Laiklik ilkesinin 69. yıldönümü
Laiklik ilkesinin kabulünün 69. yıldönümü dolayısyla Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan, mesaj yayımladı..
SEZER: "LAİKLİK, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNE İNDİRGENEMEZ"
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, laikliğin din ve vicdan özgürlüğüne indirgenemeyeceğini belirterek, Türk Ulusu'nun, laik rejim sayesinde inancını özgürce yaşadığını, inancıyla ilgili değer yargılarını siyasete ve diğer alanlara karıştırmadığını bildirdi.
Laiklik ilkesinin yerleşmediği toplumlarda özgür düşüncenin gelişemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Sezer, ''Türk Ulusu, laik, demokratik çağdaş yaşam seçiminden ödün vermeyeceğini kanıtlamıştır'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı
Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Sezer, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girişinin 69. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında, hedefini çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak biçiminde ortaya koyan Türkiye Cumhuriyeti'nin, Yüce Atatürk'ün önderliğinde Ulusça yürütülen bağımsızlık savaşımının ardından, evrensel değerleri ilke edinerek kurulduğunu ifade eden Sezer, cumhuriyetle birlikte tarihin en kapsamlı aydınlanma tasarımını başlatan Büyük Atatürk'ün, demokrasiye geçişi de içeren bu yapısal dönüşüm sürecinin temeline laiklik ilkesini yerleştirdiğini söyledi.
Amasya Genelgesi'nde vurgulanan ve 1921 Anayasası'nda kurallaştırılan egemenliğin ulusa ilişkin olduğu ilkesinin, saltanattan kopuşun, çağdaş demokrasiyle bütünleşme istencinin ve laik devlet sisteminin ilk adımını oluşturduğunu kaydeden Sezer, Atatürk devrimleri ve başta Medeni Yasa olmak üzere çağdaş ülkelerin hukuk sistemini esas alan birçok yasanın kabulüyle, laiklik yönündeki atılımların pekiştirildiği 5 Şubat 1937'de laikliğin ilke olarak Anayasa'ya girdiğini anımsattı.
1961 Anayasası'nda laiklik ilkesinin yozlaştırılmaması için ayrıntılı bir düzenlemeye gidildiğini belirten Cumhurbaşkanı Sezer, 1982 Anayasası'nda da aynı yöntemin izlendiğini vurguladı.
''DEĞİŞTİRİLEMEZ, DEĞİŞTİRİLMESİ ÖNERİLEMEZ''
Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin değiştirilemez, değiştirilmesi önerilemez nitelikleri arasında sayılan laiklikten ne anlaşıldığının, 24. maddesinde belirtildiğini ifade eden Sezer, mesajında şunları kaydetti:
''Buna göre, devletin sosyal, ekonomik, siyasal ve hukuksal düzeni din kurallarına dayandırılamaz. Anayasa koyucunun öngördüğü laiklik, her iki maddenin birlikte değerlendirilmesiyle anlam kazanır. Bu öngörüye göre laiklik, din ve vicdan özgürlüğüne indirgenemez. Laiklik, ana ilke olarak din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Bunun yanında laiklik kuşkusuz, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu, özgürlüklerin güvencesidir.
Uygar ülkelerin geldikleri ileri düzeye, nasıl bir düşünsel ve felsefi boyuttan geçerek ulaştığını çok iyi bilen Atatürk, çağdaş değerleri içselleştiren, aklı ve bilimi ilke kabul eden devrimleriyle,özgür bireyin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Yönetime ve yaşamın her alanına katılan, demokratik sistemle edilgenlikten kurtulan bireyler, aydınlanma hareketini hızlandırmış, ülkenin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Bu süreçte laik1ik, demokrasinin ve özgürlüklerin koruyucusu olmuştur.''
''LAİK REJİM''
Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiye Cumhuriyeti'ne, insan haklarına saygılı bir devlet olma özelliğini de kazandıran laikliğin, inancı, dünya görüşü ne olursa olsun tüm bireylerin eşit olduğu bir toplum düzenini amaçladığını bildirdi. Sezer, mesajında şöyle dedi:
''Laiklik, toplumsal barışın, çağdaş değerlerin, din ve vicdan özgürlüğünün en büyük güvencesidir. Türk Ulusu, laik rejim sayesinde inancını özgürce yaşamakta, inancıyla ilgili değer yargılarını siyasete ve diğer alanlara karıştırmamaktadır. Laiklik ilkesinin yerleşmediği toplumlarda özgür düşünce gelişemez.
Türk Ulusu, laik, demokratik çağdaş yaşam seçiminden ödün vermeyeceğini kanıtlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden olan laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girişinin 69. yıldönümünü kutluyor, daha güçlü, daha mutlu, gönenç içinde yaşayan bir Türkiye umuduyla yurttaşlarımıza esenlikler diliyorum.''
ERDOĞAN: "LAİKLİK, ORTAK BİR DEĞER OLARAK KABUL EDİLMELİDİR"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, din ve vicdan hürriyetinin teminatı anlamını taşıyan laikliğin, toplumsal huzurun sürdürülmesi bakımından hiçbir zümrenin ve ideolojinin tekeline indirgenmemesi, ortak bir değer olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti.
Erdoğan, ''Bu kavram, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün akılcı ve tekamülcü bakışına, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hedefine uygun olarak dinamik ve gelişime açık bir biçimde yorumlanmalıdır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''laiklik'' ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na girişinin 69. yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, Anayasa'da yer alan laiklik ilkesinin, vatandaşların dini inanç ve özgürlüğünü ifade ettiğini belirtti. Laiklik ilkesinin doğru uygulanabilmesi için insan hakları, demokrasi, sosyal hukuk devleti ve eşitlik ilkelerinin de sağlam temeller üzerine oturtulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, mesajında şunları kaydetti:
''Bu nedenle, din ve vicdan hürriyetinin teminatı anlamını taşıyan laikliğin toplumsal huzurun sürdürülmesi bakımından hiçbir zümrenin ve ideolojinin tekeline indirgenmemesi, ortak bir değer olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu kavram, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün akılcı ve tekamülcü bakışına, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma hedefine uygun olarak dinamik ve gelişime açık bir biçimde yorumlanmalıdır.
Demokratikleşmenin, toplumsal hoşgörü ve barışın sağlanmasında vazgeçilmez bir unsur olan laikliğin anayasal bir ilke olarak kabul edilişinin 69. yıldönümünü kutlar, tüm vatandaşlarıma sevgi ve selamlarımı sunarım.''
(AA)
|