SABAH - Polis delili tanıyamayacak

Şu an 4 Şubat 2006 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Son Dakika

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Teknoloji

	Emlak

	Otomobil

	Detaylı Arama

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cuma

	Cumartesi

	Pazar Sabah

	İşte İnsan

	Sinema

	20. YILA ÖZEL

	Turizm Rehberi

	Çizerler

Google Arama

	Polis delili tanıyamayacak
	DNA izi kanıt sayılmadı
	Ders tekrar konmalı

Polis artık delili anlamadan yok edecek

Hukuk sistemi delilden sanığa gitmek için uğraş verirken Emniyet Genel Müdürlüğü şaşırtıcı bir kararla iki yıllık polis okullarından 'Olay Yeri İnceleme' dersini kaldırdı

Polis delili tanıyamayacak

Hukuk sistemi delilden sanığa gitmek için uğraş verirken Emniyet Genel Müdürlüğü şaşırtıcı bir kararla iki yıllık polis okullarından 'Olay Yeri İnceleme' dersini kaldırdı.

Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri de polis ve yargı birimleri arasındaki anlaşmazlıklardır. Polis yakalanan faillerin mahkemelerden ceza almadan sıyrılabilmesinden yakınırken yargı mensupları da polisin yeterli delil toplamadan failleri hakim karşısına çıkardığından şikayetçidir. Her iki durumda da adalet yara alırken dürüst vatandaşlar kaybediyor. İnsanlar bu iki kurum arasındaki problemlerin giderilmesini beklerken Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yeni uygulaması akıllarda soru işaretleri oluşturdu. Bu yeni uygulamaya göre polislerin suç ile failler arasındaki bağlantıyı kurması için en önemli derslerden "Olay Yeri İnceleme" dersleri polis okullarının tamamında kaldırıldı. Her toplum ve kuruluş çağı yakalayabilmek için teknolojinin bütün nimetlerini kullanmak ister. Bilim suç ile mücadele eden çağın polislerinin en büyük yardımcısıdır. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki polislerin çalışmalarını izlediğimiz zaman hayranlık duyar ve Türk polisin de suçla mücadelede bu teknolojileri kullanmasını isteriz. Ama ne yazık ki Emniyet Genel Müdürlüğü böyle düşünmüyor. Çünkü iki yıllık polis okullarında öğretilmesi gereken en önemli derslerin başında gelen Olay Yeri İnceleme dersleri kaldırılıyor. Bu basit karar şu anlama geliyor; mahkemeler suç ile fail arasında kanıt ister. Bulunan deliller polisin yakaladığı faillerin ceza almasını sağlar. Fakat şimdi suç mahallinde delil toplamasını ve korumasını bilmeyen polisler olacağından failler mahkemelerden belki de hiç ceza almadan ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkabilecekler. Son yıllarda artan suç oranlarında hep adalet mekanizması suçlandı. "Neden suçluları serbest bırakıyorlar" diye soruldu. Fakat hiç kimse "Mahkeme zanlıları niçin bıraktı" diye sormadı. Oysa pek çok dosyada hakimlerin suçluları salı vermesindeki en önemli faktör polislerin olay yerindeki delilleri tam olarak toparlayamamış olmasıydı. Yani polislerimiz suç ile failler arasındaki bağı yeterli olarak kuramadıkları zaman sanık avukatları kanıtların yetersizliğinden yararlanarak bazen gerçek faillerin de rahatlıkla serbest kalmasını sağlıyordu.

OLAY YERİNİN ÖNEMİ
Gelişmiş ülkelerin polis teşkilatları ne tür bir suçla karşı karşıya kalırsa kalsın, öncelikli olarak olay yerini güvenlik kordonu altına alarak titiz biçimde delil toplamaya başlarlar. Suç mahallinde bulunacak mikroskopik bir parçanın bile kendilerini faile götüreceğini iyi bilirler. Çünkü bunun eğitimini almışlardır. Özellikle Amerikan polisinin de en büyük yardımcısı kriminal polislerdir. Suçluları yakalarken bilimin yeni yöntemlerinden, ileri teknolojilerden faydalanırlar. Kriminal polislik Amerika'da o kadar önemlidir ki her türlü suçla karşılaştıklarında önce kriminal polisler olay yerlerine giderek delilleri toplar. Ve olay yerinde yapılacak en küçük hata yüzünden faillerin ceza almadan kurtulmasına yol açacağını her polis bilir. Çünkü delil toplamak ciddi bir iştir. Amerikan polisi bile hata yaptığında nelere malolduğunu pek çok kez gördü. Bunlardan biri de yıldız beyzbolcü

