kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Terör ve zorunlu göç

MGK, 29 Aralık'ta yapacağı yılın son toplantısında terörle mücadelede yeni önlemleri ele alacak... Bir de Türkiye'nin yüzleşmekten kaçındığı bir konuyu: Zorunlu göç. Ancak bu soruna şimdiye kadar olduğu gibi yalnızca güvenlik açısından yaklaşılırsa, yine kalıcı ve gerçekçi çözümler üretilemeyecek..

3 ay önce yoğun tartışmalara yol açan terörle mücadelede yeni önlemler paketi yine gündeme geliyor.
MGK'nın yılın son toplantısında görüşeceği pakette "Teröre destek veren kişi ve kuruluşlara sert yaptırımlar" içeren düzenlemelerin yer alacağı belirtiliyor.
Adalet Bakanlığı'nın üç ay önce yaptığı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklik öngören üç seçenekli çalışmada da benzer önlemler vardı. Ancak başta iktidar partisi olmak üzere birçok çevreden yükselen "Bu taslak devlet ile milleti karşı karşıya getirir", "Tedbirler sıkıyönetim dönemini hatırlatıyor" eleştirilerinden, hukukçuların ise "İstenen değişiklikler zaten yeni Türk Ceza Kanunu'nda var" uyarılarından sonra hazırlıklar rafa kaldırıldı.
Anlaşılan şimdi Terörle Mücadele Yasası yerine Türk Ceza Kanunu'nu değiştirme seçeneği benimsendi. MGK'dan bu tercih doğrultusunda TCK'nın 302, 307, 309, 310, 311, 312, 313, 314, 316, 320 maddelerinde ya da enazından birkaçında değişiklik önerisi çıkarsa, bizim için sürpriz olmayacak.
29 Aralık'taki MGK gündeminde çok önemli bir konu daha var: Terör nedeniyle ya da sonucu göç. Bu göçle büyük kentlerde oluşan düşük gelirli grupların ciddi gerginlik potansiyeli yarattığı ifade ediliyor. Sanırız, Fransa'daki banliyö isyanı zihinlerde iz bıraktı.
Türkiye'nin toplumsal dokusunu onarılamayacak biçimde parçalayan zorunlu göçle ilgili olarak son zamanlar iki kapsamlı araştırma yapıldı. İlkini 2003 sonunda TMMOB (Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odaları Birliği), diğerini ise 1.5 ay önce TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı).
TMMOB raporunda 19841999 döneminde 3 milyon kişinin iradesi dışında göçe zorlandığı ifade ediliyor. TESEV bunu yüksek buluyor ama "Eldeki veriler bir sayı belirlemeye yeterli değil" gerekçesiyle tahmin yapmıyor. Haberler doğruysa, MGK rakamı TMMOB ve sivil toplum örgütlerinin iddialarının da üstünde: 5 milyon kişi! Tabii, göç sonrası doğan çocuklar da dahil.

İki taraf da mutlu değil
Göç nedeniyle büyük kentlerde ciddi gerginlik potansiyeli oluştuğu kaygıları doğru. TMMOB'nin raporuna göre, büyük kentlerin yerli halkları göçle gelenleri "Tehlike kaynağı" ve işsizliğin, gecekondulaşmanın, çevre tahribatının sorumlusu görüyor, yarısından fazlası onlarla iletişim kurmayı reddediyor. Göç kurbanları da kabul edilmemekten, potansiyel suçlu muamelesiyle karşılaşmaktan, iş bulamamaktan yakınıyor.
Soruna yalnızca güvenlik dürbünüyle bakmaya devam edilirse, bu uçurumun daha da derinleşmesi kaçınılmaz hale gelebilir ve Türkiye bugüne kadar konuşmaktan kaçındığı bu toplumsal yarayla çok daha trajik koşullarda yüzleşmek zorunda kalabilir.
Çözüm? TESEV'in de önerdiği gibi, konuyu güvenliğin yanı sıra "insan hakları" açısından da ele almak. Bu yaklaşımın gerektirdiği siyasal, ekonomik ve sosyal önlemleri içerecek esaslı bir paket için kolları sıvamak. Hem yerlerine yurtlarına döneceklerin, hem de kalmayı tercih edeceklerin rehabilitasyonunu amaçlamak. Çünkü, milyonlarca kişi yıllardır tarifi imkansız bir travma yaşıyor.
Ancak yine TESEV'in de vurguladığı gibi, "Kürt sorunu"ndan ayrı düşünüldüğü ve o soruna çözüm üretilmediği sürece, en kapsamlı paketler bile düşkırıklığıyla noktalanabilir.
Elbette Anayasa çerçevesinde, "Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak" ilkelerine bağlı, demokratik bir çözümden söz ediyoruz. Yani çağdaş bireysel haklardan...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ya av olmak ya da avcı   / 14-12-2005
 İki kritik dava   / 13-12-2005
 Din, devlet, laiklik   / 12-12-2005
 Siyaseti temizlemek   / 11-12-2005
 Yolsuzluk ve siyaset   / 10-12-2005
 Bağımlılığın bedeli   / 09-12-2005
 Rus kapanına kısılmak   / 08-12-2005
 Şemdinli'den Christchurch'a   / 07-12-2005
 Kadınsız demokrasi   / 06-12-2005
 Pistin ucunda çığlık   / 05-12-2005
YILMAZ ÖZDİL
Bir kısım medya...
CIA mevzuundan sıkıldım.
Biraz...
ALİ KIRCA
Hagi'den selam var!
Bu satırların yazarı; G.Saray'ın...
ÖMER LÜTFİ METE
Siyasetçinin erdemine dair
Eski Almanya başbakanı...
UMUR TALU
VIP davalar!
İnsan huzursuzlaştıkça huysuzlaşıyor da.
ERDAL ŞAFAK
Terör ve zorunlu göç
MGK, 29 Aralık'ta yapacağı yılın...
Sahte pusula tuzağı
Sünni, Şii ve Kürtler... Iraklılar kendilerini 4 yıl temsil edecek...
Bağdat Caddesi çocuklara kaldı
Seçim bugün start alıyor... Önceki günden itibaren seçim...
Canın sağ olsun
Canın sağ olsun
Beşiktaş, UEFA'da grubundaki son maçında İbrahim Toraman (2) ve...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu