kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 

Bir haber arkası ve "sizin hiç oğlunuz öldü mü?.."

Motor tutkusu Selman Taşçıya ölüm getirdi.Ne var ne yok soruma yanıtı donuk, ağırdan;
Motosikletli bir kurye kaza yapmış. Öyle ağır darbe almış, kaza yerinde o kadar çok kan kaybetmiş ki, hastaneye getirdiklerinde yapılacak bir şey yoktu. Başka da bir şey yok.
Sordum.
- Ailesinden, yakınlarından, çalıştığı şirketten kimse geldi mi? Kimmiş, nereliymiş belli mi?

Hiç bir şey
Yok... Saatler geçmesine rağmen gelen giden olmamış. Çünkü 28 yaşında ölen delikanlının evini, adresini, telefon numarasını belirleyecek hiçbir şey bulamamışlar üzerinde.
Haydarpaşa Numune Hastanesi'nin nöbetçi memuruyla, odasında konuşuyoruz bunları. Bir ara yerde duran bir çift çizmeye takılıyor gözüm. Üzerinde kocaman marka yazısı; "Halley Davidson"

Taklit değil
- Ayağından çıkan bot bunlar. Bak öbür köşede de dizlikler, mont filan var. Yakınlarına teslim edeceğiz.
Gidip yakından bakıyorum. Taklit değil, orijinal hepsi de. Kaliteli, pahalı şeyler.
- Kurye olduğuna emin misin?
- Öyle dediler abi.
- Bu eşyalar gariban bir kuryenin giyeceği şeyler değil kardeş. Profesyonel motorcu giysileri ve aksesuarları bunlar.

Aradım
Sonra giysilerin üzerinde duran bir kartvizit çarpıyor gözüme. Ahmet adlı bir emlakçıya ait. Cep telefonu da yazıyor kartta. Gecenin geç saati ama yine de arıyorum o numarayı. Çıkana kendimi tanıtıp, gencin ismini verip soruyorum:
- Tanıyor musunuz onu?
- Tabii tanıyorum abi. Yakın arkadaşım. İSKİ'de bilgi işlem uzmanıdır kendisi. (birden telaşı artıyor) Hayırdır abi bir şey mi var?
- Ailesine ulaşmamız lazım Ahmet bey. Bir motor kazası oldu. Yaralandı maalesef.

Gecenin körü
Sesimin renginden, kesik kesik konuşmamdan anlıyor dilimin varmadığı, söyleyemediğim akıbeti. Önce sessizlik, sonra hıçkırıklar.
Yarım saat sonra arkadaşlarını alıp geliyor hastaneye. Bir bakıyorum aralarında eski manken İsmet Özhan da var. Sarılıp ağlıyor.
Mimar-Mühendis olan babasının da cep telefonu numarası var hem İsmet'te hem de Ahmet'te.
Ama gecenin köründe açıp ne desek ateş düşecek içine adamın. Kalp hastasıymış hem.

Peki!..
Karar şu: İsmet ve Ahmet evlerini biliyor. Gidecek, komşuları uyandırıp söyleyecek. Tek problem sabah saat 03.30'da kim tanımadığı insanlara kapı açar?
Benden ricacı oluyorlar.
- Abi camdan bakan seni tanır.
Çaresizce "peki" diyorum.

Tam altında
Üsküdar Sultantepe'de bir sokak arasındayız. Önünde durduğumuz vefat eden gencin apartmanı. Tam altlarındaki dairenin ışığı yanık. Daha zilini çalmadan seslerimizi duyup cama çıkıyor o komşu. Kendimi tanıtıp aşağıya davet ediyorum. Geliyor.

Uyananlar
Malatyalı bir kabzımal. Konuşmasından, hal hareketinden anlıyorum ki; gün görmüş bir adam. Münasip dille anlatıyoruz. Şok geçiriyor. Eli, ayağı titriyor.
İstemesek de gecenin sessizliğini yırtmış gürültümüz. Uyanıp balkona, cama çıkanlar arasında baba Ali bey de var.

Yanlışlıkla
O da aşağıya iniyor. Merak etmiş, ne olduğunu öğrenmeye gelmiş.
Malatyalı komşu yutkunarak, kekeleyerek fısıldıyor
- Ali Bey. Se.. Senin oğlan bi.. bir kaza yapmış. Hastanedeymiş. Arkadaşları benim kapıyı çalmış yanlışlıkla.

