|
|
|
|
Çocuk doğduğu an eğitim de başlar
Dr. Erdal Atabek'e göre aslında bir çocuğun gelişiminde zorluk yok! Zorluğu daha çok annebabalar yaratıyor. Atabek şöyle diyor: "Bizim istediğimiz gibi olmasını düşündüğümüz şeylerle çocuğun istediği gibi olması mümkün şeyler arasındaki çatışmayı biz yaratıyoruz. Her dönemin kendine özgü sorunları ve kolaylıkları var. Bu dönemi iyi bilmemiz lazım...".
Erkek giyim markası Mithat Selection'un toplumsal sorumluluk projeleri kapsamındaki yeni girişimi 'Başarılı İnsan Başarılı Yaşam' dizisinin ilk kitabı 'Başarı Adım Adım' çıktı. Dr. Erdal Atabek'in kaleme aldığı kitapta, anne-baba ve çocuk arasındaki iletişimin nasıl olması gerektiği anlatılıyor. Başarılı bireylerin yetiştirilme sürecinde dikkat edilecek noktaların da işlendiği kitapta, Piyale Madra'nın karikatürleri yer alıyor. Ailelerin öncelikle nasıl bir çocuk yetiştirmek istediklerine karar vermelerinin önemine değinen Dr. Atabek, kitabın tüm gelirinin Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı'na bırakılacağını belirtti. Anne-babaların çocuklarını iyi tanıyarak hareket etmesi gerektiğini söyleyen Dr. Atabek, çocuk yetiştirirken dikkat edilmesi gereken konular hakkında bilgi verdi.
n Anne-baba ve çocuklar arasındaki ilişkiler çok özeldir. Öncelikle annebaba, çocuğunu tanımalıdır. Çocuğunun yapısını, kişiliğini ve davranışlarını anlamalıdır. Böylece çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini daha rahat anlayabilirler. İlk yıllar çocuğun bakımı olarak görülür. Ancak çocukla eğitim ilişkisi doğduğu an başlar. Çocuklar, annebabalarını model alır. Anne-baba sinirliyse, çocuk da sinirli olur. Onlar rahatsa çocuk da rahat olur. Hayatla ilgili bağlarımızın yarısı kültürel yarısı ise genetiktir. Genetikle çizilen çerçevenin içini biz kültürle doldurmalıyız.
* Anne-babanın nasıl bir çocuk yetiştirmek istediği çok önemlidir. Öncelikle buna karar vermeli. 'Bağımsız, kendi kararlarını verebilen, ayaklarını üzerinde duran bir çocuk mu' yoksa 'uygulamada bizim her dediğimizi yapan ve bizim iyi-kötü yanlarımızı benimseyen bir çocuk mu' istiyoruz buna karar vermeliyiz. Davranışlarımız da buna uygun olmalıdır. Eğer kendi kararlarını veren bir çocuk yetiştirmek istiyorsak, daha küçüklükten itibaren kendi kararlarını vermesini kabul etmek gerekiyor.
ÇOCUK BİLİNÇLİ YETİŞTİRİMELİ
* Bebeklik dönemi 0-12 aydır. Çocuğun anneden süt emdiği dönemi annesiyle geçirmesi doğrudur. Ondan sonra anneye ihtiyacı derece derece azalır. 18'inci aydan sonra çevreye ilgisi artmaya başlar. Annenin bütün zamanını onun yanında geçirmesi gerekmez. Önemli olan birlikte geçirdikleri zamanın kaliteli olmasıdır. Çocuğuyla onu tanıyarak ilgilenmesi gerekir. Çocuklar kendi yaptıklarıyla gelişir, bizim yaptıklarımızla değil. Çocuğa çok oyuncak alarak onu geliştiremezsiniz. Çocuğa, onu geliştirecek ve kendisinin de katkıda bulunacağı oyuncaklar alınmalıdır. Kendisinin yoğurduğu ve hareket ettirdiği yani kendi varlığının katılabildiği her iş çocuğu geliştirir.
* Aslında bir çocuğun gelişiminde zorluk yoktur. Zorluğu daha çok anne-baba yaratır. Bizim istediğimiz gibi olmasını düşündüğümüz şeylerle, çocuğun istediği gibi olması mümkün şeyler arasındaki çatışmayı biz yaratıyoruz. İlk yıllar daha çok bakım sorunları vardır. 'Sağlıklı mı', 'Kilo alıyor mu' gibi... Çocuk büyüdükçe, 'Konuşuyor mu', 'Tuvalet eğitimini zamanında alıyor mu', daha sonra 'Arkadaşlarıyla ilişkileri nasıl', 'Sosyalleşiyor mu' gibi... Okula gittikten sonra da, 'Dersleriyle ilgileniyor mu', 'Ergenlikteki sorunlarını aşabiliyor mu' gibi... Her dönemin kendine özgü sorunları ve kolaylıkları var. Ama biz eğer her dönemi iyi bilirsek hem kendimiz rahat ederiz, hem de çocuk kendi doğal gelişimini tamamlar.
* Çocukların arasındaki problemlerden biri de markalaşma. Ancak bu konuda anne-babaların tek başına davranması konuyu çözmez. Çünkü çocuk markayı dışarıdan öğreniyor. Ama çocuklarımızı daha bilinçli yetiştirirsek, marka giyer ama marka bağımlısı olmaz. İkisi çok farklı... Markalı bir kıyafet giymek ayrı bir şeydir, bir markayı kimlik haline getirmek başka birşeydir.
ERGENLİK DÖNEMİNE DİKKAT
* Ergenlik döneminde çocuklar sinirli olmaz. Ergenlik döneminde çocukların sinirli olmasının nedeni, çocukların istekleriyle ailenin beklentilerinin çatışmasıdır. Ergenlik döneminde çocuk bağımsız olmak ister. Bu döneminde çocuk cinsel dürtülerin etkisi altındadır. Çünkü o artık bir genç kız ya da genç erkek oluyor. O dönem arkadaş ilişkilerini ön plana alır. Başarılı olup olmadığını bilmek ister. Aile de bu dönem çok sinirli oluyor. Ergenlik dönemi bir sorun değildir. Ancak o dönemi daha iyi anlamak lazım. Çatışmalar sürüp gidince çocuk, arkadaşlarıyla ailesi arasında sıkışıp kalıyor. Çünkü istekleri farklı, ailenin beklentileri farklı burada bir denge oluşması lazım. Hayatımızın her yanında eski dengeler değişir ve yeni dengeler oluşur. Ergenlikte bu daha da belirgindir.
DUYGU GÖKMENOĞLU GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|