|
|
Anneanne rolüne gelene kadar oyuncu kalacağım
Ekranlarda yeni bir rüzgar yaratan ışıl ışıl pek çok genç yüz var. Onlardan biriyle, Beyaz Gelincik kadrosunun huysuz, sert, dominant Gülizar'ı olarak tanıdığımız genç yetenek Betül Şahin'le dizileri, oyunculuğu, geleceği konuştuk
Yeni yüzler, yeni isimler, ille de gençler, gençler, gençler... Ekranın karnı da gözü de doymuyor. Neredeyse her hafta "sıfır kilometre" bir oyuncu arz-ı endam ediyor beyaz camda. Şu anda her kuşaktan ünlü ünsüzler hep birlikteler. Ama kısa süre sonra televizyonlarda tek tük "eski tüfek" kalacak, yerlerine gençler doluşacak gibi görünüyor. Konservatuarlar, kurslar, ajanslar, amatör tiyatrolar, podyumlar, yarışmalar hiç durmadan; bu soluk soluğa koşuya katılmak isteyen "no name" ler yani "isimsiz"leri ışınlıyor tv dizilerine. Arada artık iyice tanınan, bilinen, star sayılmasa da starlet kadrosuyla istim üstü tutulanlar da var. Denk gelip, dizisi tutup, rolünü oturtup, iyi de bir oyun tutturan bu adı konmamış piyangoyu kazanıyor. Bu hafta sıkı dizilerde çıkardığı sıkı oyunundan tanıdığımız. Son olarak da Beyaz Gelincik kadrosunun huysuz, sert, dominant Gülizar'ı olup sevgimizi ateşleyen bir genç yetenekle, Betül Şahin'le lafladık. O bir alaylı. Yani işin mektebini okumayıp, kısa kese kursların ve setlerde, ustaların sanal rahle-i tedrisinden geçen kuvvetli bir aktrist.
- Ailecek neredensin diye başlayayım da usul bozulmasın? - Babam Egeli, Annem Karslı. Ama ben İstanbul'da, Acıbadem'de doğdum büyüdüm. Hala da orada oturuyorum zaten.
- Keşfedilme hikayen heyecanlı mı? - (Gülüyor) Bana göre heyecanın doruklarıydı hem de.
- Anlatsan ya. Belki biz de heyecanlanırız. - TRT'de çok küçük tefek skeçlerde filan oynamıştım. Babam mimardı, Amasya'da büyük bir hastane inşaatının başındaydı. Ailece oraya göçünce liseye de hayata da orada devam ettim. Skeçlere ara verdim yani. Gülüyor (keşfim gecikti)
- Sonra ne zaman geldi şans perisi? - Can Gürzap'tan diksiyon dersi almıştım kısa süre. Bir tanıdık aldı Osman Yağmurdere'liye götürdü beni. Bir hafta sonra Osman abi aradı "Gel hele konuşalım" dedi.
- Vaaay! - Gittim ki yanında Kadir İnanır. Kalbim fırlayacak gibi oldu. Marziye'yi çekeceklermiş. "Sen de ol istiyorum" dedi. Başladık ve tam 75 bölüm oynadım.
- Hatırlıyorum. Ekrem Bora'nın üvey karısıydın. - (Gülüşmeler) Evet kuma girmiştim eve. Bütün eski Yeşilçam ekipteydi. Her an yeni bir şeyler öğreniyordum. - Sonra Yılan Hikayesi'nin komiser Başak'ı oldum, sevdiler beni sanırım. Ayten Gökçer, Çetin Tekindor, Meltem, M. Ali. Set tam bir kurs, usta oyuncular da eğitici hocalarım durumundaydı.
- O da bitti. - Evet ama benim koşum bitmedi. Hemen Hırsız dizisini çekmeye başladık. Müjdat Gezen, Mehmet Aslantuğ. Yine hocalar, ustalar yani. Ardından Serseri ve Omuz Omuza. Mesela Cüneyt Arkın'ın kör kızını oynadım Serseri de ya. İşte o rol bana çok şey kattı. Kör oynamak çok zor. Cüneyt bey vücut dili nasıl kullanılır dersinin büyük bir ustası. O kadar çok yardımını gördüm ki anlatamam.
- Beyaz Gelincik setine gelsen artık diyorum. - O muhteşem bir gün işte. Erol Bey (Avcı) aradı, gittim buluştum konuştuk. Kimler var, hikaye nedir anlatınca bayıldım açıkçası. Şimdi dünyanın en huzurlu setinde dünyanın en uyumlu ekibindeyim. Harika bir ahenk tutturduk aramızda.
- Bunca yeni ve genç oyuncu geliyor tv dünyasına. Bu hamur bunca suyu kaldıracak dersin? - Çok oyuncu var ama çok da dizi var. Asıl bu kadar dizi ne olacak. İyisi var, iyi olamayanı var.
- Nerede sorumun cevabı? - Aslında no name oyunculara büyük roller verilmesini benimsiyorum. Çünkü seyirci izlediği karakterin özel hayatını ne kadar az bilirse o kadar ilgi duyuyor diziye. Bizim dizi de tanınan bilinen isimler yüzler de var ama sansasyona karışmış, magazinde yıpranmış kimse yok. Bunun yararı büyük.
- Sen peki? Kalıcı olabilecek misin? - Anneanne rollerine kadar götürürüm ben bu işi. Seviyorum, sayıyorum, çalışıyorum. Arada Müjdat Gezen'in okuluna gidip oyunculuk kursu bile bitirdim. İnançlı olmasaydım, 'nasılsa oynuyorum, ne gerek var okula?' derdim.
SAVAŞ AY
|