| |
|
|
Yastık altı TL'lerin tümü YTL'ye çevrildi mi acaba?
Yeni yılın ilk gününde eski Türk liraları tedavülden kalkıyor. Aslında YTL'ye hepimiz alıştık ama hala değerleri milyonlu ve milyarlı rakamlarla ifade etmeyi sürdürüyoruz. O çok sıfırlı banknotlar hayatımıza yüksek enflasyonla birlikte 1970'lerden sonra giriverdi. Bir baktık ki, bir yıl önce lokantada hesap olarak ödediğimiz parayı ertesi yıl garsona bahşiş olarak verdiğimizde, teşekkür bile alamıyoruz. Yüksek yargıda görev yapan bir akrabam emeklilik tazminatı ile, bir kat almayı ve kiradan kurtulmayı tasarlıyordu. Bu hayalini gerçekleştirmek için fazla ince eleyip sık dokuyarak vakit harcadı. Bir türlü bir kat beğenemedi. Sonunda tazminatı ile ancak bir buzdolabı alabildi. 1920'ler Almanya'sının o dramatik hiper enflasyonunu yaşamadık. Erich Maria Remarque'ın romanlarından biliyoruz olanları. Stefan Zweig da, Avusturya ile Almanya arasındaki trenlerin, iki ülkedeki bira fiyatlarının oynamasına göre nasıl dolup boşaldığını anlatır. Almanya'nın "Büyük Enflasyon" unda (1922) Merkez Bankası 1800 özel matbaayı kiralamış.. Sürekli para basılırmış, ama yetmezmiş.. "Sihirbaz Maliyeci" Dr. Hjalmar Schacht (1877-1970), 1923'te Alman Merkez Bankası Başkanı olur.. "Renten-Mark" ı çıkartıp, enflasyonu durdurur.. Biz bunları yaşamadık ama banknotlardaki sıfırların artışına bizler de kurban olduk. Türk Lirası'nın giderek hem tasarruf aracı, hem değer ölçüsü, hem de dövize karşı değişim birimi olmak niteliğini yitirmesi, bizi dolara döndürdü. O dönemin kalıntısı olarak bugün hâlâ dolarize olmuş bir parasal yapımız var. Merkez Bankası tedavül ve faiz rakamları ile YTL'yi ne kadar yönlendirse de, Türk piyasasında dolaşan dolarlar yüzünden parasal ekonominin nabzını hâlâ tam tutamıyor. Yeni paraya geçiş bazı ülkelerde rejim değişikliğini de işaret eder. Almanya'da Reich Mark'tan Deutche Mark'a geçiş böyledir mesela. Veya koleksiyoncularda hâlâ Çarlık Rubleleri vardır. Rusya'da çalışan Karadenizli girişimcilerin, Sovyet rejimi gelince sandıklarındaki yığılı Çarlık Rublelerinin nasıl kağıt olduğu hâlâ anlatılmaz mı? Bizde YTL'ye geçiş kolay oldu. Bir de parayı yenilemeden bütün paraları kayda geçirmek durumu vardır. Örneğin Kaddafi 1970'lerin sonunda Libya'daki tüm Dinarların bankaya yatırılıp, kaydedilmesi zorunluluğunu getirmişti. Aksi halde kayıtsız Dinarlar geçersiz olacaktı. Yabancı şirketler Dinarlarını kaydettirip geri aldılar. Ama Libyalıların bankaya yatırdıkları paralar bloke edildi. Adamın milyonlarca Dinarı olsa bile ayda sadece 2000 Dinar çekmesine izin verildi. Batı Almanya'da da DM'ye geçilirken, bankadaki paralardan ilk dört ayda 60'ar mark çekilebilmişti. Bizde eski TL'lerin değiştirilmesi sırasında bü ük miktarda nakit "Kara para" lar da yenilendi mi bilemiyoruz. Herhalde onlar dövizdeydi. Ama gerçekten merak da ediyoruz. Acaba "Yastık altı" denilen tasarruf yöntemi uygulayanlardan kaçı, ne miktarda parayı değiştirmeyi ihmal edecek ve ne kadar para bir süre sonra pul olacak?
|