|
|
|
|
|
|
Bir gün aniden katil olabilirsiniz!
İnsanı suça yönelten pek çok psikolojik hastalık var. Ancak araştırmalar gösteriyor ki; suç işleyen kişinin mutlaka bir kişilik bozukluğu ya da ruhsal sorununun olması gerekmiyor! Hayatları boyunca son derece sağlıklı yapıda bulunan insanlar da, kendilerinin bile hiç ummadığı zamanda ciddi bir suç işleyebiliyor
Doç. Dr. Özkan Pektaş, insanı suça yönelten ruhsal hastalıklarla ilgili soruları yanıtladı:
Hangi ruhsal hastalıklar insanı suça iter? Aslında psikiyatrik bozukluklardaki suç oranı ile normal insanlardaki suç oranı birbirine eşittir. 'Psikiyatrik bozukluğu olanlar daha fazla suç işler' diye bir durum söz konusu değlidir. Fakat bazı kişilik gelişimleri ve birtakım kişilik bozuklukları; insanı suç işlemeye yatkın hale getirebiliyor. Kişilik bozukluklarından sonra bir de psikiyatrik hastalıklar oluyor. Bu gibi durumlarda insan kendisine ve çevresine zarar verme özelliğiyle ön plana çıkıyor. 'Anti sosyal kişilik bozukluğu'; suç işlemeye yatkın yapısı olan kişiler için kullanılan bir terimdir. Ama bir hastalık değildir, sadece bir kişilik bozukluğudur. Bizim tıp dilinde 'border-line' dediğimiz çizgideki kişilik bozukluğu olan kişiler de suç işlemeye yakındır. Şizofrenik bozukluklarda da suç işlemeye yatkın yapılar varolabilir ama bu suçlar normal insanlarınki gibi değildir. Şizofrenide kişi halusinasyonları ve hezeyanları doğrultusunda yaşadığından, buna bağlı olarak suç işleyebiliyor.
HER AN SUÇ İŞLEYEBİLİRLER Bir insanın suç işlemeye meyilli olup olmadığını çevresindeki insanlar rahatlıkla anlarlar mı? Yoksa normal davranan insanlar, birden mi suç işleme girişiminde bulunurlar? Normal davranan insanlar da birden suç işlemeye yatkın hale gelebilir. Çevresindeki insanlar, bu durumu anlar ya da anlamayabilir. Özellikle suç işleme potansiyeli olan insanlarda; alkol ve madde kullanımını varsa birden durup dururken suçun ortaya çıktığını görebiliyoruz. Anti sosyal kişilik bozukluğu, 15 yaşa kadar birtakım belirtiler verir. Çocuğun kendisine verilen sorumlulukları yerine getirmemesi, okulda öğretmen ve arkadaşlarıyla arasında çatışmalar yaşaması, evde para çalma, okulu asma, öğretmen veya idarecilere karşı çıkma ve önüne çıkan hayvanlara eziyet etme durumları, aslında hep bir anti sosyal kişilik bozukluğu sinyalidir. Bu kişilik bozukluğu 20'li yaşlarda tamamen oturur. Oturan bozuk kimlikle birlikte, bu insan alkol ve bağımlılık yapıcı madde de kullanıyorsa kolay suç işleyen bir yapıya girebiliyor.
SUÇA ANLAM KATAR Teröristler hep ruhsal hastalığı olan kişiler midir, nasıl seçilebilirler? Ruhsal hastalıkları yoktur. Teröristlerde genellikle kişilikle ilgili problemler vardır. Suç işlemeye yatkın yapıya eklenen yüceleştirilmiş birtakım kavramlar vardır. Suça, anlam katmak isterler. Yarattığı ideoloji, kişinin muhakeme yeteneğini de olduğundan çok daha farklı bir hale getirir. Bir psikopatın da, anti sosyal kişilik yapısındaki kişinin de farklı bir muhakeme yeteneği vardır. Buna inanırlar. Bu inancı geliştirdikten sonra biraz daha cesaret kazanmak için; madde ya da alkol alarak kendilerini istedikleri kıvama getirirler. Bu kişiler, alkol ya da maddenin etkisiyle oluşan farklı muhakeme duygusu nedeniyle suçu tamamen normal bir şeymiş gibi algılarlar.
Hangi yaşlar bu anlamda tehlikelidir? Zaman içinde 40'lı yaşlarla 38- 40'dan sonra, bu yapıda bir geriye dönüş olabiliyor. Ancak 20'li yaşlar, bu kişilik yapısındaki kişilerin en zirvede olduğu dönemlerdir. Zaten çok uzun yaşamıyorlar. Etraftakilerle devamlı bir problem içinde oldukları için bir süre sonra öldürülürler.
