|
|
|
|
|
|
En son terapi iki ters bir düz
Örgü kıyafetler ve aksesuarlar moda dünyasında hızla yükselirken hobi olarak örgü örenlerin sayısı da artıyor. Uzmanlar bu keyifli uğraşın psikolojik terapi ve meditasyon etkisi gösterdiğini söylüyor.
Bir dönem neredeyse unutulan el örgüsü yeniden doğdu. Uzmanlar psikolojik olarak rahatlamak isteyenlerin bu kolay ve ucuz hobiyi tercih ettiğini söylerken, el örgüsünü sıkça kullanan modacıların etkisini gözardı etmemek gerek.
Depremin etkisi Bu artış sadece Türkiye'de yaşanmıyor. Amerika'da 11 Eylül saldırılarından sonra örgüye olan ilgi çok artmış. Bazı yün dükkanı sahipleri de Türkiye'de 1999 depreminden sonra satışlarda patlama olduğunu söylüyor.
Erkeklerin ilgisi de büyük ABD'de bir grup erkeğin her cuma bir yün dükkanında buluşup örgü örmesi bu trendin erkekler tarafından da benimsendiğinin bir kanıtı. Psikolog Alanur Özalp, özellikle hapishanelerde erkeklerin örgüyle rahatladığını vurguluyor.
İki ters bir düz örün keyfiniz yerine gelsin
Örgü trendi tüm dünyada giderek yayılıyor. Uzmanlar bu uğraşın psikolojik terapi hatta meditasyon rolü oynadığını söylüyor. İşin bir diğer ilginç yanı erkeklerin de bu modaya büyük bir ilgi göstermesi.
Geçtiğimiz hafta Amerika'da her cuma, yün satan bir dükkanda toplanan erkeklerin yün örerek stres attıklarını söylemeleri örgüyü bir kez daha gündeme getirdi. Örgü gerçekten de yükselen değer. Özellikle bu kış üretici firmalar, satışlarının neredeyse iki katına çıktığını söylüyorlar. Buna bağlı olarak hemen her köşe başında yün satan dükkanlar açılmaya başladı. Peki ama bunun nedeni ne? Uzmanlar rahatlamak isteyenlerin bu ucuz hobiyi tercih ettiğini söylerken, el örgüsünü tüm kıyafetlere sokan modacıların etkisi de göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Pek çok kişiye göre bir sanat olarak da kabul edilen örgünün tarihi aslında çok eski çağlara kadar gidiyor. Öyle ki Londra'daki Victoria and Albert Müzesi, Washington'daki Textile Müzesi ve New York'taki Metropolitan Müzesi'nde bu konudaki araştırmalar devam ediyor. Örgünün en eski örneklerinden biri Yale Üniversitesinin Suriye'de yaptığı araştırmalarda bulunan Araplar'a ait bir çorap. Bunun yanı sıra eski Peru halkının MÖ. 3. ve MS. 3. yüzyılları arasında ilginç örgü işleri yaptıkları biliniyor. Türkler'in örgüyle ilişkisine bakacak olursak MÖ. 7. yüzyılda Orta Asya'da yaşayan Hunlar'a ait çoraplar bulunmuş. Daha sonra doğuda gelişen örgüler ticaret gemileriyle Arap tacirler tarafından İspanya'ya getirilmiş oradan da İngiltere ve İskoçya'ya yayılmış. O günden bu yana devam eden bu gelenek artık bir hobi haline gelmiş durumda. Özellikle Amerika ve Avrupa'da öğretmenler ilkokul çağındaki öğrencilere örgü örmeyi öğretirken, psikologlar hastalarına kafalarını rahatlatmaları için birer şiş ve yün almayı denemelerine tavsiye ediyor. Örneğin Amerika'da 11 Eylül'den sonra pek çok kişinin bu yönteme başvurduğu biliniyor. Türkiye'de de 1999 depreminde benzer bir durum yaşandı. Hatta yün dükkanı sahipleri depremden sonraki kış aylarında neredeyse yün satın almak isteyenlere yetişemediklerini söylüyorlar. Siz de günlük hayatta yaşadığınız stresten biraz olsun kurtulmak için örgü örmek istiyor; ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, bu konuda yurtdışındaki gibi kursların olduğunu söylemek pek mümkün değil. Çünkü Türkiye'de örgü çoğunlukla anneden çocuğa geçen bir gelenek olarak devam ediyor. Ancak Halk Eğitim Merkezleri'ne gittiğinizde pek çok öğretmenin bu konuda size gönüllü yardımcı olacağı kesin!
MODACILARIN GÖZDESİ Bu yılın modasında da kazak ve atkı gibi klasiklerin yanı sıra takılardan botlara kadar farklı aksesuarlarda da el örgüsü dikkat çekiyor. Giorgio Armani'den Japon modacı Yamamato'ya kadar pek çok isim koleksiyonlarında el örgüsünü kullanmaktan çekinmiyor. Bu da kendi kreasyonunu yaratmak isteyen kadınları farklı çeşitlerde yün almaya itiyor. El örgüsünün bu kadar ilgi görmesi kuşkusuz en çok yün üreticilerini sevindiriyor. Türkiye'deki en büyük yün markaları arasında Bravo, Nako, Linate, Ancor, Kartopu ve Feza var. Nako'nun pazarlama sorumlusu Aytekin Zorlu vitrinler el örgüsüyle doluysa sektörlerinin harekete geçtiğini anlatıyor: "İki yıldır böyle bir hareketlilik var. İnsanlar eskiden kazak örerlerdi, şimdi aksesuara yönelmiş durumdalar. Bu nedenle fantezi ürünleri çok satılıyor. Biz de bu tarz ürünleri arttırdık. Şimdi bukleli, rengarenk, boncuklu, pullu çeşitler var. Sokakta da herkesin üstündeki el örgüsü atkılar ve şallar dikkati çekiyor." Ürettiklerinin yüzde 20'sini iç piyasaya dağıtan Bravo Yünleri yetkilileri de bu artışa katılıyor. Özellikle bu yıl tiftik tüylü yünlerin revaçta olduğunu belirtiyorlar. Bu çeşitlilik yünlerin fiyatlarına da yansıyor. Yumağı 1 YTL'ye de, 30 YTL'ye de yün var.
Ece Koçal
|
|
|
|
|
|
|
|
|