Bu mekanların ev sahipleri kediler
Kitapçıdan kafeye, restorandan mağazaya pek çok mekan "kedi"leriyle ünlü. Bu mekanlara alışverişe ya da yemeğe gelenler ise sevimli ev sahipleri tarafından karşılanmaktan memnun.
Kedi sevmeyen gelmesin
Kitap almak için bir kitabevine girdiğinizde ya da arkadaşlarınızla karnınızı doyurmak için bir kafeye oturduğunuzda, hemen yanınızda mışıl mışıl uyuyan kediyi fark ediyorsunuz. Yanılmadınız, İstanbul'da bazı mekanların, "kadrolu" kedileri var. Beyoğlu ve Kadıköy, kedili mekanların en yoğun bulunduğu yerler. Biz de bu yerlerin bir kısmını gezdik, kedileri hakkında bilgi edindik. İlk durak İstiklal Caddesi! Aznavur Pasajı'nda, pofuduk, tekir-beyaz bir kedi çıkıyor karşımıza. Pasajın alt katında, Kostüm Atölyesi adlı dükkanın sahibi Ayşe Selecik'in kedisi Zeyno, şu aralar fazla kilolarından kurtulmaya çalıştığı için diyet mamayla besleniyor, biraz zayıflamayı başarmış hatta; 6.5 kiloya düşmüş. 11 yıldır pasajın gözdesi, maskotu, sembolü. Düzenli veteriner kontrolleri dışında, pasaj dışına çıkmaktan hoşlanmıyor Beyoğlu'nun popüler mekanlarından biri olan Kaktüs, müdavimlerine kedi sevdirmeyi başarmış bir yer. Mekanla aynı adı taşıyan efsaneleşmiş dişi kedi, artık 14 yaşında olduğu için gece hayatından el etek çekmiş; evde kalıyor. Onun yerini şu anda, dört yaşındaki Adnan ve yedi aylık Sakine paylaşıyor. Simurg, yalnızca kitap sevenlerin değil, kedi sevenlerin de Beyoğlu'na gelince uğramadan geçemedikleri bir kitabevi. Çoğu kaza geçirmiş, ölmek üzereyken bulunmuş 18 kediye sıcak bir yuva sunuyor Simurg'un sahibi İbrahim Yılmaz. Kocakafa, Bekir, Cimcime, Şeker, Korsan, Tıstıs, Fıstık, Haydut gibi birbirinden güzel isimleri olan, bakımlı, besili, kah kitapların kah bilgisayarın üstünde yatan kediler, Simurg'un gerçek sahipleri gibi davranıyor. İbrahim Bey, sadece kitabevine sığınan 18 kediye değil, kendi deyimiyle "mülteci"lere yani sokaktakilere de bakıyor. İbrahim Bey'in bir arkadaşı, elini kedi tırmaladı diye, Simurg'a gelmekten vazgeçmiş; ama İbrahim Bey, kedilerinden vazgeçmeyi hiç düşünmüyor. İstanbul'un en lezzetli yemekler sunan vejetaryen lokantalarından biri Parsifal de kedi dostu. Restoranın sahibi Ayfer Uzunoğulları, sadece Parsifal'e yolu düşen kedilerin karnını doyurmakla, onları kısırlaştırmakla yetinmiyor; aynı zamanda Türkiye Hayvan Hakları Platformu'nun da kurucu üyesi.
ANADOLU YAKASI KEDİLERİ Gelelim Anadolu yakasına... Kadıköy Çarşı'da, Moda Caddesi'ne çıkan sokakların birinde, kedi dostu dükkan sahipleri el ele verip mahallenin kedilerini kısırlaştırmışlar. Osmanlı Koleksiyon adındaki sahaf dükkanının sahibi Ruhi Bey'in sürekli dükkanında beslediği biri altı, biri yedi yaşında iki dişi kedisi var. Aralarında kıskançlık olmasın, ikisi de kendini prenses gibi hissetsin diye, iki kedisinin adını da Prenses koymuş. İki kedi de, bir yıl arayla dükkanda doğmuş. Ruhi Bey'in deyimiyle anneleri, yavrularını Ruhi Bey'e emanet edip ölmeye gitmiş. Ruhi Bey de, anne yadigarı kedilere gözü gibi bakıyor. Dükkana gelen bazı müşterilerin kedilerden rahatsız olduğunu söylese de Ruhi Bey, prensesleriyle çok mutlu bir yaşam sürüyor. Osmanlı Koleksiyon'la aynı sokakta, Antikahane adında bir antika dükkanı ve dükkanın da uzun tüylü, iki yaşında Fişek adında bir kedisi var. Dükkanın ortaklarından Mustafa Tükek'in İran kırması, kısırlaştırılmış, erkek kedisi bebekken çok yaramaz olduğu için Fişek adını vermişler ona. Antika dükkanında bir kedi beslemek, züccaciye dükkanında fil beslemek gibi değil mi peki? Tek bir parça kırmış Fişek şimdiye kadar. Dükkan sahipleri, "Alıştı artık, uzun zamandır hiçbir şey kırmadı" diyorlar. Yine aynı sokakta bulunan Çinili Kafe de, 13 yaşındaki dişi Siyam kedisi Maviş sayesinde, kediseverlerin uğrak yerlerinden biri. Nazlı bir kedi Maviş, Çinili Kafe'nin üst katlarına çıkmıyor, genellikle giriş katında, kış aylarında sobanın hemen yanındaki sepetinde ya da onu seven müşterilerin kucağında uyuyor. Kafede çalışanlar, kedinin özel bir hayran kitlesi olduğunu da belirtmeden geçmiyorlar.
MASKE ÇOK MUTLU Bahariye Caddesi'nde Kedi isminde bir dükkan var. Takı, toka, anahtarlık gibi eşyaların satıldığı dükkanın da Maske adında siyah-beyaz bir kedisi. Dükkanın yer aldığı pasajın, Maske'nin yanı sıra, Sosis adında bir de şişko köpeği vardı; ama dükkan el değiştirince, eski sahip Tamer Bey, Sosis'i pasajda bırakmak yerine yanına almış. Maske, üç yaşında bir erkek kedi. Genellikle ayna kırıp küpelikleri deviriyor. Dükkanda çalışan Raziye Hanım, Maske'yle çalışmaya başladıktan sonra, evine de kedi almış. Bazen kedi sevmeyen müşterilerin geldiğini, ama müşteri memnun olacak diye Maske'yi asla dışarı çıkarmadıklarını, çıkarmayacaklarını söylüyor. Biz konuşurken, Maske kendisinden söz ettiğimizi anlamış gibi, yüzümüze bakıp gurul gurul gurulduyor.
Ebru Gökteke
|