Danıştay'dan Telekom dersi
Telekom'un özelleştirilmesi ile ilgili yürütmenin durdurulması isteminin Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nca reddedilmesini iyi okumak gerekir. Bana göre Danıştay'ın bu kararı, idari yargının " özelleştirme önünde görülen en büyük engel" olduğunu öne sürenlere karşı verilecek en iyi cevaptır. Bir başka önemli tespitim ise şu: "Türkiye'de birçok insanda oluşan bir kanı vardı. O da idari yargının yabancı sermayeyi istemediği iddiası idi. Bu kararla bu görüşe de cevap verilmiş oldu." Genel Kurul Telekom'un (TT) yüzde 55'inin blok satışını öngören ihale komisyon kararı, bu devre izin veren Rekabet Kurulu kararı ile bu satışa onay veren Bakanlar Kurulu kararının yürütmesini durdurma talebini uygun bulmadı. Karar her ne kadar nihai karar değilse de sonucu ile ilgili önemli ipucu verdi. Haber-Sen tarafından Telekom'un yüzde 55'inin blok satışının iptali idari yargıya taşınmış olmasına rağmen, hisse devirleri yapılmış ve Türk Telekom fiilen devredilti. Danıştay'ın bu kararı ile hem Özelleştirme İdaresi, hem de alıcı Oger Telekom rahat bir nefes aldı . Türk Telekom'un yeni sahibi Oger Telekom, bundan böyle yatırım kararları konusunda daha arzulu olduklarını ortaya koyacaktır. Kararla piyasalar da rahatlayacaktır. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu satışın iptalini isteyen birden fazla davayı birleştirerek yürütmenin durdurulması talebini reddetti. Genel Kurul'da 5 yıl vadeli ödeme planındaki kamu yararı ve Oger Telekom'un imtiyaz sözleşmesine koyduğu 'şerh' konularının da görüşüldüğü belirtiliyor. İmtiyaz sözleşmesi 20 yıllık sürenin sonunda Telekom'un yapılan yatırımlarla birlikte kamuya bedelsiz devrini öngörüyordu. Ancak Oger Telekom ihale şartnamesinde olmadığı için bu maddeye şerh koymuştu. Danıştay'ın bu sorun ayrı bir dava konusu olduğu için görüşmeyi o davaya bıraktığı kaydediliyor.
Siyasi otorite ders çıkarmalı Danıştay, yerli sermayenin aldığı Tüpraş'ın satışı ile ilgili yürütmeyi durduruyor. Ancak aynı Danıştay, yabancı sermayenin satın aldığı Türk Telekom'un satışı için yürütmeyi durdurmuyor. Özelleştirme uygulamaları ile ilgili Danıştay'ın bu farklı iki kararı siyasi otorite iyi algılamalıdır . Bugüne kadar yapılan birçok özelleştirme uygulamalarında olduğu gibi Tüpraş özelleştirmesi ihale aşamasında yapılan idari hatadan ötürü idari yargıya takılmıştır. Yasanın öngörmesine rağmen, ihale şartnamesine yatırım ve istihdam ile ilgili herhangi bir madde konulmadığı için Danıştay, Tüpraş ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Eğer bürokratik irade, hukuki mevzuata uygun olarak işlemleri yapmış olsaydı, yani idari hata yapmamış olsaydı, Telekom'da olduğu gibi Tüpraş'ta da yürütme durdurulmayabilirdi. Tüpraş kararından ötürü asli görevini yapan idari yargının değil, hata yapan bürokratik iradenin sorgulanması gerekir. Başbakan Erdoğan ve AK Parti iktidarının özelleştirme konusunda arzulu ve kararlı olması yetmez; aynı kararlılığın bürokratik iradede de oluşması gerekir. Başbakan Erdoğan özelleştirme konusunda kararlılığını devam ettirmek istiyorsa, idari yargıya takılan özelleştirme uygulamalarındaki idari hatalara sebep olan bürokratik iradeden bu hatalar için hesap sorması gerekir . "Benim bürokratımdır, hoşgörülü olmalıyım" diye düşünmeye devam edilirse daha çok özelleştirme işlemleri idari yargıdan döner. Türkiye yabancı sermayeye karşıdır tezini savunanlara da en güzel cevabı Danıştay, bu kararı ile ortaya koymuştur. Bu karar yabancı sermayenin hatrı için alınmamış; Türk hukuk sisteminin bu konudaki bakış açısını ortaya koymuştur.
|