|
|
Rahatsız olmaya hakkı yok!
Tek başına yenilen yemekle ilgili düşüncelerimi sıcağı sıcağına Yeni Asır'da yazdım ama bu köşede de değinmeden geçmek olmaz. Fotoğraf, öyle veya böyle dikkat çekiyorsa, manşete taşınıyorsa demek ki doğru yoldayız. Kadının türbanlı veya türbansız olması önemli değil, önemli olan bu görüntünün kadın-erkek hepimizi rahatsız etmiş olması. Bu ülkede kadının yeri bu işte ne yazık ki... İslami kesimde de böyle, laik kesimde de... Kadına değer verilmediği için onun tek başına yemek yemesi de önemsenmiyor, dikkat çekmiyor, farkına varılmıyor. Yani yadırganması gereken o fotoğraf, bugüne kadar yadırganmıyordu. Kanıksanmış, farkında olunmayan ancak dışarıdan biri gözümüze çarptığında gördüğümüz bir fotoğraftı. İşte bu yüzden siyasetçilerin, sanatçıların, rol modeli olan kişilerin daha dikkatli olması gerekiyor. Ne bakanın, ne de bakan eşinin kendi arzusuyla hareket etme zorunluluğu yok. Madem ki protokol gezisindeler, madem ki bakan eşi istemeye istemeye, sırf başbakan eşini götürdüğü için gitmek zorunda kalıyor, o zaman gerekeni yapmaya özen göstermek zorundalar. Herhangi bir kadın değil o, bakan eşi olarak Türk kadınını temsil ediyor orada. Dolayısıyla bakan eşinin "Rahatsız etmek istemedim" demeye hakkı yok. Rahatsız olmaya da hakkı yok. Başını yere eğerek, objektiflere bakmaktan kaçınarak oturması da yanlış. "Yerim burası değil!" diye bas bağırması gerekmiyor. Tam tersi başı dik oturmalı. Erkek erkeğe siyasetten ancak böyle kurtuluruz. Valinin eşi de olmalıydı orada, partili kadınlar da... Kadınlar olmalı. Ayrı ayrı değil birlikte oturup sohbet edilmeli. Ayrıca nedir bu kadınların erkekleri rahatsız etmemek takıntısı? Bırakalım rahatsız olsunlar, eğer kadınlarla birlikte olmaktan rahatsız oluyorlarsa...
|