Hangi başarı, başarıdır?
Fenerbahçe Başkanı, seyredenlerin tamamına yakınının onayladığı konuşmayla sezonu değerlendirdi. Aziz Yıldırım gelişim süreci içinde ters düştükleri kurumlarla olan ilişkilerini yorumlarken olabildiğince objektif davrandı. Önceki yıllara oranla kendisinde belirginleşen bir "üslup" değişikliği yaşıyordu. Yıldırım'ın daha tahammüllü, güvenli ve hoşgörülü olduğunu söylemek mümkün. En önemli konuda, yani "para" hususunda, rakiplerine karşı yaklaşım içinde olacaklarını ifade etmesi de ilginçti. Bugünkü konjonktür içinde Aziz Yıldırım'ın, dolayısı ile Fenerbahçe'nin "rakip" olarak görüldüğü bir gerçek. Yıldırım'ın seçtiği kelimelerin "uzlaşmacı" hava taşıması, ortamın yumuşaması ve yeniden konsensusa gidilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
SABRIN SONU SELAMET Fenerbahçe yönetimi, taraftarının en mutsuz olduğu konuda, Avrupa başarısızlığında biraz "aceleci" davrandıklarını, bu konuda herkesin yeterli sabrı taşıması gerektiğini vurgulayarak, teknik direktörüne ve takımına zaman kazandırmak istiyor. Sezon başında Yıldırım'ın ağzından çıkan "Bizi artık Türkiye kesmez" yorumuyla hedef büyütülmüştü. Ancak eldeki kadronun bu hedef için yeterli olmadığı anlaşıldı. Yıldırım, usta bir manevra ile, taraftarının tepkisini Daum'un üstünden çekip, eğitimin önemini vurgulayarak oyuncularının eksiklerini ön plana çıkarttı. Bunu yaparken de ilk kez medyayı suçlamadı. Genelde gazetelerin yanlış tespitler yaparak, gereksiz beklentiler yarattığını söylerdi. Bu kez hataya kendilerini de kattı. Fenerbahçe'nin Türkiye'deki şampiyonluğunun önemini büyüterek, Daum'un performansının eleştirilmesini engelledi.
TRİBÜNLERE EL ATACAK İlerleyen aylarda Yıldırım'ın enerjisini rakiplerinden ziyade, tribünlerdeki muhalefete kaydıracağı da belli oldu. "Zamanında ben de yardım ettim" dediği taraftar grubunun, kendi kontrolü dışında hareket etmesinden artık rahatsız olarak, kulüp içinde sağladığı hakimiyeti, tribünlerde de yeniden kurmakta kararlı göründü. Yıldırım'a bugün bu sözleri ettiren tek gerçek, eline geçirdiği limitsiz güç elbette. Kulüp içinde muhalefeti yok. Rakiplerinin önüne ekonomik olarak geçerek, sportif kulvarda da rakipsiz kaldı. Bu nedenle radikal kararlar almakta zorlanmıyor. Çünkü bu kararların tepkisini hemen eritebiliyor. Karşı çıkana şampiyonlukları gösteriyor, ondan tatmin olmayana ekonomik başarıyı, hiçbiri olmazsa stadı... Elinde hep atacak bir golü var. İlk karşılaştığımızda, "Hedeflerine Daum'la yürüyeceğine inanıyorsun. Bunun nedenleri nedir?" diye soracağım. Hocasının duygusallığı dışındaki özelliklerinden hangisi, bu kadroyu Avrupa'da hedefe taşıyacak, sayesinde öğreneceğiz. Böylece Yıldırım'ın vizyonu hakkında da fikir sahibi olacağız.
|