İnsanların inandırmaları neden kolay oluyor? Mehdi olduklarına gerçekten inanıyorlar mı, yoksa çevrelerini inandırmak için mi söylüyorlar? Kişilik bozukluğu olan insanlar, genelde oldukça zekidirler. Her konuda konuşabilir ve tartışabilirler. Ancak bir konuda hezeyan şeklinde geliştirilmiş düşünceleri vardır. 'En büyük benim, aslında benim dünyaya gönderilmiş olmam bile bir amaç uğruna' gibi düşüncelere hezeyan boyutunda inandığı için, çevresine de durumunu bu şekilde anlatıyor. Çevresindeki insanlar da onun doğru söylediğini düşünüyor ve bu insanlar çok büyük topluluklara hitap etmeye başlayabiliyorlar. Hitler de bu yapıdaki insanların başında yer alıyordu. Bu kişilik yapısındaki insanların 'Ben mehdiyim, imparatorum, dünyadaki adaleti düzeltmek üzere gönderildim' şeklinde kurulan cümleleri etrafındaki birçok kişiyi etkiliyor. Daha sonra da saçmalamaya başlıyorlar. Aynı şeyi, kişi oynayabiliyor da. Oynamaya yatkın kişilerdir. Birçok suçlu psikiyatri bölümlerine hakim tarafından gönderildiğinde bu bozukluğu oynar. Bu insanlar çok başarılı olabilirler, patron olurlar, en tepeye yükselmeleri bile mümkündür.
ANTİ SOSYAL ERKEK DAHA ÇOK Psikiyatristler kolaylıkla teşhis koyabilirler mi, bu kişilerin keşfedilmeleri güç mü? Evet bu kişilerin keşfedilmesi psikiyatristler açısından zordur. Daha çok adli olaylarla getirtirilirler. Kişi kendi başına gelip başvurmaz. Bu nokta dışında başka hiçbir bozuklukları da yoktur.
Neden genelde teröristler erkek oluyor? Erkeğin suç işlemeye yatkınlığı, kadına göre çok daha fazla. Erkeğin vücudundaki hormonlarda yetiştiriliş biçimi rol oynar. Anti sosyal kişilik yapısı erkeklerde daha fazladır.
HİPNOZLA SUÇ EFSANESİ Teröristle bir adi katil arasında ruhsal açıdan fark var mıdır? Muhakeme yeteneğinde fark vardır. Birisi yargısını bir ideolojiye yerleştirmiş durumdadır. 'Ben bunu yapıyorum ama insanların yararı için' der. Suça anlam kazandırmaya çalışırlar. Diğerinde daha ilkel ve daha bir vahşi düşünceler vardır. 'Başkasına yar etmemek gibi'. Onun için de suç işleyen pek çok insan bunu idealize etmeye çalışır. Devlet için yapmaya çalışır.
Hipnozla ya da bazı psikolojik yöntemlerle gerçekten kişinin beyni yıkanabilir mi, yoksa bu sadece bir efsane midir? Bu bir efsanedir ve sadece filmlerde oluyor. Buna yatkın insanlar varsa zaten hipnoza ya da başka yöntemlere gerek kalmaz, onları kolaylıkla ikna edebilirsiniz. Bağımlı kişilik yapısı gösteren insanlar, bu hezeyanlara kolaylıkla kapılabilir.
Planlayarak ve hesaplayarak adam öldüren biri, uzun yıllar hapis yattıktan sonra cezaevinden çıkıyor. Bu kişi, hiç tedavi görmemesine rağmen dışarıdaki hayatında normal biri olabilir mi? Suç işleyen önemli bir popülasyon tamamen normal. Bunu ağır bir psikiyatrik hastalık sonucu yaptı ve cezaevinden çıktıysa tekrar ceza işleyebilir. Anti sosyal kişilik yapısında biri adam gibi adam olmak için çaba harcar ve olursa, o zaman bir şey yapmaz. Ama adam olmazsa ve toplum tarafından destek görüyorsa aynı sorunlarla karşımıza çıkar.
Mehmet Ali Ağca, Çakal Karlos gibi teröristler gençler için gerçekten örnek olur mu, kimler özentiyle terörist olur, bu bir ütopya mı? Sorunun ülke içinde nasıl bir yer teşkil ettiği çok önemli. Ülkede böyle durumların kabul edinirliğini görmek gerekli. Maalesef bizim ülkemiz buna yatkın bir ülke. Ülkede bu tip insanlara 'yiğit çocuklar' diyen siyasetçiler oldu ve gençler bunları dinledi. Anti sosyal kişilik bozukluğuna yatkınlık, ailede böyle özelliği olan kişi varsa, özenti önem kazanır. Bu kişilik yapısındaki kişileri önce okul döneminde disipline etmek gerekir, olmazsa askerde olmazsa zaten mahkemede, orada da olmazsa cezaevinde kontrol edilmeleri gerekir. Ancak bizim cezaevlerimizde yeteri kadar eğitme mantığı oluşmadığı için, bunlar kolaylıkla çeteye dönüşebiliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|