| |
Elektrik Rum icadı mı?
Dünkü gazetelerde spor-siyaset ilişkileri manşetti... Aslında spor-siyaset-mafya ilişkileri Türkiye'nin en temel ve en üzerine gidilemeyen sorunlarından biri... Ne var ki, büyük kitlelerin en önemli ilgi alanı halindeki bu konuya el atmak, herkesin gizli kapılar ardında bilip söylediğini kamuya açıklamak ve sorunun kökenine inmek şimdiye kadar mümkün gözükmedi. Halbuki, çürüyen alanlara radikal müdahaleler yapılmayınca, durumun ne hale dönüştüğünün en güzel örneklerinden biri gene dünkü gazetelerde yer almaktaydı: Yıllardır çözülmeyen elektrik sorunu en sonunda KKTC'yi elektriksiz bırakmıştı... Hükümet, Rum kesiminden "insaniyet namına" elektrik istemişti... Rum yönetimi de "orası bizim parçamız" diyerek bu talebi kabul etmişti. Dünkü gazeteler, KKTC'nin elektriksiz kalıp Rumlar'a muhtaç düşmesinin nedenini şöyle açıklıyordu: "KKTC'deki elektrik krizinin temelinde, fiyatların tüketiciye çok ucuz yansıtılması ve sürekli af çıkarılması yatıyor... Ortaya çıkan krizin birinci sorumlusu siyasi popülizm..."
Türkiye'de yıllardır en ilgi duyulmayan konular listesinin ilk sırasında Kıbrıs gelirdi... Kıbrıs ilk sırada değilse ikinci sırayı tartışmasız kapardı... Tarım da birinci değilse ikinci, ikinci değilse muhakkak birinci olurdu... Kıbrıs veya tarım konusunda yazı yazacak birisi okunmamayı baştan göze almış sayılırdı... AB süreci bu durumu değiştirdi, Kıbrıs ve tarım geniş kitlelerin ilgi alanına girdi... Hatta KKTC Türkiye'de "içe kapanmaca AB karşıtlarının" beslendikleri en favori gıda haline geldi... Hala da öyle...
Kıbrıs'ta çözümsüzlükten yana olan siyasal milliyetçiliğin mehteran naralarını atanlar, oradaki insanların günlük yaşamlarını ve sorunlarını hep pas geçti... Bunlardan biri de çok kolayca çözülebilecek olduğu halde çözülmeyen elektrik sorunuydu... On yıl önce de, aynı bugünkü gibi KKTC elektriksiz kalmış, halk karanlığa gömülmüştü... "Kıbrıs Diye Bir Ada" isimli kitabıma da aldığım "Kuzey Kıbrıs'ta jeneratör yok satıyor" başlıklı yazıda, durumu bana etraflıca anlatan Fatma Azgın'ın mektubunu yayınlamıştım. Dünkü gazetelerde de belirtildiği gibi KKTC, 1974 Harekatı'ndan sonra yıllarca elektriği Rum Kesimi'nden almıştı... Rumlar o dönemden KKTC'nin kendilerine 320 milyon dolar borcu olduğunu belirtmekte... Fatma Azgın'ın 1994'te, dört aydır elektriğin olmadığını vurgulayan mektubu durumu şöyle anlatıyordu: "Modern yaşamın vazgeçilmez altyapısı elektrik enerjisini üretemeyen KKTC; bağımsızlık, egemenlik, vatan, millet, Sakarya nutukları içinde kendi kendini tüketti. Rum toplumundan siyasi bağımsızlık talep eden KKTC, yirmi yıldır Rum kesiminden bedava aldığı elektrik enerjisinin kesilmesiyle karanlıklara gömüldü." O zamanki "karanlıkların" sebebi de şimdikinin aynı. Mektup şöyle devam ediyor: "Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 'herkes jeneratör alsın' uyarısı üzerine parası olanlar son birkaç ay içinde 140 milyar lira harcamışlar. 300 paundluk jeneratörler 600 paunda, 7 dolarlık şarjlı ışıldaklar fahiş fiyata satılıyor. Eldeki elektrik üretim merkezlerinin KKTC elektrik ihtiyacının dörtte birini üretebilmesi için ayda 32 milyar harcaması lazım. Bu para hükümette yok. Olmayan elektriğin pahalılaştırılması önerisi ise Rum'dan bedava alınan elektriğin bile sadece basit vatandaşlarca ödendiğini, devlet dairelerinin, Elektrik Kurumu'nda çalışan yüzlerce kişinin, büyük otellerin, askerin elektrik parası ödemediği halk arasında tartışılıyor."
Yıl 2006, KKTC'de gene elektrik yok, üstelik öylesine yok ki Rum kesiminden yardım istenmiş... Türkiye'de ve KKTC'de çok milliyetçi nutuk atıldı ama 32 yıldır elektrik sorunu çözülmedi... Üstelik Rum kesiminden bedava alınan elektrik herkes tarafından müthiş rahat bir beleşçilikle kullanıldı... Elektrik üretecek baraj paraları ise "buhar" oldu...
KKTC'de yaşanan karanlık, iki konuyu sanki projektörlerle aydınlatıyor; ilki, siyasal milliyetçi nutuklar atanların iktidara gelebilmekten başka hiçbir şeyi umursamadıkları... İkincisi, oradaki halkın neden Annan Planı'nı canı gönülden desteklediği...
32 yıldır KKTC'deki elektrik sorununu "kimlerin çözmediğini" konuşmadan, Kıbrıs üzerinden milliyetçilik taslanabilir mi? Bizdeki milliyetçilik, vatandaşın karanlıkta oturması mıdır? Ya da "yönetmek" için çıldıranlar, yönetenlerin yaşam kalitesi söz konusu olunca, gerçekten "elektriği Rumlar'ın mı icat ettiğine" inanır?..
|