|
|
|
|
|
|
Horlama sesi yükseldikçe ameliyatın büyüklüğü de artar
Türk toplumunda horlama, uyku halinde gerçekleşen normal bir durum gibi görülür. Ancak, horlamayla birlikte soluk tutmalar da varsa; konunun önemi artar. Bir tek horlama ameliyatı yoktur, her hastaya ayrı ameliyat uygulanır. Ve ameliyat bölgesinin de iyi saptanması gerekir, aksi halde ameliyatın sonucu başarılı olmayacaktır
İnternational Hospital'ın kulak-burunboğaz uzmanlarından Doç. Dr. Erhun Şerbetçi, horlama ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
Horlama toplumda sık rastlanan bir şikayet mi? Horlama toplumda 'çok sık' denebilecek bir oranda görülür. Araştırmalardan çıkarılan sonuçların ortalamasına göre her 100 kişiden 42'si horlar. Yaşın artmasıyla, horlamanın görülme sıklığı da artar. Bu oran 60 yaşındaki erkeklerde yüzde 60'a kadınlarda ise yüzde 40'a ulaşır. Belirtilen rakamlar, bu konudaki çalışmaların zorluğu nedeniyle değişkenlik gösterebilir. Zira anket sonuçlarına dayanan çalışmalarda horlayanların çoğunluğunun horlamalarından habersiz olduğu, bu insanlarla birlikte yaşayanların bile yakınlarının horlamasının farkında olmadığı görülür. Türkiye'de 5 bin kişilik bir grupla yapılan çalışmada; ankete katılanların yüzde 24'ü horladıklarını bildirirdi ama bu oran çok daha yüksektir.
KADIN MENOPOZDA HORLAR Horlama neden kadınlarda daha seyrek görülür? Kadınlarda yağlanma kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karında yoğunlaşır. Bu durum, yatar pozisyonda yutak çevresinde daralmaya ve göğüs içi basınçta artışa yol açar, erkeklerin daha çok horlamasına neden olur. Kadınların kas yapısındaki farklılıkların da horlamanın daha az görülmesinde rolü olduğunu düşündürmektedir. Menopoz dönemi sonrasında kadınların hormonal dengeleri değiştiği, özellikle kas yapıları erkeklerinkine benzediğinden, onlarda da erkeklerdeki biçim ve sıklıkta horlama başlar.
Horlama bir hastalık mı? Solunum durmalarının eşlik ettiği horlamanın tedavisi çok güçtür. Son yıllarda teknik gelişmelerin de katkısıyla lazer radyofrekans ve klasik cerrahi tekniklerle yapılan ve horlama tedavisinde başarılı sonuçlar alınmasını sağlayan bu tip ameliyatlar, hafif düzeyde solunum durmalarının eşlik ettiği hormalamalarda etkilidir.
TERMAL WELDİNG DÖNEMİ Horlamada ameliyat ne zaman gerekli oluyor? Eğer muayene bulguları ve uyku testiyle çok ileri derecede bir uyku apnesi tanısı konulmuşsa, burada öncelikle ameliyat kararı almak doğru olmaz. Bu durumdaki hastaların günümüzdeki en başarılı tedavisi 'CPAP' denilen bir maskenin kullanılmasıdır. Bu araç uykudaki hastaya sürekli pozitif basınçlı oksijen vererek, üst solunum yollarındaki direnci yener ve kandaki oksijen seviyesini yükseltir. CPAP tedavisini uyku laboratuvarındaki nörologlar belirler ve uygulanmasına yardımcı olurlar. Ancak CPAP ile yapılan uyku testinde burunda ileri bir tıkanıklıkla karşılaşılıyorsa, bir burun içi ameliyatından sonra CPAP uygulamasına başlanılması ilgili nörologlar tarafından önerilebilir. Apne indeksinin yüksek olmadığı durumlarda ve burun ile boğazda belirgin tıkanıklıkların bulunduğu durumlarda ise hastanın tedavisi doğrudan kulak-burun-boğaz uzmanına düşüyor.
