kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Vatan borcu kart borcu!

Sabah'ın dünkü manşetine "askerler" oturmuştu.
"Kredi kartı borcu yüzünden intihar eden uzman çavuş" ve "Ancak 19 gün sonra, delillerin karartılması endişesi ile itirafçı ve ateş açan uzman çavuş gibi tutuklanan Şemdinli astsubayları".


Bu resim, hâkim sistem ve zihniyetin, bunları oluşturan yahut dayatanların, hayatı bize kendi açılarından belleten çeşitli güç ve iktidarların "büyük çelişkisi" ni anlatıyordu sessizce.
Sistemin refleksi hep şunu söyleyip uygular:
1. Devlet namına suç işleyen yahut zanlı olan astsubayı, uzman çavuşu koru;
2. Yoksulluktan, geçim sıkıntısından, aşağılanmaktan bunalan astsubay ile uzman çavuşu umursama, koruma.
Dipsiz Kuyu'nun "ana fikri" bu durumun teşhiri ile tersinin savunulması diye özetlenebilir.
Özellikle iki aydır, onca yazının özü buydu. Genellikle, erlerden sonra en çok şehit olan ve yerine göre emir-komuta zinciri içinde, yerine göre devlet derinliklerinde fiilen en çok insan hakkı ihlali ve suça doğru sürülen veya bulaşan, bulaştırılan kesim astsubaylar ve uzman erbaşlar.
Buna karşılık, onca yazıda kendi ağızlarından da aktardım ki, geçim sıkıntısıyla, ayrımcılıkla, aşağılanmakla, istismarla, zoraki kesintisinin aktığı OYAK'ta emekliliklerinde bile yönetime girememekle, üniversite bitirse de hak ettiği dereceye sokulmamakla, hayat boyu "alttaki" olmaya mahkum edilmekle bunalan, çıldıran da onlar.
Biliyorum; içlerinden kimisi, "ezilme" nin acısını alttakini, eratı "ezerek" çıkarmaya çalışsa da...
Kimi, aşağılanmanın ilacını belki yalakalıkta bulsa da...
Kimi, yoksulluğun, çaresizliğin çıkışını düzenbazlıkta arasa da...
Hemen hiçbiri, onca askeri cesaretlerine rağmen, insani isyan ve özlemlerini açıkça dışa vuracak kadar cesaret bulamasa da...
Çoğunluk açısından bu böyle. Onları, derinlikte "iyi çocuk" diyerek korumaya, kollamaya çalışan hiyerarşik sistem, aynı özeni, onların geçimine, saygı ihtiyacına, insani hislerine göstermiyor ki.
Sanki "adalet duygusu" yerleşirse yıkılacakmış gibi katı katı savunulan o düzenlerin "insanlık dışı" tarafı da bu.


"Uzman
çavuş Ramazan Koçyiğit'in intiharı" her yerde aynı tespit ve değerlendirmeyle verilmişti:
"Kredi kartı borcu yüzünden bir kurban daha".
Arkadaşının kartıyla harcamalar ve ona ödenemeyen 1500 YTL! Cesede baktığınızda, doğrudur; "kart borcu yüzünden" intihar eden 30 yaşında bir asker görürsünüz.
Eğer ölmeden beş dakika önce, bir gün, bir ay, bir yıl önce o askere bir insan, bir koca, bir baba olarak bakabilseydiniz, "kredi kartı borcu yüzünden" demezdiniz.
Eğer, gazeteciliğin gereğini yerine getirip "Bu insanlar kaç para alıyor, nasıl yaşıyor, ne umuyor, nasıl bir bunalımın pençesinde" diye hesap çıkarsaydınız da demezdiniz.
Askerlerden kestiğiyle büyüyen OYAK da dahil, bankaların "kumar borcu, tefeci oranı, haraç" haline getirdikleri faizler bir yana...
Esas mesele, "kredi kartı borcu" değil, "borç olmadan, açık vermeden, çıldırmadan yaşayamamak".
İstisnalar dışında, yüz binlerce sivil ve askerin "kart borcu", israf ve lüks tüketimlerinin bedeli değil, çoluk çocuğuyla, işte ikincisi 10 gün önce doğan bebekleriyle, "asgari insani" bir hayat peşinde sürünmelerinin sonucu.
İstanbul'da, şu koca kentte yaşamaya çalışan bir denizci, bilançosunu iletmişti:
1. 20 yıllık astsubayım, evim ve arabam yok..
2. Aylığım 1100 YTL.
3. Yakacak, bina gideri, kira Zeytinburnu'nda 600 YTL.
4. Elektrik, su, telefon, diğer mecburi gider 200 YTL.
5. Mutfağa, eğitime, çocuğa, borca bakiye 300 YTL.
6. Umut ve mutluluk sıfır. Uzman çavuş için aylığı açlık sınırına doğru çekiverin.
Türkİş'e göre, yoksulluk sınırı ayda 1610, açlık sınırı 530 YTL. Asgari ücret 350.15 YTL.
Sistem, hiyerarşi, düzen... Nasıl yanıltıyor, bir anlasanız!
"Bu acılara son vermek için kredi kartı yasası" çıkıyormuş. Acının sonu kredi kartı olabilir, lakin başı o değil ki. Başı daha büyük, daha derin.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir öğretmen öldü (Bir okura ağıt)   / 29-11-2005
 Nazik konu, nazik üslup!   / 28-11-2005
 Soyut sanat somut hayat   / 27-11-2005
 Tıbbın şiddeti   / 25-11-2005
 Picasso'nun sergisi Hakkâri'nin vergisi   / 24-11-2005
 Gri bir alanda   / 23-11-2005
 Sizin hiç...   / 22-11-2005
 Bunlar da oluyormuş!   / 21-11-2005
 Cek mi, cak mı, cuk mu?   / 20-11-2005
 Eline çarptı, penaltı!   / 18-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
Hatır için kaynatılmamış su bile içilir...
Dün dedim ya,...
UMUR TALU
Vatan borcu kart borcu!
Sabah'ın dünkü manşetine...
FATİH ALTAYLI
Cumhurbaşkanı-mız sağ ve esen mi?
Türkiye yine...
ERDAL ŞAFAK
Yumağın doğru ucu
FLY Havayolları'nın Dışişleri'nin...
'Suç işlemelerini bekleyemeyiz'
ABD Dışişleri Bakanı, CIA'nın Avrupa'daki bazı ülkelerde gizli sorgu...
'Söyledikleriyle patronun kim olduğunu gösterdi'
Yabancı basına göre devrik lider Saddam, "İşgalcilere emredin" diye...
Hakan'a güvendim
Hakan'a güvendim
F.Bahçe maçındaki Hakan Şükür seçimiyle tartışılan Gerets,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu