'Erdal eyleme hazırlanıyordu'
Terörist Fehriye Erdal ve terör örgütü DHKP-C üyesi 10 kişinin Belçika'da işledikleri suçlardan dolayıyargılandığı davada, Türk Devleti'ni temsil eden Belçikalı avukat, sanıkların Belçika'nın Knokke bölgesinde suçüstü yakalandıklarını belirterek, bu kişilerin üzerinde ele geçirilen belgelerde Türkiye'de eylem ve suikast emellerinin ortaya çıktığını söyledi.
Belçika'nın Brugges Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Türk Devleti'ni müdahil taraf olarak temsil eden Belçikalı avukat Dries Vincken, A.A muhabirine yaptığı değerlendirmede, terörist
Erdal ve terör örgütüne ilişkin Belçika'daki davalarda Türk Devleti'nin ilk defa müdahil taraf olduğunu belirterek, diğer davalarda Sabancı ailesinin müdahil olduğunu hatırlattı.
Sabancı cinayeti dosyası ile teröristlerin Belçika'da işledikleri suçlara ilişkin davaların ayrı tutulduğunu, Belçika mahkemelerinin bazı alanlarda yetkisizlik kararı aldıklarını hatırlatan avukat, söz konusu sanıkların ve örgütün, Türk Devleti'nin çıkarlarını zedelemek için çaba harcadıklarının görüldüğünü kaydetti.
Bir suç örgütünün söz konusu olduğunu, sanıkların Belçika'nın Knokke bölgesinde suçüstü yakalandıklarını belirten Vincken, bu kişiler üzerinde ele geçirilen belgelerde Türkiye'de eylem ve suikast emellerinin ortaya çıktığını söyledi.
Avukat Vincken, Sabancı suikastı örneğinde görüldüğü gibi, teröristlerin Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını hedef aldıklarını, bu alanlarda önemli rol oynayan kişilere karşı eylemler düzenlediklerini ifade etti.
Vincken, sanık avukatlarının olayları saptırma girişimlerini de eleştirdi. Mahkeme heyeti, gelecek saatlerde, sanık avukatlarının ve Savcılığın görüşleri doğrultusunda yetki veya yetkisizlik kararı alacak.
ERDAL BELÇİKA'DA YARGILANMAYA BAŞLANDI
Belçika'nın Brugges Ceza Mahkemesi, terörist Fehriye Erdal ve terör örgütü DHKP-C üyesi 10 kişiyi Belçika'da işledikleri suçlardan dolayı yargılamaya bu sabah başladı. Teröristler, Konokke kenti yakınlarındaki Duinbergen'de yakalanmalarından 6 yıl sonra yargılanıyor.
Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe'nin, 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi olayının zanlılarından olan terörist Fehriye Erdal, 26 Eylül 1999'da Belçika'da Neşe Yıldırım adına düzenlenen sahte pasaportla yakalanmıştı.
Belçika, Türkiye'nin iade talebini, idam cezasının varlığı nedeniyle reddetmiş ve bu arada teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirmişti. Terörist Erdal, bir yıl kadar hapis yattıktan sonra bir evde gözaltına alındı ve Belçika'da işlediği suçlardan yargılanmasını bekliyor. Bu suçlar arasında silah taşımak, suç örgütü faaliyetlerine katılmak, sahte kimlik kullanmak gibi unsurlar bulunuyor.
Brugges'deki davada, Erdal ile birlikte, suç örgütü üyeleri olarak yargılananlar arasında terör örgütünün başı Dursun Karataş da bulunuyor. Sanıklar arasında, Neşe Yıldırım kod adlı Fehriye Erdal ile birlikte ele geçirilen Kaya Saz, Musa Asaoğlu ve Zeki Kahraman, bunlarla işbirliği yaptıkları belirlenen Şükriye Akar Özordulu, İrfan Demirtaş, Hasan Ekici, Nebi Albayoğlu, Hale Melis kod adlı Zerrin Sarı, Bahar Kimyongür yer alıyor.
Terör örgütünün başı Karataş gıyabında yargılanıyor, terörist Erdal da duruşmaya gelmedi. Diğer sanıklardan 8 kişi bugünkü duruşmada hazır bulunuyor.
OLAĞANÜSTÜ ÖNLEMLER
Brugges Ceza Mahkemesi'nin bugünkü oturumu güvenlik önlemleri nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapılıyor. Polisler, mahkeme girişinde metal detektörleri kullandılar ve sanık avukatlarına saat, kemer ve ayakkabı çıkarttırarak arama yaptılar.
Sanık avukatları, bu duruma karşı çıkarak salona girmeyi reddettiler. Mahkeme Başkanı'nın talimat vermesine rağmen, polis görevlileri güvenlik önlemlerini değiştirmedi.
Mahkeme salonunda polis köpekleri bulunmasından da rahatsız olan avukatlar, ''bir köpek önünde savunma yapamayacaklarını'' söylediler.
Avukatlar, müvekkillerinin tehlikeli bireyler olmadığını, oysa alınan önlemlerin hem avukatları hem sanıkları tehlikeli gösterdiğini savundular.
Oturumun başlamasının ardından sanık avukatlarından Paul Bekaert, Brugges Ceza Mahkemesi'nin bu kişileri yargılama yetkisi olmadığını ileri sürerek, yetkisizlik kararı alınması talebinde bulundu.
Adi suç değil ''siyasi bir davanın'' söz konusu olduğunu, ''Türk Devleti ile DHKP-C arasında'' bir mesele olduğunu iddia eden avukatlar, bu kişilerin Belçika'da yargılanamayacağını savundular. Savcı Johan Delmulle, sanık avukatlarının tavrını eleştirirken güvenlik önlemlerinin sanıkları korumak için alındığını söyledi ve avukatların savcılığa başvurarak bu sanıkların öldürülebileceklerini, Türkiye'den bu amaçla infaz timleri gönderildiğini ileri sürdüklerini bildirdi.
Savcı, bir suç örgütünün söz konusu olduğunu, Brugges Mahkemesi'nin bu kişileri yargılama yetkisi bulunduğunu belirtti ve bir süre önce Cezayir terör örgütü GIA'nın üyelerinin Belçika'da yargılandığını hatırlattı.
d
TÜRKİYE'DEKİ SUÇLAR YARGILANMIYOR
Belçika'nın Gent Mahkemesi, geçen ekim ayı sonunda, Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı Belçika'da yargılanamayacağı yönünde görüş bildirmişti.
Gent Mahkemesi, 25 sayfalık gerekçeli kararında, Belçika adaletinin Türkiye'de işlenmiş suçları yargılama yetkisi olmadığını ileri sürdü.
Sabancı ailesinin avukatı Fernand Schmitz, ''son derece saçma'' olarak nitelendirdiği karar karşısında derhal Yargıtay'a giderek son itiraz hakkını kullandığını, bunun ardından, gerekirse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracaklarını açıkladı.
Schmitz, Belçika'nın ''teröristleri bağrına basarak, koruyarak, onlara destek vererek başına dert aldığını'', ''terörizme karşı ortak mücadeleden söz edildiği bir dönemde teröristlere kucak açmanın yanlış olduğunu'' söyledi.
Sanık avukatlarından Paul Bekaert, mahkeme kararını memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi. Gent Mahkemesi kararında, teröristin Avrupa Terörizme Karşı Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde yargılanamamasına gerekçe olarak, Sabancı suikastinde kullanılan silahın ''tam otomatik'' değil, ''yarı otomatik'' olması gösterildi. Söz konusu sözleşmede, ''tam otomatik silah'' kullanılan eylemler hedef alınıyor.
Schmitz, Belçikalı hakimleri ''siyasi yaklaşımla'' suçlamayı ve ulusal ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini söylemeyi sürdürüyor.
|