|
|
En büyük aşk yaşanmamış aşktır
Aşık olduğunuzda, aşkın en yoğun yaşandığı anlarda ayrılmayı düşünür müsünüz? Elbette ki hiç bitmemesini istersiniz hep aynı kalan veya giderek artan bir heyecanla sevmeyi, sevilmeyi... Ama olmuyor işte... Aşkın bütün halleri yaşandıktan sonra, hakkıyla yaşadıysanız eğer, A'dan Z'ye geliyor ve son noktayı koyup ilişkiyi bitiriyorsunuz. İçinizde bir şeyler kalmamışsa, yani ilişki yaşanmış ve tükenmişse; geriye değil, ileriye bakıp "En büyük aşk yaşanmamış aşktır" diyorsunuz. Gelecek yeni aşkı bekliyorsunuz. İpek Tuzcuoğlu da henüz yaşanmamış büyük aşkını bekliyor. Ama diğer aşklarına sahip çıkarak ve onların arkasında durarak... İki evliliği de üç yıl sürmüş İpek'in. Aşkları üç yıl sürmüş bir bakıma. İkisi de aşk evliliği çünkü. İlkinde 18 yaşındaymış. Bu topraklarda yaşayan pek çok genç kız gibi, flört edemediği, istediği anda sevgilisiyle rahatça buluşamadığı, birlikte zaman geçiremedikleri, hayatı paylaşamadıkları için ve de bu duygular ve arzularla dolu oldukları için evlenmeyi istemiş. Tanıdıkça, paylaştıkça birbirlerine uygun olmadıklarını, beklentilerinin uyuşmadığını görmüşler. İpek'in deyimiyle aşkın bütün hallerini yaşayıp ilişkiye son noktayı koymuşlar. Evlilikle sonuçlanmayan son ilişkisi de bitmiş. Yalnız ama mutlu ve umutlu... Karşısına çıkacak erkeğin şanslı olduğunu düşünüyor. Çünkü ev ödevlerini yaptığını, içini temizlediğini, tüm etiketlerinden kurtulduğunu, çırılçıplak kaldığını söylüyor. Bütün bunlar ne anlama mı geliyor? Valla merak edin istedim. Hep kontrollü yaşayan, kendisi için değil, başkalarının istediği İpek gibi davranan İpek Tuzcuoğlu'nun, yaşam koçu İpek Hanım'la tanıştıktan sonra aşka bakışı, aşktan bekledikleri yarın akşam ekranda. Kısa bir not... Aşk denince akla gelen en güzel Türk filmlerinden 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın Asya'sını sahnede canlandıran İpek'in tercihi, film/oyundaki son değil. O sevgi yerine aşkı tercih etmek istiyor; İlyas'la kalmayı yani...
|