|
|
|
|
|
|
Sanatı insanların ayağına getiriyoruz
Anadolu Yakası'nın en büyük sanat merkezi olan Sabancı Gösteri Merkezi, her türlü sanat etkinliğini izlemek için biçilmiş kaftan. Sanat danışmanı Yekta Kara, düşük ücret politikası uyguladıklarını belirterek; "Biz belli bir grubun değil, herkesin sanatla buluşmasını istiyoruz" diyor.
Habitat ve AGİT zirvesinden sonra geçen yıl da NATO zirvesi katılımcıları için 'Lirik Tarih Gösterisi' adı altında düzenlenen muhteşem müzik ziyafetine imza atması sayesinde daha iyi tanıdığım Yekta Kara; isminin üstünü çizmek isteyen bir avuç insana inat, topluma ve gençlere sanatı sevdirmek için çalışmalarına devam ediyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü ve Genel Sanat Yönetmenliği döneminde başta opera olmak üzere sahneye koyduğu tüm eserlerle büyük beğeni toplayan ve övülen Kara, geçen yıl nisan ayında Sabancı Üniversitesi kampusündeki Sabancı Gösteri Merkezi'nin (SGM) sanat danışmanlığını üstlendi. "Gençlerin sanatla buluşturulması benim için çok önemli" diyen Kara, SGM'nin sunduğu olanakları değerlendirerek geleceğin sanatseverlerini yetiştirmeyi amaçlıyor. Bir de günümüzde sanatla buluşamayanlara güzel bir öneri getiriyor: "Burada düşük ücret politikası uyguluyoruz, çünkü belli bir grup değil, herkesin sanatla buluşmasını istiyoruz..."
SANAT İNSANI BESLER * İlk kez mi bir sanat merkezinin danışmanlığını yapıyorsunuz? Evet ama bunu benim ilk kez yapmam değil önemli olan. Onun ötesinde buranın yepyeni bir mekan olması ve sıfırdan oluşturulması benim için çok önemli. Çünkü ben de bir öğretim üyesiyim ve üniversite gençliğine yönelik bu tür etkinliklerin yapılması, onların sanatla buluşturulması benim için çok önemli. * Daha kültürlü bir nesil yetiştirmek mi önemli? Elbette. Eğitim boyutu benim için çok çok önemli. Burada 2 bin 500 öğrenci var ve bu sayı giderek artacak. Gençlerimizin iyi bir eğitim almaları çok önemli ama kültür ve sanata zaman ayırabilmeleri daha da önemli bence. İster mühendis olsun ister siyaset bilimci, eğer hayatına bir yerden sanat bulaşmamışsa ileriki yıllarda en azından mutsuz bir insan olacaktır. İşinde çok başarılı olabilir ama başarı her şey değil. Üstelik sanatla beslenen bir insan kendi kariyerinde daha ileri noktalara ulaşır. * Sizin hedefiniz de bu mu? Evet. Ama tabii ki burası bir gösteri merkezi ve bu kadar mükemmel yapılmış bir gösteri merkezinin sadece kampus sınırları içinde kalması da yazık olur doğrusu. Çünkü Anadolu Yakası'nda yaşayan insanların da bir şekilde istedikleri sanat etkinliklerine daha kolay yoldan ulaşabilmeleri gerekiyor. Çok gelişmekte olan bir yöre burası; İstanbul Formula burada, Sabiha Gökçen az ileride, Koç Lisesi, Gebze Sanayi Bölgesi... İşte bütün bu çevrede yaşayan insanlara bu şansın tanınması gerekiyor. Onlardan kalkıp Taksim'e gidip, kuyruğa girip, bilet alıp, sonra aynı yoldan geri dönmelerini talep edemeyiz. Yani sanatın insanlara daha kolay bir konuma getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
MÜTHİŞ BİR PROJE GELİYOR * Sanatı insanların ayağına mı getireceksiniz? Tabii ki. Yani istedikleri an istedikleri sanat etkinliğini kolayca izleyebilmeliler ve ucuza izleyebilmeliler. Tabii ki Nişantaşı'nda yaşayan bir insan, kalkıp buraya gelmez. En azından şimdilik gelmez. İleride, uzun vadede; burada İstanbul merkezde bulunamayacak etkinlikler de yapılırsa kuşkusuz gelen olacaktır... * Ne gibi mesela? Uluslararası boyutu olan bir sanat olayı sunulduğunda mesafeyi kat etmeye değer. * Yekta Kara ismi 'ilk'leriyle bilinen bir sanatçı. Bu anlamda SGM'de yapmayı düşündüğünüz, kimselerin bilmediği bir ilk var mı? 'İlk'lerin geniş kitlelerle ve öncelikle gençlerle buluşması gerekiyor. Bu doğrultuda tabii ki birtakım projelerim var. Ama izin verirseniz açıklamayayım. * Bir ipucu veremez misiniz? Şimdi... Bir başka boyutu da olan bir proje, projeyi birlikte yürüttüğümüz kuruma karşı haksızlık olacağını düşünüyorum, yani birlikte açıklamak gerekir diye düşünüyorum. * Neyle ilgili? (Gülüyor) Tiyatroyla ilgili. Daha uzun vadede operayla ilgili. Yine gençlerle ilgili, uluslararası bir proje. * Siz İstanbul Devlet Opera Balesi'nin başındayken de gençleri operaya kazandıracak projelere imza atmıştınız... İster opera sanatçısı, ister tiyatro sanatçısı, ister ressam, ister müzisyen, ister edebiyatçı, Türkiye'de bu işi yapıyor olmak bize dünyadakinden farklı olarak artı sorumluluklar yüklüyor. Çünkü burada insanımıza, gençlerimize çok daha farklı, çok daha cazip, daha albenisi olan projeler üretmemiz gerekiyor. Çünkü popüler kültürün hakimiyeti -ki gücü her gün biraz daha artıyor- altına girmiş bir gençlik olur aksi takdirde. Burada bir yarış var. Bizden çok önde koşan bir genç seyirci var. İşte o seyirciye ulaşabilecek nitelikte projeler üretmeliyiz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|