|
|
Yaslı gittim, Şener geldim
Türkiye, bir süredir nefesini tutmuş Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'i izliyor. Şener'in her yorumu, her tavrı olay oluyor. "Acaba gerçek hedefi ne?" sorusuna yanıt aranıyor. Senaryolar yazılıyor. Şener'in, muhalif vekillerle yakın temasta olduğunu söyleyen de var, işi Çankaya planına bağlayanlar da. Kuşku bulutlarını dağıtmak için Şener'in portresine yakından bakmak gerekiyor. Özel görüşmelerimizden süzülen bilgiler şu tabloyu yansıtıyor: * Şener, şimdiye kadar hiçbir göreve talip olmadığını, hep kendisine görev önerildiğini söylüyor. * Koltuk hesabına dayalı siyasi planla hareket etmediğini vurguluyor. * Sade vatandaş kimliğine önem veriyor. "Makam sahibi olmadığım gün, Kızılay'da rahatça dolaşabilmeliyim. Biri çıkıp bana 'Yazıklar olsun' diye tepki göstermemeli" diyor. Şener, bu açıdan samimi görünüyor. Ancak konu, hükümet icraatlarındaki kırılma noktalarına gelince algılama değişiyor. * Mart 2003'te özelleştirmenin sorumluluğunun Şener'den alınması, * Başbakan'ın, yabancı yatırımcılarla zirve düzenlediği bir ortamda yabancı sermayeye sektörel sınırlama getirilmesine ilişkin görüşler, * Galataport ihalesine baştan itibaren mesafeli duruş, * Samsun-Ceyhan boru hattı yapımında Çalık-ENI ortaklığının yetkili kılınmasına ilişkin kararnameyi bekletme.
İki kritik an Şener, son 10 gün içinde Başbakan Tayyip Erdoğan'la iki kritik anda karşı karşıya geldi. Danıştay kararını ileri sürerek Galataport ihalesinde Yüksek Planlama Kurulu kararını imzaya açmayacağını Erdoğan'a bizzat söyledi. İkili görüşmede Erdoğan'ın memnun olmadığını ancak "Siz bilirsiniz" anlamında mesaj verdiğini biliyoruz. 6 Şubat'taki Bakanlar Kurulu toplantısında da Erdoğan'ın, isim vermeden Şener'e yüklendiği de bir gerçek. İşte bu aşamada, Galataport dosyası ima edilerek, "Siyasi reyting uğruna iki ay bekletilmez ki" eleştirisi yapıldığını yansıtmıştık. Ancak Şener'e bir özür borcumuz var. "Siyasi reyting" çıkışı Bakanlar Kurulu'nda geçmemiş. Buna karşın hatırı sayılır sayıda bakanın Şener'in "siyasi reyting" almaya çalıştığı, kendisini "temiz" diğerlerini "şüpheli" konuma düşürdüğü yönünde rahatsızlıkları da yadsınamaz. "Bundan sonra ne olur?". Şener, yakın çevresine, "Çizgimde kırıklık olmaz. Tanıyanlar bilir" demekle yetiniyor.
Son bir hatırlatma Galataport'ta yargı kararı olmasa da dosya direkten dönecekti. Geçtiğimiz hafta TBMM KİT Komisyonu üyeleri Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ni ziyaret edip, proje hakkında bilgi aldı. DPT uzmanları, "İhale sürecinde, ödeme takviminde, imar planında gerek kendilerine gerekse Danıştay'a danışılmamasını ciddi eksiklik olarak gösterdi." Yani Şener direnmese de Galataport'un ipi çekilmişti!
|