kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filiz Akin @ SABAH
 

Annemin çocuğu ve kediler

İlk önce koltuğunun altında kırmızılıklar çıkmış. Geçsin diye banyoda sabunla ovmuş sonra da üstüne ıslak zeminde kayıp düştüğünde (kalçasını kırmaya ramak kalmış çok kötü incitmişti) bileğine sürdüğü merhemi kullanınca iyice tahriş olmuş.
- "Anne bak zonaymış. Niye ayağına kullandığın pomadı sürüyorsun?" deyince...
- "Aman ne bileyim ben, o da krem işte! Geçiyor geçiyor yeter ki sen üzülme çocuğum!"
(Halbuki ağrı kesici alıyor, zona çok acılı bir şey.)

HEPSİ BİZİM BAHÇEDE
- "Zaten bu kediler yüzünden oldum" dedi, ağlamaklı. Anlayamadım.
- "Arkada biri kedi evi açmış. Gelen bırakıyor giden bırakıyor. Yüz tane kedi" diyor sıkıntıyla.
-"Peki sana ne bundan?" gibi yüzüne bakıyorum. Gözlerini açarak...
- "Yavrum, ama bir bırakıyorlar hepsi bizim bahçede."
"Ne olacak ne güzel. Bahçeni yemezler ya!" diyorum. Annem sinirleniyor. - "Yeseler daha iyi her tarafta çiçeklerimin, saksılarımın içine kapılarımın kenarına... Burası zaten küçücük o kadar kedi her tarafa pisliyor. Tuvalet sanki burası..."
(Hiddeti artarak bağırıyor.)
- "O sıcak günlerde güneşle nasıl kokuyor bilsen! Bir de açık kapılardan içeri girip evin içine de yapacaklar. Nasıl kovalıyorum nasıl kavga ediyorum. Elimde faraş bütün gün temizlik yapmaktan canım çıktı. Hiç acımıyorlar benim gibi yaşlı kadına. Bak!" diye dışarıyı gösteriyor. Kardeşim Günseli büyük bir saksı içinde manolya almış. Tepesine kadar etrafını yeşil telle örtmüşler.
- "Bazıları zavallı, korkak 'pısst' diyorsun 'miyav' deyip kaçıyor. Ama bir tanesi var ki sanki hem kral hem kabadayı mübarek. Çocuğum inanamazsın gümüş renkli kocaman bir şey..." Ayağa kalkıp kabararak kollarını gayet bıçkın bıçkın sallayıp heybetli kedinin taklidini yapıyor. Çok ciddi neredeyse ağlayacak...
- "Diğerleri gibi değil bu, insan gibi kibirli, posta koyarak bakıyor. 'Git' diye kovuyorum. İlla (Yere kadar açık cam gibi bir yer var) oraya gelip yatacak. 'Git seni sevmiyorum beni yoruyorsun, kokutuyorsun' diye terlikle kovalıyorum. Bir de bakıyorum yine aynı yere gelip kurulmuş. Ben de bu küstah kediyle kavga etmekten zona oldum Vallahi" diye kestirip atıyor. Gülmemek için gazetelere bakıyorum.
- "Bak anne Bekir Coşkun hayvanları sevmeyen, onu kollamayan, ihtiyacımız olduğunda sizin yardımınıza da koşmaz" diyor.
- "Ben de severim ama pislik içinde otursun da göreyim."
(Bütün ciddi yazıları ve siyaseti takip eder.)
- "Bak anne Arkeoloji Müzesi Müdürü İsmail Karamut 'Avrupa uygarlıklarının özü bilinenin aksine Yunan değil, Anadolu uygarlıklarıdır. Örneğin diyalektiğin kurucusu Heraklios Efesli'dir. Bütün doğa düşünürleri Anadolu'da doğmuştur' diye ne güzel söylemiş... Keşke başbakan da hepimiz de Avrupa Birliği söylemlerinde bunu kullansak.
- "Amaan sen beni dinlemiyorsun!" diyor. Şapur şupur öpüyorum. Giderken görüyorum onu... Gümüş renkli, kocaman kasıla kasıla yürüyen bir şey! Kibirli bakışlarıyla sempatik değil ama yine de güzel...
- "Pısst annemle uğraşma, hadi Pakize Suda'nın (çok sevdiğim...) bahçesine!" diyorum.

YAŞLANMAK ÜZERİNE

Eve gelince aynaya bakıyorum. Yıkanmış suratım ve saçlarımla annemin çocuğu gibi duruyorum. Yerlere kadar camlar değişecek ya! Ölçüleri almaya gelmişler. Orta yaştaki terası gösterip "Niye seramik yapmışlar? Islaktı, ben bile zor kurtuldum kayıp düşmekten. Sizin için çok tehlikeli kalçanızı kırarsınız! Yaşınız da var" demez mi?
- "Teras güneşli günler için, yağmurda ne işim var?" diye terslenip uzaklaşıyorum. Annemdeki kadın da eski bir resmime bakıp "Ah ah insan ne olur hep otuz üç yaşında kalsa!" diyor.
"Herkes bana yaşımdan genç gösterdiğimi söylüyor. Anneme sorun onun çocuğu hiç büyür mü!? Deli mi bunlar!?"

NOT: Naturel Festivali'nde 11 kasım sabahı güzel Anjelika Akbar piyano çalarken tanınmış ressam Lolita Asil birbirlerinden etkilenerek doğaçlama müzik ve resim şöleni fikri bile çok hoştu, gelirinin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne gitmesi de...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hayatın provası yoktur   / 03-12-2005
 Bazen yanlış anlaşılıyor   / 26-11-2005
 Acı yok kazanç da   / 19-11-2005
 Annemin çocuğu ve kediler   / 12-11-2005
 Film gibi bayram ziyareti   / 05-11-2005
 Bazen ağlamak iyi gelir mi?   / 29-10-2005
 Ramazan paketleri   / 22-10-2005
 Gerçekten Türkler çılgın mı?   / 15-10-2005
 Herkesin okulu özeldir   / 08-10-2005
 Toplumlar da kanser olur   / 01-10-2005
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Bir rektör düşünün gözleriniz kapalı
Pat diye mi girdim...
ALİ POYRAZOĞLU
Ben eskiden küçüktüm
Tiyatroya gelirsiniz... Oturursunuz...
SUNAY AKIN
Denizdeki o tuhaf hikaye
Eski denizciler uğursuz...
Antepli Musa Usta
Musa Dağdeviren bir Anadolu mutfakları uzmanı; ayrıca Yemek Kültürü Dergisi'nin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.