| |
Geliyorum diyen eylem
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mersin'i ziyareti sırasında "bazı tatsız olayların yaşanacağını" şahsen biz biliyorduk... Bunu bilen sadece biz de değildik. "Çok kişinin bildiği bir şeyden" Başbakan'ın korumalarının, istihbaratçılarının, yakın çevresinin haberdar olamayışı "inanılır gibi değil." Ve ciddi bir "zaaf."
Ali Ergezer Tarsus'taki ziraatçıların başkanı. "Narenciye sektörü çökünce..." Tarsus'taki üreticiler başladılar kara kara düşünmeye. Bu arada Başbakan'ın "bölgeye geleceğini" duyunca... Toplanıp "ne yapsak acaba" dediler. "En masum eylem" olarak, Başbakan'ın geçeceği yola "birkaç kamyon portakal, limon dökmeyi" uygun buldular. "Güvenlik birimleri" durumdan haberdar oldu. Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer'e ve arkadaşlarına "özel olarak" denildi ki: - Yapmayın... Koskoca Başbakan geliyor... Size yakışmaz... Ayıp olur... Sonra sizleri gözaltına almamız gerekir.
Çiftçinin başı yumuşaktır. Tarsus çiftçisi "nazik uyarıyı, ricayı" dinledi. Ve sustu.
Salim Ongun, Mersin'deki ziraatçıların başkanıdır. 78 yaşındaki başkan, Mersinliler'in "amcasıdır." Başbakan'ın ziyareti öncesi, pek çok narenciyeci, "Salim amcanın kapısına dayandı." Kimi dedi ki "narenciyeyi kamyonlara yükleyerek, Başbakan'ın yoluna dökek." Kimi dedi ki "yoluna değil, konuşma yapacağı meydana dökek." Salim amca da dedi ki: - Hele bir bekleyelim... Tayyip beyi dinleyelim... Belki yaramıza merhem sürer.
Başbakan'a "anamızı ağlattınız" diye bağıran Mustafa Kemal Öncel var ya... "Eylemden" bir gün önce Mersin'de "yerel medyadan birkaç kişiyi" aradı: - Başbakan gelince eylem yapacağım.
Biz Mersin'e geçen perşembe gittik "Eylemden" iki gün önce. Perşembe veya cuma günü Mersin'de bir "tantunicide" veya "balıkçıda" yemek yiyen kişi "kentteki gergin havayı" fark ederdi. Silifke Caddesi'nde veya Hastane Caddesi'nde yarım saat dolaşan "bir şeylerin olacağını" anlardı. Bu konuda yazabileceğimiz "o kadar çok ayrıntı" var ki.
Mersin'in "havasını" en iyi bilenlerden biri AK Parti'nin üst yönetiminde. Mir Mehmet Dengir Fırat. 364 dönüm narenciye bahçesi var. Narenciyeyi geçen yıl "don vurdu." Bu yıl "mahsul ağaçta kaldı." Öteki çiftçiler gibi "Mir Mehmet Dengir Fırat da zararda." Ve çiftçiyi "sakinleştirmeye çalışıyor."
"Çukurova'nın halini" yazınca Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen aradı: - Yazılarınızı okuyorum... Size orada bazı raporlar verilmiş... Birer kopyasını alabilir miyim? Kürşad bey "sorunu" biliyor. Ve yakından da ilgileniyor.
Eğer Mersin'e Başbakan'dan iki gün önce bir "heyet" gitseydi... İçinde Kürşad Tüzmen gibi bir "teknokratın", Ali Coşkun gibi bir "ağabeyin", Dengir Fırat gibi bir "parti üst yöneticisinin" ve birkaç bürokratın bulunduğu bir heyet. Çukurova'nın sancılı esnaf ve çiftçisinin "gazı alınırdı." Ve ne çiftçi Kemal Öncel "o eylemi" yapardı, ne de kimse "yumurta atmaya" kalkardı.
|