Allah korusun
Bir çift gözün yüklendiği meraklı bakışlar gidiyor, yanardağ patlaması görmüş ürpertisi yerleşiyor o bakışlara. Ancak babaların yüzünde ve bir salisede bu kadar çok ifade değişebilirmiş, offf...
"Şimdi düşer mi, düşer, yığılır sokak ortasına koca adam? Ya da. Ya da Allah korusun kalbi..."

Bu ne metanet
Tek bir cümle çıkıyor ağzından;
- Allah kitaptan... Kuran'dan, imandan...
Gerisini anlamak mümkün değil. Çünkü artık sadece dudakları kıpırdıyor. Dua ediyor Ali bey. Sanki orada, az ötesinde bizim göremediğimiz biri varmış, ona bakıyormuş gibi sabit bir noktaya kilitlenip dua ediyor.
Ardından elleriyle yüzünü sıvazlayıp bitiriyor duasını. İnanılması güç bir metanetle bize dönüyor.
- Lütfen açıkça söyleyin. Gerçekten yaralı yoksa öldü benim oğlum?..

Tek söz yok
Yapamıyoruz. Söyleyemiyoruz. Acemi yalanlarımıza inanmak zor ama onun umutları her yalanımıza kanmaya çoktan rızalı etmiş onu.
Yanı başımda oturuyor Ali Bey. Benim arabamla hastaneye gidiyoruz tek bir söz etmeden.
Şaşırtıcı bir bilgelik, dahası ermişlik ifadesi var yüzünde. Onu gören deneyimli polisler, doktorlar bile yanında duramıyor, ona bir şey söylemeye kıyamıyor, uzaklaşıyorlar.
Sonra... Az sonra kaçınılmaz olan an... Öğrendi... Dondu... Durduğu yerde şöyle bir devindi. Ve yine fısıldadı;
- Ben sana dedim be oğlum. Dikkat et dedim, hızlı sürme, hatta hiç binme dedim be oğul. Değecek mi şimdi bu ayrılığa. Annene ne diyeceğim ben şimdi be oğlum. Ahh aslan oğlum..."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sabaha karşı 02.00, Numune Acil Servisi   / 03-12-2005
 O sette olan biteni kendi gözlerimle gördüm   / 02-12-2005
 Milli Eğitim Bakanı'ndan "tıraş" hikâyesi   / 01-12-2005
 'Babam ve Oğlum'un başarısı bizim de başarımız   / 30-11-2005
 Okullar 4 oldu A Takımı'nın keyfi 4 köşe!..   / 29-11-2005
 Derbi maçı heyecanından öte bir duygum var   / 27-11-2005
 Polisler, sinemacılar, yazarlar ve üç mezarlı adam   / 26-11-2005
 İki ucu tinerli değnek ve polis ne yapmalı?..   / 25-11-2005
 Manukyan'ın vasiyeti: Hayatımı Nurseli İdiz oynasın   / 24-11-2005
 Gecenin matemini ruhuma örtüp sarayım   / 23-11-2005
REHA MUHTAR
Erkeğin fantasyalarını gerçekleştiren adam!..
Müthiş...
İLKER SARIER
1. İlker kafası!
Ağabeyimiz Hıncal Uluç, 4....
MEHMET BARLAS
Ehemmi mühimme tercih etmeyi bilmeliyiz
Kendimizce çok...
MAHMUT ÖVÜR
'Ben de ilk defa Kürdü, Arnavut'u burada gördüm'
Göç ve...
SAVAŞ AY
Bir haber arkası ve "sizin hiç oğlunuz öldü mü?.."
Ne...
HINCAL ULUÇ
Bir Paul Anka gecesi yaşamak..
Çaylar vardı o zaman,...
GÜLSE BİRSEL
İçki niye yasak, sigara niye serbest?
Beş altı sene...
Bu şarkı burada bitmez
Bu şarkı burada bitmez
Geçen hafta F.Bahçe'ye yenilip zirveden uzaklaşan Galatasaray, Ankara...
Penaltı isyanı
Penaltı isyanı
Bir gün önce F.Bahçe aleyhine çalınmayan penaltının ardından, dün...
Wilson 6 ay rötarla geldi
Bush'un Türkiye'ye atanmasını istediği ABD'nin eski Bakü Büyükelçisi...
Yurttaşlar Heyeti Umut Kitabevi'nde
Hakkari'nin Şemdinli ve Yüksekova ilçelerindeki olayların ardından...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu