Ne kadar muhasebe...
Bir yıl daha geçti de... Ne kadar mutlu olabildim ve ne kadar mutsuz edilip kimleri ne kadar mutsuz ettim? Ne kadar umutluydum da ne kadarını koruyabildim? Ne kadar umutsuzdum da ne kadarını yenebildim? Nerede, kimlere, ne kadar yalan söyledim? Ne kadar doğru söyledim; doğruyu söylemem, yazmam, haykırmam gerektiği her seferinde ne kadar yapabildim? Ne kadar yalan söylendi bana, ne kadarını anlayabildim, ne kadarını yedim ve ne kadarına isyan edip karşı çıktım? Ne kadar haksızlık yaptım? Ne kadar utandım, vicdanım ne kadar sızladı, ne kadarına üzüldüm, ne kadarı için telafiye, teselliye, özre koşturdum? Ne kadar haksızlığa uğradım? Haksızlığa uğradığımı ne kadar fark ettim? Ne kadar haksızlığın kaynağını, sebebini doğru tespit ettim? Doğru tespit ettiklerimin ne kadarı için ağzımı açtım, ne kadarına gözümü yumdum, sesimi yükselttim, hukuku aradım, adalet peşinde koşabildim? Ne kadar çaldım? Açıkça ne kadar çaldım, dolaylı olarak ne kadar çaldım, ne kadar çalmaya kalkıştım; ne kadar haksızca almaya çalıştım? Ne kadar çalındı benden, ne kadarını fark ettim, ne kadarı engellenebilirdi, ne kadarı basbayağı soygun, ne kadarı düzenin gereği idi? Çalındığını fark ettim de ne kadar teşhis, tespit ve mücadele yapabildim? Ne kadar yapmak istedim de ne kadarında elim, kolum bağlıydı, ne kadarında boş verdim, umursamadım, kaderime razı oldum, korktum? Ne kadar doydum ve ne kadar açtım? Ne kadar tükettim ve ne kadar tükendim? Ne kadar içim acıdı ve ne kadar ezdim geçtim? Ne kadar inandım? İnandıklarımla ilgili ne kadar soru sorabildim? İnandıklarımdan ne kadarında çuvalladım? Ne kadar inançsızdım? İnanmakla ilgili ne kadar düşündüm, ne kadar hissettim? Ahlaktan ne kadar bahsettim? Ne kadar ahlaklı olduğumu sandım, sundum? Ahlaksızlıktan yakınırken, ne kadar kendime baktım? Bana ahlak nutukları atanlar kendilerine ne kadar bakıyorlardı? Ne kadar özgürdüm? Özgürlüğün ne kadar mümkün olabileceğini düşündüm? Ne kadar özgürlüğün mümkün olabileceğini düşündüm? Mümkün olabileceğini düşünecek ne kadar özgürlüğüm vardı? Özgür olmamaktan ne kadar yakınacak derecede özgür bir aklım vardı? Yakınmaktan öte ne kadar istedim, ne kadar aradım, ne kadar şeyi göze aldım? Özgürlük derken, aklımın ne kadar, vicdanımın ne kadar, elimin, kolumun ne kadar özgür olmasını tasavvur ettim? Başkasının özgürlüğüne ne kadar titizlendim? Başkasının ne kadar özgürlüğüne titizlendim? Ne kadar başkasının özgürlüklerine titizlendim? Ne kadar şiddet uyguladım? Ne kadar şiddetten ne kadar pişman oldum? Ne kadar şiddete maruz kaldım? Ne kadar şiddete maruz kalmak şiddete öfkeye ne kadar sevk etti? Ne kadar boyun eğdirdim ve boynumu ne kadar eğdim? Ne kadar süründürdüm ve ne kadar süründüm? Ne kadar sevdim kendimi ve aynı anda ne kadar çok kişiden ne kadar nefret ettim? Ne kadar nefreti kendime çevirdim? Ne kadar nefret sarstı beni, ne kadarı kendime getirdi? Ne kadar sevdim ve ne kadar sevgi ne kadar çoğalttı beni, ne kadarı kendim yaptı? Ne kadar kendimdeyim? Ne kadar insanım? Ne kadar haklı , ne kadar adaletsiz, ne kadar duyarlı, ne kadar umursamaz, ne kadar duygulu, ne kadar öfkeli, ne kadar dayanışmacı, ne kadar arsız, ne kadar mütevazı, ne kadar muhteris, ne kadar bilmeye sevdalı, ne kadar bilmiş, ne kadar cahilim, ne kadar tamam ve ne kadar eksik, ne kadar yarım, ne kadar yarım yamalakım? Neyin ne kadar farkındayım? Yoksa... Al beni, vur sana... Bilseniz, ne kadar iyi yıllar dilerim!
|