|
|
|
|
|
|
Ünlü olmaktan hiç keyif almıyorum
Amerika'nın genç yıldızlarından Scarlett Johansson, yarın gösterime girecek olan 'Maç Sayısı' filmiyle hayranlarıyla buluşacak. İşte güzel yıldızın ağzından hayat, aşk, oyunculuk, New York ve Woody Allen üzerine samimi itiraflar....
Hollywood'un son yıllarda sinemaya sunduğu en yetenekli oyunculardan olan 21 yaşındaki Scarlett Johansson'ın, merakla beklenen filmi 'Maç Sayısı' yarın gösterime giriyor. Genç yıldız, ilk olarak 1998'de Robert Redford'un yönettiği ve başrollerini oynadığı 'Atlara Fısıldayan Adam' filmindeki rolü ile dikkatleri üzerine çekti. Asıl çıkışını önce Colin Firth ile başrollerini paylaştığı 'İnci Küpeli Kız' ile Altın Küre alan ünlü yıldız; Sofia Coppola'nın 'Bir Konuşabilse' filmi ile de BAFTA'ya aday olmuştu.
BU YIL SETTEN SETE KOŞACAK 'Match Point' filminde ünlü yönetmen Woody Allen ile birlikte çalışan ünlü yıldız, bu filmin çekimleri henüz bitmeden, Allen ile yeni filmi 'Scoop'da birlikte olacaklarının sinyallerini vermişti. Brian De Palma'nın çekimleri yeni tamamlanan ve genç yıldızın Josh Hartnett ile başrollerini paylaştığı 'The Black Dahlia' filmi de yakında gösterime girecek. Johansson ayrıca, 2006 yılı içinde Neil Jordan'ın yönettiği Colin Farrell ile başrollerini paylaşacağı gerilim filmi 'Borgia', romantik-komedi 'Nanny Diaries' ve aksiyon filmi 'Amazon'da oynayacak. İşte güzel yıldızın anlattıkları:
NOLA'YA BENZİYOR
* Filmde oynadığım karakter Nola'nın ümitsizliği karşısında çok etkilendim. Nola, sevgilisi Tom gibi zengin bir aileden değil. Aktris olmaya çalışıyor ama yeterince başarılı olmadığının da farkında.
* Nola da ben de oldukça inatçıyız. Sanırım benim ve onun arasındaki ortak nokta her ikimizin de başarıya odaklanması, başarı tutkusu.
İÇGÜDÜLERİYLE OYNUYOR
* Böylesi erotik bir karakteri oynamanın zorluklarını düşünmedim. Bu Nola'nın kadınsılığı. Dolayısıyla eğer Jonathan karakterini tutkuyla arzularsam, bunun ekranda da izleyici için seksi görüneceğinin farkına vardım.
* Filmin olayları kişisel olarak yaşamadığım olaylar olsa bile sadece bana tanıdık olan hislerden yola çıkarak o karakterleri canlandırıyorum.
* 13 yıldır bu endüstrinin içindeyim ve öğrendim ki kendim için en iyisi içgüdüler ile hareket etmek. Sezgilerimi bulur, o an ile birleştiririm ve bu benim için en iyi yöntemdir.
* Ünlü olmaktan çok da keyif almıyorum. Bu noktada filmlerde yaşamadığım korkunç bir sahne korkusu ortaya çıkıyor. Normalde o kadar çok ortada olmayan biriyim.
* Woody soğuk ve bencil bilinir ama bu doğru değil her zaman settedir ve herkes istediği zaman ona fikrini söyleyebilir. Sadece utangaçtır. Yazdığı karakterleri canlandırmaları için oyuncularının içgüdülerine çok güvenir.
* Paul Weitz ya da Robert Redford sizi farklı yönlere sürüklerler. Weitz tanıdığım en hassas adamlardan biri ve bunu filmlerinde de göstermeyi başarıyor. Brian DePalma da harikadır, bir çeşit eski okul yönetmenlerinden denebilir.
* New York'u yaşıyorum, soluyorum. Ailem, bana ve tüm kardeşlerime hissettiğimizi ve düşündüğümüzü ifade etmenin iyi bir şey olduğunu öğretti ve bu bir New York düşünce sistemidir. New York'un size verdiği 'kendi içinde' rahatlığı vardır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|