| |
|
|
Rektörü yuhalarlar Uzan'ı alkışlarlar
Hukuk tarihimizin en "ayıp" davalarından birinin benim kentimde görülüyor olmasından duyduğum utancı anlatmam mümkün değil. Başından sonuna skandal. Rektör Aşkın suçlu mu suçsuz mu bilemem. Bildiğim bir şey var ise rektörü suçlu hale getirmek için "birilerinin" epey bir çaba sarf ettiği. Fakat asıl anlamakta zorlandığım, hatta anlamayı beceremediğim "bağımsız" yargının tutumu. Otomobilinin bagajında kalaşnikof ve mermilerle gezen, 31 ayrı suçtan sabıkalı adamı "tutuksuz yargılanmak üzere" salıveren "adalet", nedense rektör Aşkın için bu şekilde işlemiyor. Rektör kalp hastası. Birkaç gün önce kalp damarlarına stent takılmış. Dava dosyası tekamül etmiş, rektörün bu saatten sonra delilleri karartacak hali yok. Kaçması ise zaten söz konusu değil. Peki o zaman bu zulüm niye? Tarihi eser kaçakçılığından beraat ediyor. Savcı tutukluluk halinin kaldırılmasını istiyor. Hakimlerden biri savcıya katılıyor ama iki hakim ayak diretiyor. Niye! Anlamak mümkün değil. Bu arada davanın ne davası olduğundan bile büyük ihtimalle habersiz bir grup, yolda rektör Aşkın'ı yuhalıyorlar. Sanırsın ki, yolsuzluğa, hırsızlığa karşılar ve rektör hakkındaki bu iddialardan dolayı yuhalıyorlar. Hiç öyle zannetmeyin. Rektörü yuhalayanlar, bu devlete 12 milyar dolarlık "kazık sokmuş" bir siyasi parti liderinin mitinglerine katılıp beleşe üç köfte, iki türkü için alkışlayanlarla aynı kişiler.
|