| |
|
|
Lahmacun düşmanları suşici oldu...
Sizi gidi lahmacun düşmanları... Bir dönem hepiniz koro halinde "Beyoğlu lahmacuncuların eline geçti. İstanbul'un mutfak kültürü elden gidiyor" diye feryat etmez miydiniz? Şimdi neredesiniz? Adım başı ya Japon suşicisi ya da Çin lokantası var İstanbul'un her köşesinde. Anadolu kentlerinin, Antep'in, Urfa'nın, Adana'nın mutfaklarıyla İstanbul'a gelmeleri sizi ürkütüyordu. Ama Uzakdoğu'dan Japonların, Çinlilerin, çiğ balıkları ve noodl'larıyla, İtalyanların pizzalarıyla, Amerikalıların burgerleriyle gelmesi sizi hiç kızdırmıyor. Siz böylesiniz zaten. İskoç viskisi ile ilk tanıştığınız 1950'lerde de ağzınızı büzüp "Bu içkide tahtakurusu tadı var" diye söylenirdiniz. Şimdi açık renkli mi, koyu renkli mi diye tercihleriniz soruluyor viski istediğiniz zaman. O hale geldiniz ki, Japon veya Çin lokantasında çatal bıçak getiren garsonu, "Ben chop stick' ten başka şey kullanmam ki" diye hafif tersliyorsunuz bile. Aslında sizler de dünyalısınız. Rumların taratorunu, Ermenilerin pilakisini, Ege adalarının otlarını da "İstanbul mutfağı" diye benimsememiş miydiniz? Doğu Anadolu'nun bulgurlu ve sade yağlı mutfağını, Batı Anadolu'nun pirinçli ve zeytinyağlı mutfağında kaynaştırıp, lezzet mozaiği yapanlar da sizlerdiniz. Şimdi hayatınıza giren "Soya Sosu" nu da, bir anda "Nar Ekşisi" gibi benimseyiverdiniz. Amerikalılar Japon ve Çin mutfağını, bu ülkeye yerleşen göçmenlerden öğrenmiş. Trans-kontinental demiryolu hatlarında işçilik yapmak için gelen Çinlilerin artıkları karıştırılıp "Chop Suey" diye beyazlara sunulunca, alışıvermişler bu mutfağa. Peki ama siz lahmacun düşmanı İstanbullular nasıl alıştınız bunlara? Beyoğlu'na tramvay rayı döşenirken Çinli işçiler mi çalışıyordu? Hardalı tam tanımadan wasabi'ye nasıl atlayıverdiniz? Üzülmeyin. Sizi affediyorum. Neticede dilinizin bir yanında lahmacunun, çiğ köftenin, acılı Adana'nın lezzetleri de var artık. Her gün çiğ balık yenmez ama, terbiyeli tike, alinazik, yuvalama, analıkızlı her gün yense de bıkılmaz. Siz İstanbullular da dünyalı oldunuz ya. Bu hepimize yeter.
|