O.J. Simpson'ın karısını öldürmekle suçlandığı cinayet davasıydı. Simpson aleyhindeki pek çok delile rağmen ceza almadan kurtulmayı başardı. Çünkü savunma avukatları mahkemede polisin delil toplama yöntemlerini delik deşik etmiş, ve delillerin kabul edilemeyeceğini ispatlamıştı. Benzer ihmaller ülkemizde de yaşandı. 1993 yılında bombalı bir saldırı ile öldürülen gazeteci Uğur Mumcu'nun katillerini yakalatacak belki de çok önemli deliller ele geçirilemedi. Polis olay yerini çevirmişti, ancak devlet protokolü ve heyecana kapılan halkın belki de önemli ipuçları verecek mikroskopik delillerin üzerinde dolaşmasına engel olunamadı. Saatler sonra olay yerindeki kanıtlar süpürülerek toplandığında pek çok yabancı parça da deliller arasına katılmış oldu. Tabii cinayetin ardındaki sır perdesi de bu yüzden aralanamadı. Yine geçtiğimiz yılda Aksaray'da işlenen bir cinayette olay yerindeki boş kovanları polis toplamayınca yardıma bir gazeteci koşmuş ve cinayeti çözmekle görevli polislerin bulması gereken kanıtları toplayarak deliller arasındaki yerini almasını sağlamıştı. Tabiki cinayet polisler böyle "dikkatli" davranınca aydınlatılamadı. Ancak bunun olumlu örnekleri de vardı. Türk polisi en titiz çalışmasını Çapa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Göksel Kalaycı cinayetinde gösterdi. Cinayet mahalli polis kordonu ile çevrilerek içeriye kimse sokulmadı. Polislerin üzerlerinde beyaz elbise, ellerinde eldiven, başlarında bone ve ayaklarında galoş vardı. Tam birer profesyonel gibi kanıtları toparladılar. Ve olay yerinde toplanan ayrıntılı delillerle cinayet zanlısı çok kısa sürede yakalandı. Polis suç aletini bulamadı ama olay yeri incelemesinde bulunan kovanların aynısı zanlının evinde bulundu. Ve böylece zanlı hakkında hem profesörü öldürmekten hem de cinayet aletini saklamaktan dava açıldı. Polislerin titiz çalışması suçu kusursuz ortaya çıkardı.

HIRSIZ YERİNE POLİS!
İşte bu yüzden olay yeri inceleme derslerinin önemi çok büyük. Emniyet istatistiklerine göre özellikle hırsızlık suçlarının işlendiği suç mahallinde olay yerine ilk ulaşan ekibin bilinçsiz hareket etmesi yüzünden parmak izi arayan ekiplerin pek çok durumda hırsızlar yerine olay yerine ilk giden polislerin parmak iziyle karşılaştıkları ortaya çıktı. Bu da olay yerindeki polislerin ne yapması gerektiğini bilmediklerini gösteriyor. Şimdi bir de bu polislere hiç olay yeri inceleme dersi almamış olması eklenecek. Konuyla ilgili görüştüğümüz bir Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilisi ise faaliyette olan 26 polis okulunda, Olay Yeri İnceleme dersleri ile ilgili olarak yeterli öğretmen bulamadıkları için sıkıntıyla düştüklerini söyledi. Yetkili bu sebepten dolayı eskiden ayrıntılı olarak gösterdikleri Olay Yeri İnceleme derslerinin şimdi Önleyici Polis Hizmetleri ve Taktikleri dersinin içine eklendiğini anlattı. Emniyet yetkilisi verilen bu derslerin yetersiz olduğunu da kabul etti.

EMRULLAH ERDİNÇ