Çankaya kalkışları...
Tahmin ettiğim gibi Mehmet Dülger ne söylediğinin farkındadır... Sözünün nerelere gideceğini bilmektedir... Emine Hanım'ın başı örtülü Köşk'e çıkmasını "anlatmaya" devam etmektedir... "Emine Hanım başörtüsüyle Köşk'e çıkarsa, borsa oynar" demektedir... İş dünyasına pas vermektedir... Harekete davet etmektedir... "Ordu bildiriler yayınlar..." diye söylemektedir... Orduyu teyakkuza geçirmektedir... "Üniversiteler ayağa kalkar..." diye haykırmaktadır... Üniversitelerin ayağa kalkmasına zemin hazırlamaktadır... "Borsalar oynar" diyerek iş dünyasına... "Ordu bildiriler yayınlar" diyerek Genelkurmay'a... "Üniversiteler ayağa kalkar" diyerek bizzat üniversitelere... Ağır mesajlar vermektedir... Her üçüne verdiği mesajlarla da hem AKP'ye hem muhalefete hem de dünyaya mesaj vermektedir... "Herkes elini ona göre belirlesin" demektedir... Emine Erdoğan'ın örtüsü ile Tayyip Erdoğan'ın Çankaya sevgisi artık Türkiye'nin gündemindedir... Artık dünyanın da gündemine girmek üzeredir...
 Recep Tayyip Erdoğan'nın yumuşak geçiş çabaları, toz kaldırmadan hareket etme planları artık kabul görmeyecektir... Tayyip Erdoğan, yumuşak çıkmayı planladığı yokuşta, ya gaza basacak ya frene basıp duracaktır... Artık rölantide Çankaya yokuşunu tırmanma şansı kalmamıştır... Çok yıllar önce, bu satırların yazarının da katıldığı Kalkış Seremonileri aynı Çankaya yokuşunda tenis kortunun önünden başlatılıp, Cumhurbaşkanlığı köşkünün tam karşısında sonlandırılırdı... Çankaya yokuşu son model arabaların kalkışına sahne olurdu... Yıllar öncesinin araba kalkış ustaları, Kavaklıdere tenis kortunun önünden gaz debriyaj ayarı yapar ve fırlarlardı... Köşk'ün önüne ilk gelen yarışı kazanırdı... İddiasına göre, ya araba anahtarı teslim ya da okkalı yeşiller değiş tokuş edilirdi... Her halükarda kazanan da kaybeden de gazı sonuna kadar köklerdi... Karşıdan araba geleceğini ya da kaza olacağını bile bile, gaz kökleme yarışı Cumhurbaşkanlığı'nın önüne kadar sürerdi... O yarışı kazanmak Cumhurbaşkanlığı'nı kazanmak kadar önemliydi... Kazananlar sanki Cumhurbaşkanı oluyordu...
Hırs bir kez insan yüreğinin içine girdi mi, Çankaya Kalkışları son sürat bir seyir, müthiş bir tehlike ve azami bir riskin göbeğinden vız diye geçiyor, görenlerin ellerini ağızlarına alacak hayret nidaları eşliğinde sürüyordu... Benim gözlerim, kaza yapmasa da çok kaza gördü o Çankaya Kalkışı yarışlarda... Tövbe etti, bir daha o parkurda kapışmamaya. Görüyorum ki üzerinden çok yıllar geçmiş yine başlamış o tehlikeli kapışma...
Tayyip Erdoğan'ın biz Çankaya gençliğinin araba kapışmalarını bilmesine hacet yoktur... Ama bilmesi gereken başka kapışmalar vardır... Sözgelimi, şimdi konuşan Mehmet Dülger'in eski yol arkadaşı Süleyman Demirel'in 12 Mart'ta hangi emekli generali son dakikada mat edip diskalifiye ettiğidir. Meclis'in tepesinden uçaklar geçerken, Cumhurbaşkanlığı yarışlarında neler yaşandığıdır?.. Hangi devrik Başbakan, bir gün 12 Eylül ihtilalini anlatırken, "Sorun esasen Çankaya meselesiydi" demiştir? Süleyman Demirel olabilir midir?.. Çankaya!.. Atatürk'ün makamı!.. İhtilallere neden olarak gösterilen mabet... Bunların yanında benim Çankaya gençliğimin ölümcül araba kalkışlarının ve kapışmalarının mekânı, Çankaya fazla bir mana ifade etmez elbet... Sadece, bilmelidir tüm gerçekleri, o yokuşu çıkmaya hazırlanan her Hazret...
|