Müthiş bir geceydi. Erkan Özerman, Atilla Dorsay için harika bir organizasyon yapmıştı. Davetiyede şöyle yazıyordu. "Atilla Dorsay bu gecede sizlerin yanında olmasını istedi." Nasıl bir gurur benim için anlatamam. Dorsay'ın hem sinema hem müzik hem de gazete camiasına katkılarını anlatmaya zaten gerek yok. Gecenin düzenlendiği gün gazetedeki odama uğradı, ayak üstü lafladık. Ayrılırken "İyi bayramlar" diye elini uzattı. "Akşam görüşüyoruz ya" dedim. Hafifçe gülümsedi "Geliyor musunuz? Ben sormaya cesaret edememiştim." Aşkolsun nasıl gelmem? O gece, kötü hava koşullarına rağmen herkes süslenmiş püslenmiş Dorsay için gelmişti. Övgü dolu konuşmalar yapıldı. Armağanlar verildi. Yine utandı Dorsay, yine sıkıldı. Mütevazılığın nasıl bir duygu olduğunu hatırlattı bana. Hani çevremde hiç görmeye alışmadığım cinsten. Deniz Seki ve Ege şarkılar söyledi. Final Erol Evgin'e kaldı. Deniz ve Ege alınmasınlar ama ne sesti o öyle. İlk günkü gibi "Hep böyle kal" dedi. Eee kolay kolay Erol Evgin olunmuyor tabii. Bu arada iyi ki varsınız sevgili Atilla Dorsay. Ve iyi ki varsınız Erkan Özerman. Birilerine "ölmeden" gece düzenleme geleneğini getirdiğiniz için...