|
|
Komşu'nun kebabı
Bizim burjuvaların bazıları pek şapşal! Para kazanmayı biliyorlar ama onu zevkli bir biçimde, tadını çıkara çıkara harcamayı bilmiyorlar. Bunu en çok yemek konusunda görüyoruz. Belledikleri iki üç lokanta var; hep oralara gidiyorlar. Niye? Birbirlerini görmek için. Lokantacılar da bunu bildiği için icabında dandik yemekleri kakalıyor. Ya da sıradan yemeklere fahiş fiyatlar çekiyor. Mesela kebapçılar. Çok ünlü iki sosyete kebapçısı var. Birinde resmen kokmuş kebap yedik. Bir daha gitmedik. Diğeri kebaba öyle çok yağ koymuştu ki; yemek bittiğinde damağımız tat alamaz haldeydi... Ayrıca humusun pastırmasından çıkan inatçı sinir, dişimizi yarım saat terk etmemişti. Buna karşılık ikisinde de yüklü bir hesap ödemiştik. Son oldu; ikisine de adım atmıyoruz. Ben para vermeye hazırım, yeter ki adam gibi şeyler yiyeyim, düzgün hizmet alayım. Bu tip nahoş deneyimlerden sonra Nişantaşı'ndaki 'Komşu'ya korka korka gittik. Ama son derece mutlu çıktık. Yediğimiz her şey gayet iyiydi. Hele pastırmalı humus! Tek kelimeyle şahaneydi. Yemeğe doyamadık. İnşallah 'Komşu' hem yemeklerde, hem de servisinde tutturduğu kaliteyi bozmaz!
|