Altan Öymen'i okuyunca sövüldü ve dövüldü Kaçırılan polis yeni yıl ve bayram Meğerse Semih "gizli santrfor"muş!..

Altan Öymen'i okuyunca sövüldü ve dövüldü

İstanbul'da bir lise (Adı bende saklı). Boş geçen bir ders. 11. sınıf kız öğrencilerinden C.A. bu boşluktan yararlanıp Edip Cansever ve Özdemir Asaf'ın şiir kitaplarını okuyor. Aniden içeri giren nöbetçi bayan öğretmen F.A. bu kitapları görüyor ve hakaret etmeye başlıyor öğrenciye. Sonra da sınıftan dışarı atıyor onu.

Sol ideolojiymiş!
Ardından okul yönetimine bir teröristi ihbar eder gibi sunuyor çocuğu. Müdür bizzat geliyor ve çantasını arıyor öğrencinin. Oradan daha da felaket (!) kitaplar, Altan Öymen' in Bir Dönem Bir Çocuk ve Füruzan'ın Balkan Yolcusu adlı kitapları çıkıyor. Ve hüküm veriliyor: "Bu öğrenci sol ideolojinin propagandasını yapmaktadır."

Hapse girecek
Öğretmen hanım hızını alamıyor. Diğer öğrencileri koşulluyor: "Onunla konuşmayacaksınız. Soruşturması tamamlanacak ve okuldan atılacak. Belki hapse bile girecek!"

Kontrol ettim
Sonra kendi dersinin sınav günü gelip çatıyor aynı öğretmenin. Bu 'tehlikeli' öğrenciyi diğer arkadaşlarından ayrı bir yere, tek başına oturtuyor. Birkaç gün sonra da notları açıklarken; "Sen 19 aldın" diyor.
Öğrencinin sabrı taşıyor ve itiraz ediyor: "Benim kağıdım 19 alamaz. Soruların tüme yakınını doğru yanıtladığımı kontrol ettim daha sonra."

Kağıtlar kayboldu
Yine ters ve aşağılayıcı yanıtlar alınca ağlayarak eve gidiyor. Babasına durumu anlatıyor. Baba son çare olarak İlçe Milli Eğitim Müdürü'ne başvuruyor. Müfettişler duruma el koyuyor ve öğretmene durumu soruyor. Bayan öğretmen sınav kağıdını da görmek isteyen müfettişlere; "Kağıtlar kayboldu. Öğrencinin da psikolojik sorunları var" yanıtını veriyor. Sonuçta hiçbir şey çıkmıyor. Lakin öğretmen hanımın canı fena sıkılıyor.

Rezillik ne olacak?
Okulun bazı öğrencilerini azmettirip genç kızı sokak ortasında dövdürtüyor. Çevredekiler tarafından hastaneye kaldırılan öğrenci ilk tedavisinden sonra derhal Adli Tıp'a sevk ediliyor ve 1 hafta iş göremez raporu alıyor.
Peki şimdi ne mi olacak? Bekleyin bakalım, rezilliği şenliğe döndürme sırası bizde, az bekleyin hele.