|
|
|
|
|
|
Stres bir gün uyurken ip üstünde yürümenize yol açabilir
Eğer stresliyseniz beyniniz tamamen uyanması gerekirken sadece uyanıklık reaksiyonu verir, uyanamaz. Uzmanlara göre o an beyin, yarı uyanık-yarı uykudadır ve uyurgezersinizdir. Uyanıkken bile yapılamayacak hareketler bu sırada yapılabilir. Örneğin ince bir duvar üzerinde yürünür
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uyku Laboratuvarı Başkanı Prof. Dr. Hakan Kaynak, uykusuzlukla ilgili merak edilen soruları yanıtlıyor.
Uyurgezerlik tehlikeli midir, tedavi edilebilir mi? Uyurgezerler, gecenin genellikle ilk yarısında uyuduktan yaklaşık 1-2 saat sonra kalkıp dolaşmalaya başlar. Bazı hastalarda uykuda dolaşma her gece olduğu halde, bazılarında daha çok stresli günlerin ardından veya uykusuz kalındığında ortaya çıkar. Hastalar dolaşırken uyanıkmış gibi davranırlar. Bu sırada odadan çıkabilir, merdivenleri inip dışarı çıkabilirler. Diğer bir açıdan bakıldığında bu hastalar uykuda gibilerdir, sorulan soruları cevapsız bırakırlar, anlamsız hareketler yaparlar. Uyandırılmazsa kendi başlarına yataklarına döner, uyumaya devam edebilir, sabah hiçbir şey hatırlamazlar. Hasta uyurgezerlik sırasında yarı uykulu ve yarı uyanık olur. Olay zannedildiği gibi rüyaların görüldüğü dönemde olmaz, derin-yavaş uyku denen, uykunun en derin döneminde gerçekleşir. Bu sırada beynin uyanması gerekirken, uyanıklık, yalnızca uyanıklık reaksiyonu düzeyinde kalır. Bazı uzmanlar bu durumu 'beynin yarısı uyurken diğer yarısı uyanık' diye tarif eder. Hastalar psikolojik etkilerden uzak olduğu için uyanık insanların bile yapamacağı hareketleri yapabilirler. Örneğin ince bir duvar üzerinde yürüyebilirler.
UYKULU TEHLİKEYİ DURDURUN Uyurgezerlik çocuk yürümeye başladığı andan itibaren her dönemde olabilir. Ancak, en sık görüldüğü yaş dilimi 8-12 yaş arasındadır. İleri yaşlarda hâlâ devam eden vakalarda olay daha sık, uzun ve tehlikeli tekrarlar gösterir ki tedaviye asıl ihtiyacı olanlar bunlardır. Uyurgezerliğin tedavisi; başlangıçta hastayı izlemek ve çevrede tehlike yaratacak etkenleri uzaklaştırmak biçiminde olmalıdır. Bu amaçla pencereleri kilitlemek, tehlikeli olabilecek malzemeleri odadan çıkartmak gerekir. Hastanın uykusuz kalması engellenmelidir. Psikolojik olarak onu zorlayan olaylar uzaklaştırılmalı böylece uyurgezerliğin tekrarı durdurulmalı. Olay bir kez bittiğinde gecede ikinci bir kez tekrarlama ihtimali az olduğundan hasta izlemekten vazgeçilebilir. İleri yaşlarda bu önlemler yetersiz kalacağından ilaç tedavisine başvurulabilir.
