| |
Yükselen sol ve CHP
Nice sosyal demokrat siyasetçi gibi Aydın Güven Gürkan da gözü arkada veda etti. 65 yıllık yaşamı boyunca Türkiye'de sol iktidar göremediği için. Dahası, dünyada sosyal demokrasi yeniden yükselişe geçerken Türkiye'de solun perişanlığına kendini kahrettiği için.
CHP lideri Baykal gelecek hafta bugün Atina'da solun son zaferine imza atan Bolivya temsilcisini alkışlayacak. Baykal'ın Yunanistan başkentine ziyaret nedeni, Sosyalist Enternasyonal'in başkanlık seçimi. 30-31 Ocak'ta yapılacak. Örgütün 1999 Kasım'ından bu yana başkanlığını yürüten Portekizli Antonio Guterres, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne getirildi. 15 Haziran 2005'te. Yakın dostu Kemal Derviş'in BM Kalkınma Programı başkanlığı görevini devralmasından 1.5 ay önce. İşte Atina'da Guterres'in halefi seçilecek. Daha doğrusu Sosyalist Enternasyonal gelenekleri uyarınca üye partiler arasındaki diyalogla belirlenen tek aday formalite oylamayla koltuğa oturacak: PASOK lideri, Yunanistan'ın eski Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu. Solun Atina randevusunun yıldızlarından biri hiç kuşkusuz Bolivya temsilcisi olacak. Devrimci Sol Hareket'in lideri. Evet, Latin Amerika'nın pembeye boyanmış ülkelerine Bolivya'yı da ekleyen ve dün sade bir törenle göreve başlayan Aymara yerlisi, yani Kızılderili yeni Devlet Başkanı Eva Morales bu partiden değil. Ancak onun kurduğu Hedef Sosyalizm Hareketi'nin seçim zaferinde Devrimci Sol Hareket belirleyici rol oynadı. Atina toplantısında hiç kuşkusuz Bolivya'nın yanı sıra Venezüella, Brezilya, Uruguay, Nikaragua ve Peru temsilcileri de yoğun alkışlarla karşılanacak. Çünkü onlar da son dönemde iktidara gelen Latin Amerika sol hareketlerinin mimarları.
CHP ne zaman alkışlanacak? Listeye -Sosyalist Enternasyonal üyesi olmamakla birlikte- Latin Amerika'da solun mayası Fidel Castro'nun Küba'sını da eklemek gerekiyor. Hatta, Peroncu hareketin sol kanadından gelen Arjantin Devlet Başkanı Nestor Kirchner'i de. Zincire birkaç ay sonra Meksika da bir halka ekleyecek: 2 Temmuz'daki devlet başkanlığı seçiminin en güçlü adayı Sosyalist Enternasyonal üyesi Demokratik Devrim Partisi adına yarışan Mexico City'nin eski Belediye Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador. Arada sol kasırga Atlantik'i aşıp Avrupa'yı vuracak: Mayıs'ta İtalya'da yapılacak seçimleri Romano Prodi liderliğindeki sol ittifakın kazanması kesin gibi. Baykal'ın 8 başkan yardımcısından biri olduğu Sosyalist Enternasyonal'in Atina toplantısında, iktidarla tanışamamış ender üyelerden birinin temsilcisi sıfatıyla, kutlamalar sırasında neler hissedeceğini bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var: Kamuoyu araştırmalarında CHP'nin 3 Kasım 2002 seçimlerindeki oyunun bile gerisine düşmesi, Türkiye'deki sosyal demokrat harekette bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyor. Ve de CHP'nin ergeç bir yol ayrımına geleceğini. Dünya solundaki gelişmelere bakarak biz CHP'nin önünde üç seçenek görüyoruz. Tabii kendini gerçekten sosyal demokrat bir parti olarak tanımlıyorsa: * Ya Kemal Derviş'in önerdiği ve AB'nin sol partilerinin başardığı gibi sosyal demokrasi ile liberalizmi harmanlayacak . * Ya sadece yoksul ülkelerde değil Avrupa'da da ağırlığını hissettirmeye başlayan "Altermondializm"den renkleri programına taşıyacak. * Ya Türkiye'nin sadece coğrafi konumuyla değil, sosyoekonomik koşullarıyla da yoksulzengin ülkeler arası bir köprü olduğunu dikkate alarak bu iki akımın sentezini yapacak . CHP'li dostlar elbette "Biz bugünkü çizgimizden memnunuz" diyebilirler. Ama o zaman da bize şu soruyu yöneltme hakkı doğar: Bu hoşnutluk iktidara gelemeyeceğiniz gerçekçiliğinden mi kaynaklanıyor? Yoksa "Değişirsek iktidara geliriz" korkusundan mı?
|