Bakü-Ceyhan ile birlikte bu bölgeye, yani Ceyhan'a bir rafineri kurulması tartışılıyor. Tüpraş olarak iş piyasaya önem vermek istediğimizden hep bu rafineri planından uzak durduk. Çünkü hinterlandı, yani buradan ürünü satabilileceğimiz bölge çok sınırlı. Bu nedenle sadece ihracata yönelik bir tesis olarak kalmaya mahkum olur. Tüpraş için hiç tehdit olmaz. Bakü'den gelen petrolü işleyip göndermek için uygun bir nokta.
Her kafadan bir sesin çıktığı konulardan birisi de kaçak akaryakıt. Akaryakıt satış rakamı ile araç sayısı yanyana konulup belli sonuçlara ulaşılıyor. Ancak otomobillerdeki verimlilik artışı hesaba katılmıyor. 5-6 yıl önceki ortalama otomobile göre bugünkü modellerde çok daha az akaryakıt kullanılıyor. Ayrıca gerçekten LPG ve dizele büyük kayış oldu. Otomobil satışının artmasına rağmen benzin tüketiminin artmamasına neden olan bu. Ancak bu hiç kaçak yok anlamına da gelmiyor. Bu noktaların neresi olduğu belli aslında. Öyle söylendiği gibi tankerlerle kaçak benzin girişi falan mümkün değil.
Tüpraş tesisleri yaptığı yatırımlar ile modernlikte Avrupa ile yarışıyor. Almanya, Fransa gibi ülkeler ile rafinaj tesislerinin modernliği açısından aynı seviyedeyiz. Tüpraş rafinerileri Kerkük petrolünü işleyebilecek şekilde kuruldu. Avrupa'dakiler ise Libya petrolünü baz aldı. Kerkük petrolü Libya'ya göre daha ağırdır. Kurşun seviyesi yüksektir. Onu işleyip rafine etmek daha detaylı bir süreçtir. Tüpraş bu sayede brent petrolüne göre varil başına ortalama 2 dolar kâr ediyor.