de dış politikada kuşatılmış ve 28 Şubat 1997 postmodern darbesi ile devrilmişti? Düşünün ki Halid Meşal Ankara'ya gelirken, aynı anda ABD Temsilciler Meclisi, Hamas İsrail'i yok etme amacından vazgeçmedikçe, Filistin'e doğrudan yapılan yardımın durdurulmasını öngören ve daha önce de Senato'da onaylanan karar tasarısını kabul ediyordu.
Acaba Meşal'in Ankara'da, Hamas'ın temel çizgisinden vazgeçtiğini duyuran bir açıklama yapmasını bekleyen var mı? Dış politika böyle tehlikeli bir alan. Amerika'nın kafa karışıklığına düştüğü dönemlerde, onun ilgi alanlarından uzak durmak, iç politikada rahat etmek anlamına geliyor dünya ülkeleri için. Yani Amerika ile ters düştüğünüz zaman, ortaya çıkabilecek krizler, ne malvarlığı bunalımlarına ne de türban kavgalarına benziyor.
Hamas yetmezmiş gibi bir de "İran Krizi" var zaten gündemde. Dün NTV Washington muhabiri Ümit Enginsoy, Bush yönetiminin, Kongre'den istediği 75 milyon dolarlık bir fonla İran rejimini içerden çökertmeyi hedefleyen bir propaganda savaşı başlatma kararı aldığını bildiriyordu. Bu haber Bush'un İran'da rejim değişikliği için açık açık düğmeye bastığı anlamına gelmekteydi...
Bütün komşuları ile ilişkilerini geliştirmeye çalışan Türkiye, tam iki arada bir derede kalmış durumda yani. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan'ın "İran'ın nükleer programına ilişkin gelişmeler uluslararası camiada bir güven kaybına neden oluyor" içerikli açıklaması da, bu iki arada kalmışlığın bir yansıması değil mi? Amerika'nın İran'da istediği demokrasinin türüne gelince...
İran'a demokrasi 1951'de gelmiş gibiydi. Muhammed Musaddık, seçilerek Başbakan olmuştu o yıl. İlk işi İran petrollerini millileştirmek oldu.
Yabancı petrolcülerin itirazı üzerine Uluslararası Adalet Divanı, 1952 Haziran'ında İran'ın millileştirme kararını hukuka uygun buldu. Ancak hemen ertesinde ABD ve İngiliz ortak operasyonu olan "Ajax" devreye sokuldu. Musaddık, askeri darbeyle devrildi. ABD İran Şahı'nı, Humeyni İran'a gelene kadar, yani tam 26 yıl destekledi.
Seçimle gelmek ve demokrasi ise, İran'ın yeni cumhurbaşkanı Ahmedinejad da, böyle geldi koltuğuna. Yani mesele demokrasi değil özünde.
Bu bölgede iç politikanın gereği olan istikrarın kaynağı, daima uluslararası konjonktüre endekslidir. Şu anda ABD'nin Ortadoğu'da
"En yakın" iki dostu var. Biri İsrail, diğeri de Kürtler. İşin özeti bu değil mi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Nerede o eski tür mutluluklar?   / 16-02-2006
 Toplumların da bebeklik çağını aşmaları gerekmez mi?   / 15-02-2006
 Bardağı taşıran damlayı damlatmamak aklın gereğidir   / 14-02-2006
 Bayiler, şirketlerin de ekonominin de gözüdür, kulağıdır   / 13-02-2006
 İktidardaki muhalefete karşı muhalefetteki iktidar   / 12-02-2006
 Telgrafın tellerine artık kuşlar konamıyor...   / 11-02-2006
 Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar...   / 10-02-2006
 Aşureye kaşık sallarken Hz. Nuh'u da hatırlamalıyız   / 09-02-2006
 Fethullah Gülen bile çileden çıktığına göre...   / 08-02-2006
 "Köprü ülke" olmak kolay şey değildir...   / 07-02-2006
MEHMET BARLAS
Bir eksiğimiz Hamas liderinin ziyaretiydi...
Bu...
EMRE AKÖZ
Ne ekersen, onu biçersin
Washington Post...
MAHMUT ÖVÜR
İstanbul'un Anadolu'su canlanıyor!
Çok değil birkaç yıl...
SAVAŞ AY
Ardahan-Torino hattı ve Kış Olimpiyatları
Başta...
HINCAL ULUÇ
Gürer Aykal'a sevgi.. Gürer Aykal'a saygı..
Nasıl mutlu...
Fulya'ya veto
Fulya'ya veto
Beşiktaş Belediye Başkanı Ünal, tüm baskılara rağmen Fulya Projesi'ne...
Gözü kara Tigana
Gözü kara Tigana
Elindeki kadronun sınırlı olmasından şikayet eden Tigana, ligde ve...
Hamas'tan sürpriz Ankara çıkarması
Hamas’ın liderlerinden Meşal başkanlığındaki heyet, Ankara’da...
İsrail: Öcalan'ı kabul etsek ne hissederdiniz
İsrail Dışişleri Bakanı Gül'e "Sizi protesto ediyoruz" derken,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu