Anılar yeniden canlanıyor
Hayatımın tiyatrodaki en tuhaf deneyimlerinden birini yaşadım. Eski Küçük Sahne, şimdilerde Sadri Alışık tiyatrosu olan o küçük salon, zaten bizim için anılarla dolu. Yıllar boyu kaç oyun izledik burada, kaç ünlü sanatçımızın replikleriyle coştuk, ağladık, güldük, hüzünlendik? Çarşamba gecesi hüzün yine oradaydı. Belleklerimiz neredeyse 30 yıl öncesine, 1978 yılının unutulmaz filmi "Selvi Boylum Al Yazmalım"a gitti. Nasıl gitmesin ki... Hemen önümde filmin tüm yaratıcı kadrosu oturuyordu: Atıf Yılmaz'dan Ahmet Mekin'e, Türkan Şoray'dan Kadir İnanır'a... Çolpan İlhan ve Kerem Alışık'ın davetlerini kırmadan gelmişler, tam o gece tiyatronun önüne beton döken belediyenin engellemesini aşarak, koltuklara kurulmuşlardı.
GÖZLERİM DOLUYOR Ve sahnede, vaktiyle onların oynadıkları rolleri oynayan gencecik oyuncular... Asya'da İpek Tuzcuoğlu, İlyas'ta Kerem Alışık... Ve Ahmet Mekin'in rolünde Menderes Samancılar. O buram buram şiir kokan Cengiz Aytmatov deyişleri, sahneden salona taşıyor, havada şiirle birlikte hüzün var. Yan gözle o dev sanatçılara bakıyorum: Gençliklerinin bir parçası olmuş o rolleri, Türk sinemaseverinin ezbere bildiği o şiirsel deyişleri genç sanatçıların ağzından duymak nasıl bir duygu? Benim gözlerim doluyor, hatta yaşlarım akıyor. Onlar da öyle mi, onlar da geçmişin girdaplarında kaybolmuş gibiler mi? Yönetmen Barış Erdenk, geçen yılın 'Ağır Roman'ındaki başarısını tekrarlıyor, o küçücük sahneyi salonun içine doğru yayarak, imkansızlıkları aşarak, bize hem romanın özünü getiriyor, hem de sahnede sinemasal bir hareket yaratıyor. Çok tiyatro olan, ama ne edebiyata, ne de sinemaya ihanet etmeyen sanat olayı bu.... Ve yalnızca bu üç oyuncusu değil; Zühal Topal ve Muharrem Özcan başta tüm gençler de çok iyi...
HERKES HEYECANLI Ve finale doğru, benim için büyük bir sürpriz: O çok sevdiğim Işıl German şarkısını, yıllardır arayıp durduğum 'Aşkın Kederi'ni nereden bulup çıkarmışlar? O güzel şarkı unutulmuşluğa terkedilmişti. Eminim ki, bu çok tutulacak oyundan sonra yeniden hatırlanacaktır. Ve oyundan sonra herkes ne kadar heyecanlı olduğunu anlatıyor. Genç oyuncular, dev sanatçıların önünde nasıl zorlandıklarını içtenlikle dile getirirken, Türkan ve Ahmet Mekin onlara övgüler yağdırıyorlar. Kadir İnanır ise bana pek beğenmediğini söylüyor. Bir film, bir eser, bir dönem yeniden canlanıyor, unuttuğumuz duyarlılıklar yeniden doğuyor. Kesinlikle kaçırmayın...
|