SABAH - "34 FCP 14 vurdu kaçtı"

Şu an 2 Aralık 2005 - Cuma tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Son Dakika

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Teknoloji

	Otomobil

	Detaylı Arama

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cuma

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	İşte İnsan

	Sinema

	20. YILA ÖZEL

	Turizm Rehberi

	Çizerler

Google Arama

	"34 FCP 14 vurdu kaçtı"
	Courtney Love mortgage kurbanıymış
	Hastasıyım
	Cuma tavsiyesi

"34 FCP 14 vurdu kaçtı"

Sizin mahalle neresi bilmiyorum ama bizim mahallede iyi park yeri için kardeş kardeşi vurur. Geçen gün evin tam önünde park yeri buldum. Sonra olanları aynen ve detaylı bir şekilde anlatıyorum
Valla haftaya gayet huzurlu başladım. Ve valla billa konunun emniyet şeridiyle ilgisi yok. Günlük hayattaki rutin ama kendi içinde huzurlu tempomu tutturduğum günlerdeyim. Biliyorsunuz bazen işler hakikaten iyi gider. Soğuk füzyonu filan bulmamışsınızdır. Sadece her zamanki sıradan şeyleri yapar, bundan zevk alırsınız. Bu en sevdiğim şeydir... Küçük zaferler ve sürprizler sizi mutlu etmektedir: Siyah noktalara kesin çözüm olan jojova taneli reklam çıktığında kumandanın ta uzakta masanın üzerinde değil, popoyla kanepe yastığı arasına sıkışmış olduğunu fark eder, gülümseyerek (oh! sesi) kanalı değiştirirsiniz. Televizyonu açtığınızda filmin başına denk düşersiniz. Bir de güzel çıkarsa... Eve gelince pikapta duran plağı makul bulursunuz. Hiç başka bir şey aramadan iğneyi koyup devam edersiniz. (Bende bu arama işlemi bazen 40 dakika sürüyor.) Gecenin bir köründe dolapta bir önceki günden kalan pizza bulursunuz. Mmmh soğuk soğuk Kapıdan çıkar çıkmaz taksigeçer ve durur mesela... Sabah çiş esnasında gözünüz aynaya takılır. O ne! Güzel saç günü! Gözünüz aynada mutlu mesut işersiniz. Yatakta 'pırt' yapmış ve sevgiliniz işe uyanmadan olayı örtbas etmeyi başarmışsınızdır. Ya da ne bileyim buzdolabının rafına bir ara bir adet 50'lik banknot zulalamış olduğunuzu hatırlarsınız. Ve bu tam Hayriye hanım temizliğe geldiğinde olur. Para bırakmak için sabah sabah bankaya gidip gelmekten yırtarsınız. Gününüz güzel başlar. Ya da evin önünde park yeri bulursunuz. Bence bu sonuncusu iki bankadan yırtma, üç kumanda bulup rahatlama, bir pırt zaferi ve iki iyi saç gününe bedeldir. Sizin mahalle neresi bilmiyorum ama bizim mahallede kardeş kardeş; vurur iyi park yeri için. Sadede geliyorum. Geçen gün evin tam önünde park yeri buldum. Sonra olanları aynen ve detaylı bir şekilde anlatıyorum: Sabah kalktım. Hiç işim olmadığı halde evin önünde bulduğum muhteşem yeri tekrar tekrar idrak etmek için arabanın yanına gittim. Dayanamayıp bindim (aynı zamanda iyi saç günüydü). Sonra bu muhteşem yeri başkasına kaptırmanın beni ne kadar üzeceğini fark ettim. Bu keyfi, yani evden çıkıp üç adımda arabaya ulaşma keyfini ertesi gün de yaşamak için arabadan indim. İşte tam o sırada önceden fark etmediğim şeyi gördüm. Arabanın sol ön sinyali yerinde değil. Zira arabanın sol ön kısmına bir şey hafif 'dokanmış.' Ya da sürttürmüş. Sinyal olduğu gibi çıkmış. Sol ön dişi çekilmiş gibi duruyor garibim gri şimşek. Çıkan sinyal olduğu gibi kaputun üzerine konmuş. Sağından solundan sarkan kablolarla yerinden sökülmüş bir böbreğe benziyor. Böbreğin altında beyaz bir kağıtta aynen şunlar yazılı. "34 FCP 14 arbanıza (a yok) vurdu çtı." İmza yok. Bu esrarengiz olayı çözmekte zorlanıyorum. Bienal desen değil. O bitti. Sıradan bir araç benim park etmiş arabama nasıl çarpar ve sinyali olduğu gibi kaportaya zarar vermeden çıkarır bilemiyorum. Bu aracın şeklini merak ediyorum. Ayrıca bu notu yazan kimdir? Sevil Atasoy'a göstersem el yazısından DNA filan alıp CSI İstanbul hesabı adamı bulabilir miyiz? Acaba kaza maza olmadı da park yerime göz diken esrarengiz mahalleli suçu başkasına atıp gözümü mü korkutmaya çalışıyor? Sucunun bu işte parmağı olabilir mi? Notu yazan kişi muhbir vatandaş mı, sorumluluk sahibi iyi insan mı? Bu işten kimler karlı çıkar? Valla tek şansım şu plakanın sahibini bulmak. Arkadaşım beni ara. Seni affettim. Yeter ki olay aydınlansın. Bu hain saldırının failleri ortaya çıkarılsın. Derin mahalle yargı önüne çıksın. Bu arada yılın ilk karının düştüğü şu dakikalarda sol sinyali evdeki telefona bağlamaya çalışıyorum ama olmuyor. Bu da başka hikaye.

Mehmet TEZ