KABUS TEK TEK HATIRLANIR Gece korkuları hastalık mıdır? Gece korkuları da uyurgezerlik gibi gecenin ilk yarısında hastanın derin uykudayken, uyanması gerektiğinde uyanamaması sonucu ortaya çıkar. Uyurgezerlikle aynı yaşlarda olur. Gece korkuları daha ileri yaşlarda devam ediyorsa, tedaviyi gerektirecek kadar şiddetli olurlar. Hastalar uyuduktan 1-2 saat sonra yataktan korkulu gözlerle kalkar ve bağırmaya başlar. Bu sırada nefes alıp vermeleri değişir. Genellikle 3-4 dakikayla sınırlı olan bu dönem, hasta eğer uyandırılmazsa kendiliğinden sona erer ve hasta uyamaya devam eder. Sabah kalktığında hiçbir şey hatırlamaz. Bu korkular hastadan çok çevresine endişe verir. Gece korkuları zaman zaman uyurgezerlikle birlikte olur. Uyurgezerlikle aynı nedenlerle ortaya çıktıkları için tedavide aynı yöntemler uygulanır.
Kabuslar sorun olmaya başladıysa ne yapılmalı? Kabuslar genellikle 3-6 yaş arasında yoğun olarak yaşanan, korkunç rüyalardır. Gece korkularından farklı olarak, rüya dönemleri sabaha karşı yoğunlaştığından gecenin ikinci yarısında ve rüya görülen dönemde ortaya çıkar. Rüyalardan farklı olarak oldukça canlı ve ayrıntılı olan kabusların içeriği her zaman korkunçtur ve hastalar, bu sırada saldırıya uğradıklarını ve tehdit altında olduklarını hissederler. Gece korkularında hasta hiçbir şey hatırlamadığı halde kabuslarda her şeyi ayrıntılı olarak hatırlarlar. Gece korkularında kişiyi uyandırmamak gerektiği halde kabuslar gören bir çocuk; mutlaka uyandırılmalı ve korkusu geçene kadar teselli edilmelidir. Kabusların genellikle ilaçla tedavi edilmesi gerekmez. Ancak kabuslar ilerlemiş yapılarda devam ediyorsa, o zaman psikoterapi veya REM dönemini kısaltan bazı ilaçlar verilebilir.
Rüyada bir insan bilinçdışı yanındakine zarar verebilir mi? Buna 'REM uykusu davranış bozukluğu' diyoruz. İlk kez 1986 yılında tanımlanmıştır. REM uykunun dönemlerinden biridir ve tüm kaslar tamamen gevşer. Rem uykusu bozukluğunda, bu kaslar gevşeme yerine gerginleşmeye başlar. Bu sırada hasta gördüğü rüyaların etkisiyle hareket eder, tekme atar ve yumruklama şeklinde davranışlar gösterebilir, yanındakine zarar verebilir. Eğer hasta uyandırılmazsa bu dönemi hatırlamaz. Ancak o dakikalar, yanındaki kişi için tehlikelidir. Bu sorun genellikle ileri yaşlarda başlar. En sık görüldüğü dönem 60-70 yaşlarıdır. Hastalar aynı zamanda bunama, parkinson ve beyin damar tıkanıklığı gibi sinir sistemi hastalıkları nedeniyle tedavi oluyor olabilirler. Tedavisi için mutlaka bir uyku hekimine başvurmak gerekir. Tedavi sırasında düşük dozlu ilaç verilebilir.
BİR HASTALIK BELİRTİSİ Çocukların uyurken altını ıslatması her zaman bir sorun sayılabilir mi? Gece altını ıslatma; çocukluk döneminde sık rastlanılan ve çoğunlukla normal kabul edilen bir problemdir. 3-4 yaşındaki çocukların yüzde 25'i, sekiz yaşındaki çocukların yüzde 10'u uykuda altlarını ıslatmaya devam eder. 18 yaşına gelindiğinde altını ıslatma yüzde 1 oranına iner. Uykuda altını ıslatma, genellikle gecenin ilk yarısında olur. Uykuda altını ıslatmayı hastalık değil, bir hastalığın belirtisi olarak görmek gerekir. Psikolojik olarak stres altındaki ailelerinden bazı olayları saklamak ihtiyacı duyan ve kendi içlerinde çatışma yaşayan çocuklarda görülür.
|
|
|
|
|
|
|
|
|