 |  |
  |
|
AB'ye uyacakken yine V-Y-Z'ye uymaya mı karar verdik?
Yılbaşı ertesinin telaşı içinde Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i kutlamayı ihmal etmiştik. Bakan Çiçek yeni yılın ilk genelgesinde Türkiye'deki bütün hakim ve savcılara gönderdiği bir emirle, şimdiye kadar yayınlanan bütün genelgeleri ortadan kaldırdı. Bu AB yolunda atılmış çok önemli bir adımdı. Genelgede bu karar şu gerekçelere bağlanarak açıklanmıştı: - Yüzyılın yeni değerleri karşısında AB'y e giden süreçte, hukuk ve adalet reformu kaçınılmaz olmuş, mevzuatımızın AB'y e uyumu zorunlu hale gelmiştir... Bu gerçekler göz önüne alınarak bugüne kadar yayımlanan bütün genelgeler yürürlükten kaldırılmıştır. Eski genelgeler sıfırlandıktan sonra, Adalet Bakanlığı ilgili mevzuata göre hazırlanan yeni genelgelerin yayımlanmasına da hemen başladı.. Adalet Bakanı Çiçek, bu çerçevede yayımladığı "Soruşturmalarda İnsan Hakları İhlallerine Yol Açılmaması" konulu genelge ile de, Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzaladığını ve vatandaşların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bireysel başvuru hakkı olduğunu anımsattı. "Bunlar güzel gelişmeler" derken, Çiçek'ten 5 numaralı genelge geldi. Şöyleydi bu genelge: - Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, Türk devletinin ve laik Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmeyi, Anayasamızda yer alan temel hak ve hürriyetleri yok etmeyi amaçlayan suçlara Cumhuriyet Savcıları tarafından derhal el konularak, soruşturmaların bizzat Cumhuriyet Savcıları tarafından yürütülmesi, şüphelilerin ve suç delillerinin eksiksiz olarak tespit edilmesi ve kamu davasının süratle açılması... Bu genelgede işaret edilen suçların listesi de yapılmıştı. Ali Bayramoğlu Yeni Şafak'taki yazısında "Terör suçlarının ve devlete karşı işlenen suçların arkasına, düşünce ve ifade özgürlüğünü sınırlayan maddeler bu genelgede takılmış" diyerek şu örnekleri sıralıyordu: 301 bunların başında geliyor, eski kanundaki 312, yeni kanundaki haliyle 216 bunların arasında yer alıyor... Saymış genelge: TCK'nın "213, 214, 215, 216, 217, 218, 220, 299 ila 343 maddeleri" ... 213'den 220'ye kadar olan maddeler kanunda Kamu Barışına Karşı Suçlar başlığı altında veriliyor... Bakan bu fasıldan bir tek, din adamlarının vazife başında hükümet ve devlet yapısı ve politikalarını eleştirmeyi cezalandıran 219. maddeyi atlamış, muhtemelen kendi grubunun öfkesini çekmesin diye... Ondan sonra yüklenmiş de yüklenmiş... Cumhurbaşkanı'na hakaret, Türklüğe hakaret, bayrağa hakaret, askere hakaret, temel milli yararlara karşı olmak arka arkaya geliyor... Türkiye böyle işte. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i AB hukukuna uyum konusundaki çalışmalarından ötürü kutlamak için başladığım yazı, sonunda böyle bitmek durumunda. Oysa Sayın Çiçek de Türkiye'deki hukukun adalet sistemine nasıl yansıdığını biliyor. Örneğin birilerine takıntınız varsa, televizyon programlarını izleyin, gazeteleri okuyun. Sonra takıntınız olan kişi hakkında, savcılara suç duyurusunda bulunup, 5 no.lu genelgedeki maddelerden birine atıfta bulunun. Savcılara bundan sonra düşen görev, Bakan'ın talimatına uyup, kamu davasını süratle açmaktır. Bakarsınız Sayın Çiçek, bir yeni genelge ile AB'ye uyumlu hukuk anlayışını yeniden hatırlatır savcılara.
|