|
|
25 bin öğrencinin 'burs kâbusu'
Türkiye 2000'li yıllarda ' derin' iki siyasi ve ekonomik krizle sarsıldı. Bankalar battı, işyerleri kapatıldı, döviz fırladı, faizler inanılmaz rakamlara ulaştı. Devlete veya bankalara borçlananlar akıl almaz sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Kimi yaşamını yitirdi, kimi işini kaybetti, kimi de mal varlığını. Kısaca, toplum olarak 90'lı yıllarda başlayan ' kötü yönetimin' bedelini ağır bir biçimde ödedik, halen de ödüyoruz. O dönemin ' ağır faturası' karşısında çaresizlik yaşayan kesimlerden biri de yurtdışında okuyan burslu öğrenciler. Sayıları 25 bini bulan bu öğrenciler, devletten öğrenim süreleri boyunca belli miktarlarda burs aldı. Ama araya 2000'li yıllardaki krizler girince, işin rengi değişmeye başladı. Ve faizler inanılmaz boyutlara ulaştı. Bir öğrencinin devletten aldığı toplam 50-60 milyar tutarındaki burs, bu faizlerle 200-250 milyara çıktı. Öğrenciler, aileler ve kefil olan insanlar tam anlamıyla çaresizdi. Devlet hortumcularla, bankaları ve holdingleri batanlarla masaya oturup ' borçları yeniden yapılandırırken' öğrencilerin sorunları sürüncemede kaldı. Konu en son geçtiğimiz ekim ayında TBMM Genel Kurulu'na, "Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı" nın verilmesiyle gündeme geldi. Tasarı gündeme geldi ama oylanmadan geri çekildi. Oysa tasarının birkaç maddesi yurtdışında yaşayan öğrencilerin yıllardır çözülemeyen sorunlarını çözmeyi hedefliyordu. Ama bilinmeyen bir nedenle geri çekildi. Amerika'da okuyan Ayşe N. Kaya bu konuda şunları yazıyor: "Yıllardır gözden kaçan büyük bir yaraya çare olacak bu kanunun bir an evvel yasalaşması için basın ve kamuoyunun acil yardımına ihtiyaç duyuyoruz.şık 25 bin kişiyi ilgilendirdiği, TBMM'deki çeşitli kaynaklarca dile getirilen bu kanuna destekçin şeriatçılıkla hiçbir alakası olmayan biz yurtdışındaki başarılı öğrenci ve akademisyenler sesimizi sizlere duyurmaya çalışıyoruz." Doğrusu yurtdışındaki genç beyinlerin bu feryadını Meclis'in duymaması anlaşılır gibi değil.. . Adeta kredi kartı mağdurları gibi inanılmaz faiz tehdidi yaşayan bu gençlerin bir başka büyük problemi daha var. Ayşe N. Kaya anlatıyor: "Son on yıl içinde ABD'de doktora eğitiminin ortalama süresi 8 yılın üzerine çıkmış olmasına rağmen, yurtdışına burslu gönderilen öğrencilere 1416 sayılı çok eski bir kanuna dayanarak en fazla 5 yıl öğrenim izni veriliyor. ABD'deki üniversitenin gözünde son derece başarılı kabul edilen bir Türk öğrenci, 5'inci yılın sonunda Milli Eğitim Bakanlığı'nca başarısız kabul edilmekte ve derhalğitimini bırakarak görev istememesi halinde kendisi ve kefilleri dava edilmektedir." Neresinden bakarsanız bakın bu iki sorun da sadece bir 'borç tahsili' ya da 'bir kuralı' yerine getirmekten öte anlamlar taşıyor. Bu sorunlar, böyle sürüncemede kaldıkça, Türkiye sadece borcunu tahsil edemeyen ülke olmayacak, aynı zamanda yurtdışında okuyan genç beyinlerini de kaybedecek. Yazık değil mi? Türkiye, kendi yarattığı ' yüksek faiz' sisteminden gelen paralarla mı çağdaşlığı yakalayacak? Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve Meclis'teki Eğitim Komisyonu'nun bu tasarıyı neden geri çektiğini ve çözüm için ne düşünüldüğünü merak ediyorum. Türkiye hâlâ 'Anayasa fırlatma'nın ağır bedelini ödüyor. Peki nereye kadar?
|