Günümüzde horlama ameliyatları nasıl yapılıyor? Günümüzde horlama ameliyatlarında önemli gelişmeler oldu. Ama her şeyden önce çok ileri apneli olguların tedavisinin ameliyat olmadığını artık biliyoruz. Ayrıca ameliyat şeklini belirlemeden önce horlamaya yol açan mekanizma ve bölgelerin iyi belirlenmiş olması da gerekiyor. Örneğin dil kökünde ya da alt çene yapısında önemli bir engelleme yapabilecek sorun varsa yumuşak damağa yönelik bir girişim etkili olmuyor. Bu bakışla horlamada uygulanan ameliyatları bölgelerine göre ayırmak uygun olur. Burun içi, yumuşak damak ve küçük dil, dil kökü, dil ve çene ameliyatları gibi... Bu bölgelerde yapılan ameliyatlar; yeni araçların kullanılmasıyla çok hafif ameliyatlar olabileceği gibi hastanede kalmayı gerektirebilecek ileri ameliyatlarda olabilir.
Horlama ameliyatlarında yeni uygulamalar da var mı? Son zamanda yumuşak damağa uygulanan çubuk implantlarda aynı amaca yöneliktir yani yumuşak damağı gergin tutarak çökmesini önleyip, hava giriş çıkışını rahatlatmak için kullanılırlar. Basit olarak tanımlanabilecek bu yöntem sadece yumuşak damak sorunu olan basit horlamalı hastaların çok küçük bir grubuna uygulanabilir gözükmektedir. Ayrıca son zamanlarda neredeyse kansız ve ağrısız olarak bademcik ameliyatları yapabilmemize yardımcı olan 'termal welding' ile yumuşak damak ve bademcikler bölgesinde hem hasta hem de doktor için rahat çalışma olanağı doğmuştur. Bu yöntem özellikle klasik ameliyat gerektirebilecek nispeten ileri durumlarda büyük üstünlük sağlayacak gibi gözükmektedir.
Burun içine ne gibi ameliyatlar yapılıyor? Eğer burunda halk arasında 'kemik eğikliği' denilen deviasyon varsa ve bu durum ileri derecede burnu tıkıyorsa, deviasyon ameliyatı yapılıyor. Bu ameliyat yöntemi hâlâ klasik yöntemdir ancak hasta rahatını arttıran tamponların artık yaygın olarak kullanılması bir yeniliktir. Yine burun içerisinde halk arasında 'burun eti' denilen konka şişmeleri horlamanın önemli sebeplerinden birisi olabiliyor. En yeni uygulamalar konkalarla ilgili. Burada artık klasik ameliyatları çoğu uzman uygulamıyor. Günümüzde konkalar lazer ya da radyofrekans uygulaması ile hasta için çok rahat sayılabilecek şekilde küçültülebiliyor. Bu girişimler için genel anesteziye gerek yok ama eğer hastaya örneğin bir dil kökü girişimi de yapılması gerekiyorsa genel anestezi kullanılıyor. Benim deneyimlerime göre çok şişmiş alt konkalarda lazer daha başarılı sonuçlar veriyor. Konka küçültülmelerinin burun tıkanıklığını önemli ölçüde çözdüğünü ve bu girişimlerin kanamasız, tamponsuz ve ağrısız yapılabildiğini söylemek abartılı sayılmaz. Ancak yalnız başına burun tıkanıklığının giderilmesi eğer hastada horlamaya sebep olabilecek başka bir sorun da varsa horlamayı sadece azaltır yoksa tam olarak geçirmez. Hastaların çoğunda yumuşak damak ve küçük dil sorunu da vardır ve bunlarında aynı seansta yine örneğin radyofrekansla yapılabilecek girişimlerle çözülmesi gerekebilir.
Horlama hangi durumlarda ameliyat ediliyor? Eğer horlama sırasında; uykuda apneler olmuyor veya çok az oluyorsa ve hastanın burun-boğazı tutan solunum yolları ile ilgili sorunları saptanmışsa ameliyat gerekebiliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|