| |
Ben de katılıyorum
Polislerin sokakta adam dövmesiyle ilgili önceki gün yazdığım yazıya, Ömer Alper Yurtseven isimli bir polis müdüründen son derece şık bir yazı geldi. Bütün kalbimle katıldığım bu yazıyı biraz kısaltarak aşağıda okuyucuların dikkatine sunuyorum:
Aydınlık Türkiye'nin bir aydını olarak gördüğümden hemen her yazınızı ilgiyle takip ederim. Gerçekten de sokak ortasında hem de ilçe emniyet müdürlüğünün pek yakınında ortaçağ uygulamalarını aratmayacak bu dayak olayının tasvip edilmesi olanaksız. Bir polis merkezi amiri olarak eleştirilerinize aynen katılıyorum. Polisin Türkiye Cumhuriyeti'nde böyle bir yetkisi ve görevi olamaz, olmamalı. 3 ay kadar Amerika'da Texas'ta hizmet içi bir kursa katıldım. Yaklaşık bir yıl öncesiydi. Ayrıca 1 yıl kadar da Birleşmiş Milletler Polis Teşkilatı'nda polis olarak Kosova'da görev yaptım. Ayrıca polis, suç, suçla mücadele ile ilgili olarak pek çok yabancı sitenin de müdavimlerindenim. Bildiğiniz gibi, Amerikan polisine itaatsizlik ölümle sonuçlanabilir. Dur ihtarının ikincisi sözle değil silahla yapılır. Trafikte dur ihtarına ani hareketle bile karşılık veremezsiniz. Sonuç vahim olabilir. Amerika'da bir kafedeydim. Birkaç genç hesaba itiraz etti. Kasiyer hesapta diretince alkollü gençler seslerini yükselttiler sadece. İkiüç dakika sonra kafeye iki polis girdi, kasiyerin ihbarı üzerine. İki görevli hiçbir şey söylemeden iki genci kelepçeleyip üst aramalarını yaptıktan sonra hâlâ problemin devam edip etmediğini sordu kasiyere. Bu arada gençler özür dileyerek hesaplarını ödediler. Polis bu kez de müşterilere bu iki gençten şikayetçi olup olmadıklarını sordu. Şikayetçi olan yoktu. Hadise hallolmuştu. Ama iki genç yine de merkeze götürüldü. Haklarında para cezası tatbik edildikten sonra ikaz edilerek serbest bırakıldılar. Nasıl bir örnek. Bence basit ama çarpıcı, harika bir örnek, polisin görev anlayışı ve görev yaparkenki profesyonelliği mükemmel.
Gelelim Beyoğlu'ndaki olaya. Olayda polise mukavemet söz konusu. Hatta arkadaşı bıçak kullanıyor. Amerika'da olsa polis öldürmek amacıyla ateş edebilir. Buna kanun izin veriyor. Türkiye'de ise polis can güvenliğini sağlamak amacıyla bile silah kullanamaz. Peki nasıl kendini savunacak? Suçlu elbette ki insandır. Onun da elbette ki insan hakları vardır. Polis suçluyla karşılaştığı zaman ne ürkek davranmalı ne de günlerin birikimini bir suçluda görmelidir. Bunun için yeni yasal düzenlemeler gerekmektedir. Nihayet polis de halktan biri. Kişisel hata yapan polis elbette ki var. Kişisel hata yapan öğretmen, doktor, hakim, idareci, gazeteci olduğu gibi. 10 yıldır polislik yapan bir amir olarak şunu tüm vicdanımla söylüyorum ki, genelleme yapılırsa Emniyet teşkilatından daha özverili, daha vatansever daha cansiperane görev yapan bir teşkilat bilmiyorum.
Tekrar, size tamamıyla hak verdiğimi, polisin sokak ortasında adam dövmesinin bir ortaçağ uygulaması olduğunu, kabul edilemez bir davranış biçimi olduğunu doğruluyorum. Ama bunun telafisinin sadece polisi eleştirmekten geçmediğini anlatmaya çalışıyorum. Herkes, adliye, eğitim öğretim kurumları, meclis, ekonomistler, sosyologlar, psikologlar... Herkes bu sorunun bir parçası. Ve dolayısıyla çözümün de... Daha iyi ve güzel günler umuduyla... Saygılar sunarım..." Ömer Alper Yurtseven
|