| |
Çay, simit muhabbeti
Deniz Baykal hesap sordu: "Söyle bakalım, bir bardak çay kaç lira?" Recep Tayyip Erdoğan hesap verdi: "Keçiören civarında bir simit 300-350 bin lira." Deniz Baykal itiraz etti: - Ben simidi değil, çayı sordum. Recep Tayyip Erdoğan ısrar etti: - Hayır, simidi de sordun. Sonra Tayyip bey "5 kişilik ailenin çay, simit hesabına" girdi. Baykal "ortalama aile büyüklüğünün 6 kişi olduğunu" söyledi. Ve Meclis'te tansiyon iyice yükseldi.
Dün Ankara'da bir "anket" yaptık. Eşe dosta "bütçe görüşmelerinin finalinden aklınızda ne kaldı" diye sorduk. Kiminle konuştuysak dedi ki: - Çay, simit muhabbetinden başka bir şey kalmadı.
Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli "yanlış konuştular... Hesapları hatalı" diye güldü. - Deniz bey, aile büyüklüğü olarak 6 kişiden bahsetti... Tayyip bey 5 kişi dedi... Oysa Türkiye'de ortalama aile büyüklüğü 3.9... Meclis'te 4 kişiyi esas alarak hesap yapmaları gerekirdi.
Meclis'te "polemiğin kapısını muhalefet açtı." İktidar da üzerine "balıklama atladı." İki taraf da polemiği tercih edince... "Tribünler" heyecanlandı. Deniz bey konuşurken "seyircileri" dediler ki: - Nasıl da silkeliyor ama!.. Tayyip bey konuşurken yine "seyircileri" sevinçten uçtular: - Nasıl da perişan ediyor ama!..
Bütçe müzakeresi eğer tribünlere yönelik bir "seyirlik" ise... Seyirci "memnun." Eğer iş "yumruklaşmaya kadar" uzansaydı... "Fanatik seyirci" daha da sevinecekti.
Aydın Menderes'e sorduk: - Salı günü yapılan bütçe görüşmelerinden aklınızda ne kaldı? "Çay, simit hesabı" diye güldü.
Biz hatayı "iktidardan çok muhalefette" buluyoruz. İktidar "yaptığıyla, yapamadığıyla" ortada. Öğrenmek istediğimiz şu: - Muhalefet yarın iktidar koltuğuna oturunca ne yapacak? Muhalefet, bütçe görüşmelerinde "alternatif olduğunu" gösterebilmeliydi. "Çıtayı yükseltmeliydi."
Aydın Menderes "Meclis kürsüsünün, halkı etkileme katsayısı çok yüksek" dedi. Katılıyoruz. Ancak "yüksek katsayı" değerlendirilemedi.
Muhalefet "geçmişe dair belgeler" okudu. Hepsi de "toplumun bildikleri." "Bilineni tekrar" muhalefete ne kazandırdı? Muhalefet "zihinleri ve gönülleri dolduran, geniş kitleleri rahatlatan" bir söylem, bir proje, bir program ortaya koyabilmeliydi. Bunu "bütçede" yapamayacaksa, ne zaman ve nerede yapacak?
Başbakan "laf yetiştirmeye, hiçbir lafın altında kalmamaya, polemiğe" neden bu kadar meraklı, anlayamıyoruz. Türkiye'nin gündeminde pek çok konu varken.
"Yatırım ve ekonomiyi canlandırma bütçesinin görüşmelerini izleyeceğiz" diye heyecanlanmıştık. Hevesimiz kursağımızda kaldı. IMF kontrollü, enflasyonu baskı altında tutma hedefli bir borç ve maaş ödeme bütçesini izledik. "O ona gol attı, o da ona."
|