Safra kesesi tamam sırada dans yarışması
Hasta yatağımda çok düşündüm. Yeni bir şeyler yapmam lazım: Mesela dans yarışmasına katılayım!
İnsan hasta olup yatağa çakılınca bir yaratıcı oluyormuş ki, sormayın gitsin. Geçen bir hafta içinde yazdığım yazıların, kurduğum hayallerin haddi hesabı yok. Ayağa kalkar kalkmaz her şey olmak ve her şeyi yapmak istiyorum. Davul çalmayı öğrenmek, İtalyanca'yı öğrenmek, Nepal'e gidip bir hafta sessiz kalma meditasyonu yapmak (Kendime çok güveniyorum. Evde denedim en az bir saat sessiz kalmayı başarabiliyorum) ve dans etmeyi öğrenmek... Yonca Evcimik ile neredeyse 15 yılı bulan bir dostluğum var. Yüzyıllar önce onun basın danışmanlığını yaparak başladığımız bu dostluk zamanla harbi dostluğa dönüştü. Yonca gerçekten insandır. 'Abone' ile Türkiye'yi salladığı zamanlarda bile hiç şımarmadı. Birlikte gittiğimiz turnelerde üstümüzü bile örterdi geceleri. Birçok kötü şeyde de birbirimizi yanında olduk. Bu yüzden, geçen hafta safra kesemin hakkın rahmetine kavuştuğu ameliyattan uyandığımda da Yonca'mı başucumda görmek beni pek şaşırtmadı. Sadece biraz ağlattı. İnsan çok duygusal oluyor acı çekerken.
BANA GELDİ... Bu aralar Yonca'yı 'Benimle Dans Eder Misin' isimli yarışmada jüri üyesi olarak izliyoruz. Ve maşallah; sazı eline aldı mı Huysuz Virjin'i bile sindirebiliyor. Bu nedenle bu hafta onunla bir yerlerde buluşup dans geyikleri yapacaktık. Ancak ben eve çakılmıştım. O da çıktı bana geldi. Son bir hafta, hayatımda son beş yıldır izlemediğim kadar çok televizyon seyrettim. Ve ne ilginçtir ki, içimde bir dans ateşi olduğunu fark ettim. Önceleri canım sadece halay çekmek istiyor zannetim. Ama hayır ben 'lirik dans' filan da yapıp, partnerimin omuzlarında kuğu gibi uçmak istiyorum. Veya 'Dirty Dancing' filan yapıp tüm seksapelimi Türkiye ile paylaşmak istiyorum. Öyle bön bön bakmayın suratıma. Beni de şu klişeye sokmayın: Her kadın seksidir. Önemli olan bu seksapeli bulup ortaya çıkarmaktır. Zaten ben bu laftan yola çıktım ve son birkaç gündür seksapelimin nereme saklandığını bulma çalışmaları yapıyorum. Seksapelimi bir bulayım, sonra görün siz olacakları...
'SANA ENERJİ LAZIM' DEDİ Yonca, sağolsun gelirken biber dolması getirmiş. Annesine yaptırmış hem de. "Yonca'cığım, canım bak ben rejimdeyim, içimdeki seksapeli arıyorum hatta sonra da birkaç gün içimdeki dansçıyı bulmaya çalışacağım" dedim ama dinlemedim. "Bırak şimdi bunları, sana enerji lazım, aç ağzını, ham yap" gibi sevgi ve saygı dolu bir cevapla karşılık verdi bana. Yemekten sonra da birkaç dans figürü göstereceğine söz verdi. Yemeği müteakip (Teyzecim dolma çok güzel olmuş) benim küçücük salonumda eğitime başladık. Tabii karnımda dikişler olduğu için biraz mesafeli kaldım bu eğitime. Ama gayet başarılı olduğumu düşünüyorum. Hele elleri havaya kaldırıp, sağ bacağımızı havada çevirdiğimiz hareketi gerçek bir kahraman gibi yaptım.
GÜLME KRİZİ! Dans dünyasına yepyeni bir yorum getirdiğimi düşünüyorum. Sanırım Yonca da benimle aynı fikirde çünkü; ben hareketi yaptıktan sonra 15 dakika süren bir gülme krizi geçirdi. Eğer dansın amacı insanlara hoş vakit geçirmek ise ben bunu başarabiliyorum demek ki. Ama kendini dans ile ifade etmek, içindeki kaplanı dans ile ortaya çıkarmak pek bana gelmiyor. Allaha şükürler olsun bende bir çene var ki, kendimi çok güzel anlatabiliyorum insanlara. İçimdeki kaplan zaten hep dışarılarda geziyor. Şimdi idealim öncelikle dikişlerimden kurtulmak. Sonra da Yonca'nın dans okulunda torpilli kadrodan biraz eğitim alırım. Sonra da Yonca torpili ile dans yarışmasının ikinci bölümüne katılırım herhalde... İnsan ilişkilerini kullanmayı bilmeyi değil mi?
|