Siyasetçinin erdemine dair
Eski Almanya başbakanı Schröder'in dev bir Rus şirketinde üst düzey denetleyici olarak -herhalde dolgun bir maaşla- işe başlamasıyla ilgili Avrupai tartışma bizim için de adeta ' kardeş mevzu' niteliği taşıyor. Zira tartışmanın odağındaki kuruluş, dünyanın en büyük para makinelerinden biri olan Gazprom, bizim ' Mavi Akım' belamızın da ağababası! Alman basını acımasızca sorguluyor: - Sayın Schröder, görevi Angela Merkel'e devretmeden iki hafta önce Rus doğalgazını Baltık Denizi altından Almanya'ya taşıyacak boru hattı anlaşmasını imzaladınız. Şimdi de Gazprom denetleme kurulunun başına geçiverdiniz. Acaba o anlaşmayı imzaladığınız sırada bu yüksek maaşlı işin mukavelesi cebinizde miydi? İma edilen rüşvet ilişkisinin karlı tarafı olan Rusya'da da basın konuyu kurcalamaktan geri durmuyor. Ünlü Pravda sanki hüsnü zan beslediği bir devlet adamının façasını bozan bu bağlantıdan ötürü hayal kırıklığına uğramış gibi: - Schröder siyasi içgüdüsü sağlam biri olarak tanınırdı, şimdi ise bundan yoksun davrandığı ortaya çıkıyor...... Schröder'i kayırmacılık, yolsuzluk ile suçlayanların, aldığı siyasi kararlardan şahsi çıkar elde etmeye çalışan biri olarak görenlerin sayısı hiç de az değil. Doğrusu Pravda'nın Schröder hakkındaki bu kanaatini toplum olarak biz de paylaşıyorduk. Ayrıca AB üyeliğimiz konusunda destekçi beyanatlarından ötürü kendisine cömertçe 'Türkiye'nin Avrupa'daki en büyük dostu' unvanını vermiştik. Ancak bu tartışma sadece o yüzden bizim için 'kardeş mevzu' niteliğinde değil, benzerlik daha derin! Dünyanın en büyük para makinelerinden biri olan, aynı zamanda bir tür gizli mülkiyetle Rus derin devletine ait bulunan Gazprom öyle bir şirket ki, başındaki kişi daima sistemin en önemli ilk üç-dört adamından biridir. Siyaseti bırakır bırakmaz bu şirketin baş denetçisi olduğu için Schröder'in zan altında kalmasını kaçınılmaz kılan nedir? Baltık denizinin altından gelecek boru hattı ile ilgili anlaşmaya, giderayak imza atan Alman başbakanı olması! Deniz altından geçecek bir boru hattı! Aynen Karadeniz'deki ' Mavi Akım' denen hat gibi. Açık ki Schröder vakası bizim için derinlemesine kardeş mevzu niteliğinde! Yalnız bu iki kardeş hat pek özdeş sayılmazlar! Bir kere Mavi Akım'ın Türkiye tarafındaki imza babası olan o zamanki başbakanımızın Gazprom'da -bilinen- maaşlı bir işi yok! Neye hükmedelim; yolsuzluk liginde dünya şampiyonluğuna oynayan Türkiye'nin siyasetçisi Almanya'nınkinden daha mı temiz diyelim? Üstelik Mavi Akım Rusya lehine ve Türkiye aleyhine bir anlaşma iken, Baltık Hattı'nın Almanya için bir felaket olması mümkün değildir. Orası gerçek bir devlet olduğu için sadece başbakanın imzası ile enerji konusunda ülkeyi bir başka memleketin rehinesi haline getirecek herhangi bir anlaşma yapılamaz. Bizde ise bin defa söylediğim gibi Türk tarihinin gelmiş geçmiş en büyük dalalet veya ihaneti Mavi Akım denen kazıktır. Bu anlaşma ile Türkiye elektrik ihtiyacının yüzde 40'tan fazlasını Rus doğalgazından elde etme durumunda kalmıştır. Ancak hainler veya deliler tarafından yönetilen bir ülke, komşularından herhangi birine bu oranda bir enerji ihtiyacı ile bağımlı hale gelmeyi göze alabilir. Yine bu anlaşma ile Türkiye'de doğalgaz hatları döşeyecek firmaları belirleme hakkını dahi Rusya'ya verdiğimiz için komşumuzun enerji rehinesiyiz. Böylece Türkiye, İnönü'nün başlattığı Amerikan mandasından kurtulsa bile Rusya mandasına sürüklenme riski ile karşı karşıya getirilmiştir. Şimdi; bütün bunlara rağmen, Türkiye aleyhine ve Rusya lehine bu kadar fedakarlık yapan bizim siyasetçilerimiz Gazprom'da işe girmemiştir ama Almanya'nınki girmiştir! Sebebi nedir acaba? Baltık hattı Almanya açısından bizim Mavi Akım gibi benzersiz bir kazık niteliği taşımadığı için mi yoksa oradaki siyasetçiler daha açgözlü oldukları için mi? Yalan dünyanın hangi gerçeğini sevelim?
|