|
|
|
|
|
|
TÜSİAD topa tuttu
TÜSİAD ifade özgürlüğü, türban, meslek eğitimi, yargı bağımsızlığı konularında hükümeti eleştirdi. Ömer Sabancı yazar Pamuk için hükümetin siyasi sorumluluğu üstlenmesini istedi. Mustafa Koç "Rektör Aşkın'a reva görülen muamele onaylanamaz" dedi, meslek liselerinin kavga alanı olmaktan çıkarılmasını istedi. Cumhurbaşkanı Sezer de "seçim barajı yüzde 8'e inebilir" dedi.
Patronlardan hükümete Rektör ve Pamuk uyarısı
Rektör Aşkın'a reva görülen muamele ve uzun gözaltı süresi onaylanamaz Pamuk ve gazetecilere açılan davalarda hükümet siyasi sorumluluk üstlenmeli Erken seçim olmayacak açıklaması fırsat. Seçim barajı hemen düşürülmeli.
Patronlar Kulübü TÜSİAD'ın, Başbakan'ın katılmadığı, Cumhurbaşkanı'nın ise 'onur konuğu' olarak ilk kez katıldığı toplantısında, hükümete ifade özgürlüğü, imam hatipler, türban, yargı bağımsızlığı ve AB müzakereleri konusunda keskin eleştiriler yöneltildi. Toplantıda TÜSİAD'ın en yetkili isimleri Mustafa Koç ve Ömer Sabancı, adeta görev bölümü yaparak farklı konulara dikkat çektiler. TÜSİAD Başkanı Sabancı, Orhan Pamuk davasında hükümetin siyasi sorumluluk üstlenmesini isterken, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Koç da Rektör Yücel Aşkın'a reva görülen muameleyi eleştirdi.
REKTÖR'E REVA MI? TÜSİAD'ın 2005 yılının son Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına, Cumhurbaşkanı 'onur konuğu' olarak katıldı. Hükümetten hiçbir temsilcinin katılmadığı toplantının açılışında konuşan Mustafa Koç, ağırlıklı olarak eğitim sistemini eleştirdi. Koç, "Üniversite meselesi gündemimizde türban konusu ile YÖK etrafında sürdürülen iktidar kavgası ile yer işgal ediyor. Oysa üniversitelerimiz ciddi bir eğitim reformuna ihtiyaç duyuyor" dedi. Hükümet ile YÖK arasındaki kavganın 'sembolü' haline gelen Rektör Yücel Aşkın davasını hatırlatan Koç, "Rektör'e reva görülen muameleyi ve uzun gözaltı süresini" onaylamadığını söyledi.
AB SÜRECİ YAVAŞLADI Koç, imam hatip liseleri için getirilen düzenlemeyi de kastederek, meslek liselerinin ihtiyaç duyulan elemanları yetiştirmek yerine, üniversite geçiş basamağı olarak kullanılması için kavga verilmesinden yakındı. Sabancı ise, AB üyeliğine yönelik çabalarda eksiklikler hissettiklerini, 17 Aralık'tan sonra dış tanıtım ve iletişim konularında atılımın neredeyse tamamen durduğunu söyledi, "Hükümet temsilcilerinin AB ülkelerinde mekik dokuyor olması lazım" dedi. İfade özgürlüğü ve siyasal katılıma yönelik sorunların da gündemin üst sıralarında olması gerektiğini vurgulayan Sabancı, "Nedense demokrasi konusunda ileri-geri çalkalanmaktan bir türlü kendimizi kurtaramadık. Fazla demokrasinin Türkiye'yi dış güçlere karşı zayıf düşüreceği inancı, kendi kendimizi zayıf düşürmenin en önemli aracı haline geldi" diye yakındı. Sabancı, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "İfade özgürlüğünün önüne konan engelleri bir türlü tam anlamıyla ortadan kaldırmayarak, siyasi katılımın kanallarını tıkayarak, sivil toplumun gelişmesine mütereddit kalarak, demokratik hakların kullanılması sırasında güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımına göz yumarak, kültürlerin özgürce gelişebileceği ortamlar yaratılmasını Türkiye'yi bölme planlarının bir parçası olarak görerek, demokrasimizi evrensel ölçülere göre geliştirmek yerine, orta karar bir seviyede tutmaya çalışıyoruz." Sabancı, gündemdeki Orhan Pamuk davası ile Ermeni meselesi konusundaki yazıları nedeniyle hakları dava açılan gazetecilerin adlarını saydı, şöyle dedi: "Orhan Pamuk ve Hırant Dink davalarına, Hasan Cemal, İsmet Berkan, Murat Belge, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu hakkında açılan davalara, 'yasalar böyle ne yapalım' bakış açısıyla değil, yasaların çağdaş demokratik standartlara uygun olmasının siyasi sorumluluğu üstlenilerek yaklaşılmalıdır."
BARAJA ARINÇ'TAN DESTEK Seçim ve siyasi partiler yasalarında "demokrasi ile bağdaşmayacak unsurlar" bulunduğunu belirten, "istikrarın temsilde adalet ile birleştirmesinin" önemini vurgulayan Sabancı, seçim barajının "mutlaka birkaç puan düşürülmesini" istedi. Sabancı, Başbakan'ın erken seçimi düşünmediğini söylemesini de, bu düzenlemeleri yapmak için "fırsat" olarak niteledi. TÜSİAD yönetimi seçim ve siyasi partiler yasasında değişiklik, barajın düşürülmesi çağrısına, toplantıdan sonra ziyaret ettikleri TBMM Başkanı'ndan da destek aldılar. Arınç, konuyu kendisinin dışında hiçbir siyasinin dile getirmediğini belirtti, "Benim çağrımı duymayanlar, umarım TÜSİAD'ın sesini duyarlar" dedi.
'2007'DE SEÇİM GÖRÜNÜYOR' Bülent Arınç, "2007'de seçim yapılacaksa, ki öyle görünüyor; bu konu bir yıl önce ele alınmalıdır" diye konuştu. Meclis Başkanı, toplantıya Başbakan'ın çağrılmaması nedeniyle yapılan yorumlar için de şöyle dedi: "Geçen yıl Başbakan davetliydi, bu yıl Cumhurbaşkanı. Bu işler parayla değil, sırayla."
Osman AYDOĞAN-Olcay AYDİLEK
|
|
|
|
|
|
|
|
|