kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filiz Akin @ SABAH
 

Bazen yanlış anlaşılıyor

Geçen gece Levent Kırca'yı dinledim. Show TV'de televizyonda izledim. Ertesi gün gazetede okudum söylediklerini. "Oya ile iki kişi olarak çalıştık, kazandık. Hatta ben televizyon kanalı, film diye kendi bölümümü harcadığım için onun parasını harcadık zaman zaman. Ben eğer iş yerinde yatıyor çamaşırımı yıkıyorsam bu benim tercihim. Parasızlık tabii ki işin biraz mizah tarafı" deyip şöyle ekledi: "Oya oyuncu olarak benden bile başarılıdır. Adı önce yazılmış sonra yazılmış hiç problem yapmadı. Çok zorluklarla başlayıp, sonra ekibi taşıyan iki oyuncu olarak beraber çalışarak kazandık şöhreti de, maddi imkanları da Oya mert bir kadındır." Çok hoşuma gitti. "Daha önce e v l i l i ğ i m d e n olan çocuklarıma da Umut'a, Ayşe'ye de doğru bulmadığı konuda karışır." Burayı ben ekliyorum Filiz olarak. Hatta oğlum İlker'e bile ablası olarak karışır. Yanlış bulduğu her şeyi söyler, dobradır. Arkadaşları zor durumda olsa boğazından lokma geçmez koşar yardımına. Levent'in hakiki bir sıkıntısı olsa ilk başta o kıyamaz zaten ona. Ev, araba umurunda da olmayabilir. Ama kazanılan her kuruşa saygısı vardır. Savrulması söz konusu olunca tavrını koyar. Yıllardır Oya Başar'ı tanıyor bu toplum. Ayrılmalarının ardından söylenenler onun hak ettiği şekilde düzeltildi. Sevgili Levent Kırca'ya da bu düzeltmeyi yapmak yakıştı doğrusu.

BEYİN NAMUSU
Aslında çok değerli yazar, filozofumuz Çetin Altan, beyin namusunun önemi hakkında yazar: "Batıda bizdeki sıcaklık, dokunmatik sevgi yok. Ama okumuş, eğitimli insanlarda daha bir beyinsel namus anlayışı vardır. Takdir veya tenkitlerinde daha kompleksizdirler" denir genelde. Hak edenin, ( kaybeden kendi bile olsa ) elini sıkmak, karşısındakini aşağı çekmeye değil, ondan daha iyi olmayı hedeflemek. Beyin namusu insanın işine de gelmese doğru olanı kabul etmesi değil midir? Egosuna ters düşse de, kıskançlıktan, imrenmekten bütün planları alt üst olsa bile İlk önce KENDİNE olan DÜRÜSTLÜĞÜ, ikincisi kendisine olan SAYGISININ her şeyden önemli olması.

TÖRE DAVASI
Bütün değerleri para, güç gibi şeyler için kaybedeceksek aklımızın namusu, içimiz, ruhumuz boşalmaz mı? diye düşündüm. Mesela aile içi şiddet. En güzel yazılardan biri Balçiçek Pamir'indi. Tecavüze uğramış kadınlardan doğan çocukların akıbeti olan ölüme terk edilmelerini ne dokunaklı anlatmıştı! Hele yazı sonunda koyduğu resim. Bir setin üstünde bekleyen sadece görevlilerin gömeceği kimsesiz minicik bir kefen içinde bebek. Ya annenin veya kadınların töre cinayetlerinde yaşadıkları. Kız çocuğu doğar doğmaz potansiyel suçlu. Ya bir erkeğin dikkatini çekerse!..Hatta çoğunlukla aileden biri olabiliyor bu. Canı isteyince kabahatlinin üstüne çullanıyor, akrabasına, yeğenine, kızına bile. Sen şiddet kullan, zor kullan iki dakikalık zevkin için zavallı kızlara, sonra da kirlendi diye aile fertleri toplanıp karar alsınlar. Öldürülmesi lazım diye. Niye? Ailenin namusu için. Çoğunlukla kendi erkek kardeşine düşüyor ailenin namusunu temizlemek. Alınlarına yazılan bu lekeyle yaşayamazlarmış. Kızın suçu ne? Esas suçlu kim? İnsan inanamıyor bu törelerin nereden çıktığına? En ufak mantık olmayan durumda kafaların içinde beyin var mı yok mu diye merak ediyor insan? Aslında inanıyorlar doğru yaptıklarına. Onlar da herhalde beynin namusu mu olurmuş diye şaşıp kalıyorlardır. İnşallah bir gün tartışa tartışa bu yanlış inanç değişir, bebeklerin veya kızların bu kötü kaderi de...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hayatın provası yoktur   / 03-12-2005
 Bazen yanlış anlaşılıyor   / 26-11-2005
 Acı yok kazanç da   / 19-11-2005
 Annemin çocuğu ve kediler   / 12-11-2005
 Film gibi bayram ziyareti   / 05-11-2005
 Bazen ağlamak iyi gelir mi?   / 29-10-2005
 Ramazan paketleri   / 22-10-2005
 Gerçekten Türkler çılgın mı?   / 15-10-2005
 Herkesin okulu özeldir   / 08-10-2005
 Toplumlar da kanser olur   / 01-10-2005
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Bir rektör düşünün gözleriniz kapalı
Pat diye mi girdim...
ALİ POYRAZOĞLU
Ben eskiden küçüktüm
Tiyatroya gelirsiniz... Oturursunuz...
SUNAY AKIN
Denizdeki o tuhaf hikaye
Eski denizciler uğursuz...
Antepli Musa Usta
Musa Dağdeviren bir Anadolu mutfakları uzmanı; ayrıca Yemek Kültürü Dergisi'nin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.