|
|
Gençler bizi hiç anlamıyor
Hayır, başlığı yanlış yazmadım. Gençlerle aramızda büyük iletişim problemleri var. Onlar umut istiyor biz ancak karanlık bir gelecek vadediyoruz
Oturduğum yerden sınıfa bakıyorum. Hepsinin gözünden uyku akıyor. "İyi de dersi saat dokuza çektik, eh insaf" diye takılıyorum. "Ama hocam" diye başlıyorlar sızlanmaya. Çoğu geceyi bilgisayarının başında geçirmiş. Kimi kişisel keyfi kimi staj yaptığı şirketin işleri yüzünden. Geç yatmışlar, geç. Üniversiteyi bitirmelerine bir-iki yıl kalmış ama hala kararsızlar. Ne yapsak? Ne etsek? Reklamcılık, halkla ilişkiler, radyo televizyon okuduk ama.... Acaba ne olsak? Hepsi birbirinden zeki, hepsi birbirinden yaratıcı. Ellerinde gazete kupürleri... Neyin haber olup olmadığını tartışıyoruz. Heyecanlı gözükmeye çalışıyorlar. Çalışıyorlar diyorum çünkü haberler zerre kadar ilgilendirmiyor onları. Dönüp dolaşıp "Haber doğru olmalıdır" ilkesinin üzerinde tartışır buluyoruz kendimizi. İyi de hocam acaba bu manşet doğru mu? Arkasında ne var? Bu gazete hükümete niye çakmış, bir işini mi yapmamışlar? Şüphecilikleri öyle bir hal alıyor ki ortamı neşelendirmek için "Hadi diyorum biraz da magazin haberlerini tartışalım. Sizce bu haberde eksik olan nedir?" Deniz Akkaya "Sevgilisinden gerçekten dayak yemiş midir?" diye atılıyor bir tanesi. Diğeri "Reklam" diyor. Gözlerim kız öğrencilerimi arıyor. Bakışlarımı üzerlerine dikip "Hadi ama, hadi, önemli olan bu mu yani?" demiyorum. Der gibi yapıyorum. Ama nafile, ses gelmiyor, inanın. Öte yandan dünyada ne olup ne bitiyor... Biliyorlar. Müthiş hobileri var. Popüler olmayan spor dallarıyla bile daha çok ilgileniyorlar. İnternet? Hayatları. Bakış açıları son derece parlak. Konulara yaklaşım tarzları bazen güldürüyor beni. Öylesine neşeli, bir o kadar dinamik. Yönlerini yurtdışına çevirmişler. Öylesine bir çeviriş ki bu Türkiye'de ne olup ne bitiyor hiç ama hiç önemsemiyorlar. Gazete bile okumuyorlar. Haklarını yemeyeyim. Bu ara okuyorlar aslında. Sadece benim için.
*** Kim ne derse desin bütün suç bizde. Evet. Medyada. Gençlerle aramızda öylesine güvensiz bir ilişki var ki... Hani "Büyükler bizi anlamıyor" deriz ya, onun gibi bir şey. Gerçi biraz değişik. Bu sefer "Gençler bizi anlamıyor." "Anlatmak için çaba harcamıyoruz" değil. Sevmiyorlar negatif haberleri. Şemdinli, türban sorunu, işsizlik... Yaşadıkları sıkıntıları bile tekrar tekrar konuşmaktan hoşlanmıyorlar. Sadece benim öğrencilerim değil üstelik. O kadar çok mail alıyorum ki gençlerden. En büyüğü 22-23 yaşında. "Umut verici haberler, başarı öyküleri, örnek alınacak insanların hayat hikayelerini istiyoruz" diyorlar. Gelecek istiyorlar yani. "Ne yapsak ne etsek?" sorularının cevabını arayıp duruyorlar. Çok şey mi istiyorlar? Sanmıyorum.
|