|
|
|
|
|
Yeniden yüzlenen kimliksiz ölüler
|
|
Adli Tıp Kurumu'nda Dr. Sadi Çağdır ve ekibi kimliği belirsiz kafataslarına yeni bir yüz kazandırıp cinayetleri, karanlık olayları çözüyor.
Isparta'nın Uluborlu ilçe merkezinden yola çıkan 3 araçlık konvoy önce sulama kanallarının önünden geçti. Kapıdağ zirvelerine giden yola, Kavil Pınarı yönüne ilerledi sonra. Az ileride çöp istasyonuna giden sapağa gelindiğinde yavaşlayıp, yan yol asfaltına saptı. Yaz güneşinin yakıcılığı asfaltı yumuşatmış, macun kıvamına getirmişti. Lastiklerden yapış yapış, ıslak bir ses çıkması bu yüzdendi. Konvoyun ilk aracı ilçe savcısını taşıyan siyah bir Renault Station'dı. Ön camına "adli heyet" yazısı iliştirilmiş olan araç moloz yığınlarının olduğu yere gelince durdu. Hemen arkasındaki jandarma minibüsleri de kenara çekip park ettiler. Sonra herkes indi. Uluborlu savcısı alnında biriken terleri elinin tersiyle sildi ve yanına yürüyen jandarma komutanına gülümsedi. - Çok sıcak değil mi komutan. Buhar olacağız neredeyse - Çok sıcak savcım. Gerçekten de çok sıcak.
BANA BİR MERMİ VER! "Suçlu" bir silahın deneme atışı yapılacak, boş kovanlar ve çekirdekler kıyaslanacaktı. Savcı bey ekibindeki görevliden silahı getirmesini istedi. - Hemen yapalım şu deneme atışını komutan. Bitirelim gidelim işimizi. Daha yığınla dosya var beni bekleyen. Getirilen tabancayı dikkatlice inceleyip emir verdi - Bir de mermi verin bakalım! Görevli cebinden çıkarttığı minik kutudan 9 mm çapında bir mermiyi alıp uzattı. Savcı bey o mermiyi özenle yerleştirdi şarjöre. Silahı boşluğa doğrulttu, tetik düşürecekmiş gibi yapıp vazgeçti. - Etrafta çoban, ormancı, oduncu filan olmasın. Sizin askerler bir daha kontrol ediversin çevreyi. Komutan başıyla işaret verdi. iki jandarma eri hemen hareketlendi. Bir 3-5 adım attıktan sonra aniden durdu, geri döndü. - Komutanım bir şişe bulalım. Savcı beyimiz ona nişan alsın. Komutan gülerek onayladı bu sözü: - İyi gidin bulun hadi! Yaklaşık beş dakika geçti geçmedi, aynı asker bu kez koşarak yanlarına geldi. Gözleri fal taşı gibi açık, kekeleyerek konuşuyordu... - Bir Bir ceset var. Bir ölü var orada çabuk gelin! Komutan şaşırdı; - Ne diyorsun evladım? Ne cesedi? - Bir ceset komutanım. Toprağa gömmüşler. Savcı bey de şaşırmıştı. - Hayvan ölüsü falandır ama Hızlı adımlarla jandarmanın arkasından yürüdüler. Er bir toprak tümseğinin önünde durdu. Ağır bir koku, ve bakması zor bir manzara. Toprakların arasında bir insan bacağı görünüyordu. Gerçekten de bir ceset gömülüydü orada. Telsizle haber verildi, belediyeden kazma kürekli işçiler geldi oraya. Kısa bir uğraştan sonra ortaya çıkan dehşet verici bir manzaraydı. Tam önlerinde çürümeye yüz tutmuş, yüzü tanınmaz hale gelmiş, giysileri didik didik olmuş bir erkek cesedi duruyordu. Günlerce uğraştılar. Ne cesedin kimliğini belirlendi ne bir ipucu bulundu. Savcı cesedi; ölüm sebebi ve kimliğin belirlenmesi amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. İnceleme sonuçlandı. Sternum (iman tahtası) kemiğinde ateşli silah mermi çekirdeği geçişine bağlı bir defekt vardı. Geriye cesedin kime ait olduğunun saptanması kalmıştı. Son yıllarda Adli Tıp Kurumu'nda Dr. Sadi Çağdır başkanlığında bir ekip kimliği belirsiz kafatasları üzerine kişinin yaşarken sahip olduğu yüzün tekrar meydana getirilmesi uygulamaları başlatmıştı. Yeniden yüzlendirme (facial reconstruction ) denilen bu metotta kafatasının üzerinde ortalama doku kalınlık değerlerinin yardımıyla kişinin büstünü meydana getiriliyordu. Bu vakada da aynı metotla kişinin yüzü meydana getirilip çekilen fotoğrafları savcılığa gönderildi.
BÜYÜK BENZERLİK Bu sırada komşu ilçeden bir kadın oğlu İ.Ş.nin iki aydır kayıp olduğunu savcılığa bildirmişti. Kadın oğlunun fotoğraflarını savcılığa verdi. Fotoğraflar Adli Tıp'tan gönderilen yüzlendirme fotoğraflarına benzemekteydi. Emin olmak için şahsa ait fotoğraf Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Oradaki incelemede yeniden yüzlendirme ile elde edilen büstle ve kayıp İ.Ş'ye ait vesikalık fotoğraflar arasında büyük benzerlik vardı. DNA testleri de yapılınca bu cesedin aranan İ.Ş. ye ait olduğunu kesinlik kazandı. Kimlik kesin olarak belli olduktan sonra maktulün kuşkulu davranışlarda bulunan karısı gözaltına alındı. Kısa bir sorgudan sonra kadın; "Kocasını tabanca ile vurarak öldürdüğünü ve kuzeninin yardımıyla araziye gömdüğünü" itiraf etti ve ağır hüküm giydi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|